Bazı ayetlerde (Neml, 27/21; Âl-i İmran, 3/158, 167; Saffat, 37/68; Tevbe, 9/47; Haşir, 59/13) “Lam” harfine “Elif” eklenerek hata edildiği iddiasına ne dersiniz?

Tarih: 15.01.2013 - 00:07 | Güncelleme:

Soru Detayı

Bir sitede bazı iddialar var, burada şöyle bir yazı var: Sorunun Türkçe çevirisi:

- Kur’an-ı Kerime yönelik karalama amaçlı açılan sitede, aşağıdaki ayetlerde ciddi hatalar olduğu söylenmiştir; Buna göre şu ayetlerde, Neml 27: 21; İmran 3: 158; Saffat 37: 68; Tövbe 9: 47; İmran 3: 167; Haşir 59: 13. Yazım / hecelemede yapılan hatalar sonucunda Arapça olumsuzlama kelimesi olan “la” fazladan “Elif” harfini takip ediyor. “La” kelimesi “Hayır” demektir. Fakat bu arada Arapça “L” harfi anlamı “kesinlikle” olan bir kelime ile birleştirilmiştir. Bu da “Hayır” kelimesinin zıddıdır. “La” kelimesinden sonra fazladan konulan “Elif” kaldırılırsa anlam da düzelecektir.)

- Şimdi iddialarına göre “la” kelimesi olumsuz manada olup hayır anlamına gelmektedir, fakat verdikleri ayette ise olumlu anlamdadır, bunu Kur’an-ı Kerim’in yanlış yazıldığına bağlıyorlar açıklayabilir misiniz?

- One of these very serious spelling errors changes the meaning drastically form “yes” to “no.” This is because, in manycases, the Arabic word “la” for negation is followed by an extra letter “alif.” The word “la” means “no,” while the Arabic letter “l” attached to a word means “certainly,” which is the opposite of “no.” A few examples of this serious mistake are found in these verses: al-Naml 27: 21; al-‘Imran 3: 158; al-Saffat 37: 68; al-Tawbah 9: 47; al-‘Imran 3: 167; al-Hashr 59: 13. Removing the extra alif after the word “la” corrects the reading.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

“Soru sormak ilmin yarısıdır.” derler. Söz konusu sorular gerçekten antika bir cehalet tablosudur. Neden mi? İşte cevabı:

Konuları sorudaki sıraya göre işleyeceğiz.

- Neml suresinin 21. ayetinin meali ve Arapça metni şöyledir:

"Ona çetin bir azâb edeceğim, ya da onu keseceğim. Yahut da bana (mâzeretini belirten) açık bir delil getirecek."

لَأُعَذِّبَنَّهُ عَذَابًا شَدِيدًا أَوْ لَأَذْبَحَنَّهُ أَوْ لَيَأْتِيَنِّي بِسُلْطَانٍ مُبِينٍ

Bu ayetteki ilgili kelimeler “olumsuzluk edatı olan “La” değildir. Kesin tekit edatı olan “L / lam” harfidir. Bu Lam harfine bitişen elif ise, bildiğimiz “La”nın elifi değil, oradaki fiilin ilk harfi olan ve “elif üzerinde yazılan” hemzedir. Bu ayette bu şekilde yazılan iki kelime vardır: birisi. “LE-ÜAZZİBENNEHU”dur. لَأُعَذِّبَنَّهُ. Diğeri ise “LE-EZBEHANNEHU”dur  لَأَذْبَحَنَّهُ

Eğer iddia edildiği şekilde bu kelimeler olumsuz edatı olan “LA” olarak yazılsaydı, yazılışları şöyle olurdu: “LA- ÜAZZİBENNEHU” , “LA-EZBEHANNEHU”  Bunun Arapça yazılışı ise şöyledir:  لا اذبحنه   لا  اعذبنه

Böyle yazılsaydı, manası: “Ona çetin bir azab etmeyeceğim-onu kesmeyeceğim.” olurdu ki, bunun yanlış olduğu açıktır.

- Ali İmran suresinin  158. ayetinin meali ve Arapça metni şöyledir:

“Sizler ölseniz de, öldürülseniz de sonunda Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.”

 وَلَئِنْ مُتُّمْ أَوْ قُتِلْتُمْ لَإِلَى اللَّهِ تُحْشَرُونَ

Öyle anlaşılıyor ki, bu ayette cahillerin sorguya aldığı ve cehaletlerinin başını çektiği kelime: “Allah’ın huzurunda” diye tercüme edilen “لَإِلَى اللَّهِ ” dır. Bu kelimenin yazılışı böyle bitişiktir. Şayet ayrık bir şekilde yazılsaydı, bu kelime ل الي   şeklinde yazılırdı. Fakat Arapçada böyle bir yazım tarzı yoktur.

Şayet bu kelime iddia edildiği gibi, olumsuz edatı olsaydı  لا الي  şeklinde yazılırdı ve manası da “Allah’ın huzurunda toplanmayacaksınız” şeklinde olurdu ki yanlışlığı ortadadır.  

- Saffat suresinin 68. ayetin meali ve Arapça metni şöyledir: 

“Sonra dönüşleri, şüphesiz ateşe/cehenneme olacaktı”

 ثُمَّ إِنَّ مَرْجِعَهُمْ لَإِلَى الْجَحِيمِ

Bu da bir önceki ayette olduğu gibidir. “L” harfine “ila” harfi cerrinin hemzesi birleşmiştir. Olumsuz anlamdaki “La” ile hiçbir ilgisi yoktur.

- Tevbe suresinin 47. ayetinin meali ve Arapça metni şöyledir:

“Şayet sizinle (sefere) çıkmış olsalardı, bozgunculuk etmekten başka bir katkıları olmazdı. Fesat ve fenalığı artırmaktan başka bir iş yapmazlardı. Sizi fitneye düşürmek arzusuyla aranıza sokulup entrikalar çevirirlerdi. Aranızda onlara kulak verenler de vardır. Allah o zalimleri pek iyi bilir.”

لَوْ خَرَجُوا فِيكُمْ مَا زَادُوكُمْ إِلَّا خَبَالًا وَلَأَوْضَعُوا خِلَالَكُمْ يَبْغُونَكُمُ الْفِتْنَةَ وَفِيكُمْ سَمَّاعُونَ لَهُمْ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ

Soruda söz konusu edilen kelime mealde “sokulma” olarak ifade edilen  “LE- EVDAÛ” fiilidir. Yazıda bitişik yazılan bu kelimenin aslı  َل َأَوْضَعُوا  dur. Ancak kural olarak Arapçada bunlar yukarıda geçtiği şekilde bitişik olarak yazılır. Bu kelimenin başındaki “L” harfi bir tekit edadır. Olumsuzluk ifade eden “LA” edatı ile hiç bir ilişkisi yoktur.  Zaten kural olarak “LA” edatı mazi/geçmiş haldeki fiilin başında yer almaz.

- Ali İmran suresinin 167. ayetinin meali ve Arapça metni şöyledir:

“Ve iki yüzlülük edenleri bilsin (ortaya çıkarsın). Onlara: ‘Gelin, Allâh yolunda savaşın, ya da savunun.’ dendiği halde: 'Eğer savaş (olacağını) bilseydik, sizinle gelirdik.' dediler. Onlar, o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Ağızlarıyla, kalblerinde olmayanı söylüyorlar. Halbuki Allâh, içlerinde sakladıkları şeyi çok iyi bilmektedir.”

وَلِيَعْلَمَ الَّذِينَ نَافَقُوا وَقِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا قَاتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَوِ ادْفَعُوا قَالُوا لَوْ نَعْلَمُ قِتَالًا لَاتَّبَعْنَاكُمْ هُمْ لِلْكُفْرِ يَوْمَئِذٍ أَقْرَبُ مِنْهُمْ لِلْإِيمَانِ يَقُولُونَ بِأَفْوَاهِهِمْ مَا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يَكْتُمُونَ

Ayette “sizinle gelirdik/size tabi olurduk” şeklinde tercüme edilebilen kelimenin Arapça aslı  لَاتَّبَعْنَاكُمْ dur.  Bu kelimenin başında bulunan Lam harfi daha önceki kelimelerde olduğu gibi, -olumsuzluk edatı değil- kesinlik ve tekidi ifade eden bir edattır. Sonun bitişen “Elif” harfi, -aslında oradaki “İtteba’naküm / َاتَّبَعْنَاكُمْ” filinin başındaki eliftir. Ancak yazılış kuralının bir gereği  olarak orada yer almıştır.

- Haşir suresinin 13. ayetinin meali ve Arapça metni şöyledir:

“Onların kalblerinde sizin korkunuz, Allâh'ınkinden fazladır. (Allah'tan çok sizden korkarlar). Böyledir, çünkü onlar anlamaz bir topluluktur.”

لَأَنْتُمْ أَشَدُّ رَهْبَةً فِي صُدُورِهِمْ مِنَ اللَّهِ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ

Ayette meal olarak yer alan “sizin/muhakkak ki siz” ifadesinin Arapçası ayetin ilk kelimesi olan  لَأَنْتُم dur.

Yukarıdaki söz konusu ayetlerde olduğu gibi, bu ayetin başında yer alan kelimenin ilk harfi “LA” değil, L/Lam’dır. Arapçadaki yazım kuralına uygun olarak “ENTUM” kelimesinin başında yer alan “ELif” kendisinden önce gelen ve bir tekit edatı olan “L” ye bitişmiştir. Bunun olumsuzluk edatı olan “LA” harfi ile hiç bir alakası yoktur.

Özetlersek: Soruda yer alan problem, Arapça yazım kuralını bilmeyen birinin cehaletinden kaynaklanan bir hatadan ibarettir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun