Neden her rekatta iki defa secde ederiz?

Tarih: 28.10.2025 - 11:25 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Namazda her rekâtta iki defa secde ederiz.

Secde, ibadetin zirvesidir.

Kulun Rabbine en yakın olduğu hâl, alnını yere koyduğu andır.

Nitekim Resulullah (asm) şöyle buyurmuştur:

“Kulun Rabbine en yakın olduğu an, secdedeki halidir.” (Müslim, Salât, 215)

Elbette bunu Allah emrettiği için yaparız.

Bununla beraber, namazda her rekâtta iki defa secde etmemizin de, Kuran’ın işaret ettiği ve Resulullah’ın uygulamasıyla sabit olan birçok hikmeti vardır.

Allah’ın “Hakîm” (her işinde hikmetli olan) isminin bir tecellisi olarak, her emrinin ardında sayısız anlam gizlidir.

Bu hikmetlerden başlıcaları şöyledir:

1. Ruh ve bedenin birlikte kulluğunu ifade eder.

Namazda söylenen sözlerle yapılan fiiller arasında ilâhî bir denge vardır.

Secdede “Sübhâne Rabbiye’l-A‘lâ” diyerek, bizi yaratan ve yaşatan Rabbimizin yüceliğini tespih ederiz.

İnsan iki yönlü bir varlıktır: ruh ve beden.

Bu sebeple ilk secde, ruhun teslimiyetini; ikinci secde ise, bedenin Allah’a kulluğunu temsil eder.

Yani kul, iki secdeyle hem kalbiyle hem bedeniyle “Ben senin kulunum ya Rabbi” der.

2. Zikrin kalpte kökleşmesi için tekrar gerekir.

Kuran şöyle buyurur:

“Ben Allah’ım, benden başka ilah yoktur. O hâlde yalnız bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl.” (Tâhâ, 14)

Namaz, Allah’ı zikretme yani sürekli hatırlama ibadetidir.

Zikir, kalpte yerleşsin diye tekrar edilir.

Tekrarın en azı iki defadır.

Bu yüzden iki secde, zikrin gönülde kök salmasının sembolüdür.

3. Yaratılış, ölüm ve dirilişi hatırlatır.

Hz. Ali (r.a.) secdenin sırrını şöyle açıklar:

“İnsanın en şerefli yeri başıdır, başın en şereflisi de alın. En değersiz varlık ise topraktır. Başını toprağa koyan kul, Rabbine karşı en büyük tevazuyu gösterir.”

Kuran buyurur:

“Sizi topraktan yarattık, yine oraya döndüreceğiz, sonra bir kez daha oradan çıkaracağız.” (Tâhâ, 55)

İlk secde, “topraktan yaratıldık” gerçeğini; secdeden kalkmak (cülûs), “yeniden dirilişi”; ikinci secde “ölümle toprağa dönüşü”; sonra kıyam (ayağa kalkış) ise “mahşerde yeniden dirilişi” temsil eder.

Yani her iki secde, insanın yaratılış, ölüm ve yeniden diriliş döngüsünü sembolize eder.

4. İblis secde etmedi; mümin iki kez secde ederek onu kahreder.

İblis, Allah’ın secde emrine karşı geldi:

“Ben ondan üstünüm, beni ateşten, onu çamurdan yarattın.” (Sâd, 76)

İblis bir kez dahi secde etmedi.

Biz ise Allah’a olan şükrümüzü göstermek ve şeytana karşı duruşumuzu ilan etmek için iki kez secde ediyoruz.

Nitekim Resulullah (asm) Efendimiz namazda yapılan iki sehiv secdesi için şöyle buyurmuş:

“İki sehiv secdesi, şeytanı kahreder ve çatlatır.” (Müslim, Mesâcid, 88)

Her secde, şeytanın kibrine bir tokat gibidir.

5. İlk secde ezel içindir, ikinci secde ebed içindir.

Allah “Evvel” (başlangıcı olmayan) ve “Âhir” (sonu olmayan) olandır.

İlk secde, Allah’ın ezeliliğine; ikinci secde, O’nun ebedîliğine bir şahitliktir.

İki secde arasındaki oturuş (cülûs), dünyanın “ezel ile ebed arasında bir imtihan sahnesi” olduğunu hatırlatır.

6. Fânilikten bekâya geçişin sembolüdür.

İlk secde, insanın ve kâinatın fâni olduğunu hatırlatır.

İkinci secde ise, her şeyin Allah’ın dilemesiyle bâkî kılındığını gösterir.

Kul, bu hâliyle “ben fanîyim, ama Sen bâkîsin” demiş olur.

7. Görünen ve görünmeyen âlemlerin teslimiyetini temsil eder.

Birinci secde, şehadet âleminin (görülür dünyanın); ikinci secde ise, gayb âleminin (görülmeyen, ruhani âlemlerin) Allah’a boyun eğdiğini temsil eder.

Böylece secde, tüm varlık âleminin tek Rabbe yönelişini dile getirir.

8. Şükür ve acziyetin birlikte ifadesidir.

İlk secde, Allah’ın bize lütfettiği bilgi, iman ve idrak nimetlerine şükürdür.

İkinci secde ise, O’nun büyüklüğü karşısında kendi acziyetimizi ifade eder.

Birincisinde “Elhamdülillah”, ikincisinde “Sübhânallah” manası gizlidir.

Sonuç

Secde, kulun Allah’a en yakın olduğu hâldir.

İki secde ise bu yakınlığın tekrar ve tahkimidir.

Birinci secdeyle kul “topraktan geldim” der, ikincisiyle “Sana döneceğim” der.

İkisi arasında oturmak, “Dünya hayatı kısa bir duraktır” hakikatini hatırlatır.

Her iki secdeyle birlikte, insanın varlığı ve yokluğu, faniliği ve yeniden dirilişi hal ve kal diliyle ifade edilir ve Allah’ın bekası, ezeli ve ebedi yönü bir yine hal ve kal diliyle zikre dönüşür.

“Secde et ve yaklaş!” (Alak, 19)

Secde, bir düşüş değildir; kulun Rabbine doğru en yüce yükselişidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun