Farklı kıraatlerin hepsini Hz. Peygamber okumuş ve ashabına öğretmiş midir?

Tarih: 07.06.2021 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- ​Kur'an'ın farklı kıraatler üzerine okunması olayı beni vesveseye düşürmekte. Yaklaşık 1 aydır bu konu üzerinde araştırmalar yapıyorum, ama hala vesveselerimi gideremedim.
Size sorum şu:
- Farklı kıraatleri Hz. Peygamber okunmuş mudur ve ashabına öğretmiş midir? Bu konu hakkında araştırma yaptığımda çoğunluk yedi harf ruhsatını göstererek kıraat farklılıkların vahiy kaynaklı olduğunu belirtmiştir. Ama alanında tanınan bazı âlimler kıraatlerin sahabe içtihadına dayandırmıştır. Bu noktada kıraat terminolojisinde Ferşi farklılıklar dediğimiz anlama etki eden okuyuşlar bu sefer beni tedirgin etmektedir. Özet olarak sorum şu:
1. Farklı kıraatleri Hz. Peygamber okumuş ve ashabına öğretmiş midir?
2. Kıraatlerin Hz. Peygamber tarafından okunduğuna dair 7 harf hadisleri delil olarak gösterilebilir mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kıraat birikimi içerisinde soruda da belirtildiği gibi iki kategori bulunmaktadır. Bunlardan biri yedi harf ruhsatına dayanan lehçesel farklılıklar. Diğeri de ferşi farklılıklar diye tanımlanan gramatik farklılıklar, yani anlama etki eden farklılıklar.

Birinci kategoride yer alan ve yedi harf ruhsatına dayanan okumalar Medine’nin son iki yılında, insanların Kureyş lehçesine ait fonetikleri / seslendirmeleri yapmada zorlandıklarından dolayı verilen ruhsattır, yani geçici izindir.

Nüzul döneminde insanların vahiy lafızlarıyla buluşmalarını sağlamak, onların ibadetlerinde okumayı, okuduklarını anlamaları, pratize etmelerini gerçekleştirmek için anlam merkezli, yani anlamı değiştirme özelliği olmayan sadece ses farklılıkları olan kendi lehçelerine uygun okumalarına (lafızları kendi lehçelerine göre seslendirmelerine) izin verilmiştir.

Bu farklılıklar telaffuza dayalı olduğu için, yani bir kelimenin yapısında değişiklik oluşturmayan sadece sesin biçimini değiştiren okumalar oldukları için (Mesela Musa veya İsa veya Huda kelimelerinin a-e arası bir sesle, hem e sesiyle hem de i harfine yakın bir sesle telaffuz edilmesi gibi) ve insanların sıkıntısını gidermek amaçlı olduğu için, bunların tamamını Hz. Peygamber (asm) Efendimizin telaffuz ettiğini, öğrettiğini söylemek ispata muhtaç bir cümle olur. Zaten Hz. Peygamber (asm) bu tür kolaylığa bağlı okumalar için yedi harf rivayetlerinde "Kur'an yedi harf üzere indirildi, kolayınıza gelen şekilde okuyunuz." şeklinde formülü vermiş, insanlar da buna göre kendi lehçelerine göre vahiy lafızlarını seslendirmişlerdir.

Rivayetlerin içeriğine bakıldığında zaten bir kolaylık mantığı olduğu açıktır ve bu tür farklılıklar bir sosyolojik zorunluluk ve beşeri tecrübenin ürünüdür. Dolayısıyla bunlarla ilgili Hz. Peygamberin (asm) teker teker okuttuğu veya Cebrail (as) bizatihi teker teker Hz. Peygambere okuttuğu şeklinde değil, rivayetteki formüle odaklanmak gerekir.

Buna bağlı olarak bu lafızlar, kendilerinde var olan tüm ses özellikleriyle indikleri için bu anlamda onlara da vahiy denilebilir. Yani verdiğimiz örneklerde ilgili kelimeler nazil olurken bu sessel özelliklerle nazil olmuştur.

Bu nedenle bunlara bu açıdan vahiy denilebilir. Ancak bunların ayrı ayrı okunduğuna okutulduğuna dair iddialar üzerinden bir vahiy temellendirmesi yapmak zorlayıcı olur.

Diğer kategori olan Ferşi farklılıklara gelince bunlar anlamı değiştiren, kelimenin yapısını değiştiren farklılıklar olduğu için bunların tamamı Hz. Peygamber (asm) tarafından okunmuş, okutulmuş ve bizatihi ayrı ayrı nazil olmuşlardır. Çünkü bu okumaların yedi harf ruhsatı ile alakaları olmadıkları gibi kolaylık mantığına da dayanmamaktadırlar.

Nitekim gelenek içerisinde bu okumalar için Taberi gibi kıraat alanında da otorite olanlar, bunların ayrı ayrı ayetler olarak kabul etmişlerdir.

Fıkıh usulünde İbn Hacib gibi alimler tarafından bunlar için tevatür niteliği dillendirilmiş ve Kur'an olarak telakki edilmişlerdir. Çünkü meseleye bugünden bakıldığında biz bu tür okumalarla ilgili ayetleri tilavet ederken vahiy diye tilavet ediyoruz. Diğer okumayı ise bir başka bölgede okuyan Müslüman yine vahiy diye tilavet etmektedir.

Bu tür okumalarla alakalı Hz. Peygamberin (asm) bunları teker teker okuduğuna dair rivayet istenmektedir bazen. Oysa bu tür okumalar için rivayet istemek, farklı okunmayan ayetler için rivayet istemek kadar gereksizdir. Bunların ayet olduğuna dair herhangi bir şüphe yok ki bunlar için bir senet veya rivayet zinciri olsun.

İlk dönemden itibaren farklı okunan okunmayan pasajların ayet olduklarında zerre kadar şüphe olmadığı gibi, bunların ayet oldukları konusunda da herkes malumat sahibi.

Nitekim istinsah edilen Mushaflarda özellikle koruma altına alınan okumalar da bunlardır.

Aynı şekilde gösterilmesi mümkün olanlar noktasız ve harekesiz bırakılmak suretiyle Mushaflarda tespit edilmiş, aynı kelimede gösterilmesi mümkün olmayan ilave bazı okumalar ise Mushaflara tevzi edilmiştir.

Bu nedenle bunların da Hz. Peygamber (asm)'den okunduğuna okutulduğuna ve bunların Hz. Cebrail (as) tarafından getirildiğine dair şüphe bulunmamaktadır. Bu meselenin hem tarihi hem de bilgisel zemini güçlüdür.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kur'anı'ın Yedi Lehçe üzere okunması ne demektir?

Yedi harfin Kureyş lehçesindeki halleri, günümüze kadar ulaşmamış ...

Kur'an'ın okunuş şekilleri, Peygamber Efendimiz'den mi gelmiştir ...

Kur'an'lar arasında binlerle ifade edilen kelime farklılıkları var; bunu ...

Kıraat çeşitleri mushaflarda yer almış mıdır?

Ayette geçen ifade iki sihir mi yoksa iki sihirbaz mı?

Neden Mushaflarda farklılıklar var? Allah bir kez bir şey söylemiş ...

Kasas suresi 48. ayetteki "sihir" kelimesindeki kıraat farklılığını ...

Al-i İmran 146. ayetin, Hafs mushafında "katele", Verş mushafında ...

Kuran'da sinonim veya kıraat farkları da mucize mi?

Hz. Osman'ın çoğalttırdığı Mushaflarda neden imla farkları var ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun