Vela ve Bera nedir?
- El Vela vel Bera nedir?
- Akidemizde nasıl uygulanır?
- Kafirlere davranışımız bu akide nisbetinde nasıl olur?
Değerli kardeşimiz,
"Vela" kelimesi lügatte, sevmek, dostluk göstermek, yardım etmek, iki şey arasında tercihte bulunmak, müttefik olmak ve arkadaşlık yapmak manalarına gelmektedir.
"Bera" kelimesi lügatte, beri olmak, uzaklaşmak, mesafeli durmak gibi manalara gelmektedir. Vela kelimesinin tam zıddıdır. Yani sevmemek, dostluk göstermemek, yardım etmemek, arkadaşlık yapmamak gibi anlamları ihtiva eder.
İslam terminolojisinde, ıstılah manaları itibariyle VELA Allah için sevmek; BERA ise Allah için buğzetmek anlamına gelir.
- Bir müminin insanlara karşı tavrını belirleyen bu konu, hayatın bütün sahalarında geçerli olan çok geniş bir meseledir.
Bununla beraber, konuyu genel hatlarıyla üç grup insana karşı üç tutum ve davranış olarak değerlendirebiliriz:
1) Mutlak kâfirlere buğzetmek, onlara düşman olmak.
2) Halis müminleri sevmek onlara dost olmak.
3) İyi davranış ile kötü davranışları birlikte yaşayan bir mümini iman ve salih amelinden ötürü seveceğiz, işlediği suçlarından dolayı da ona buğzedeceğiz.
Fakat, bu işleri başarmak çok zordur. Bunların şartları vardır, hikmete aykırı yan etkileri vardır. “Her dediğin doğru olmalı fakat her doğruyu söylemek doğru değildir.”
- Kâfirlere buğzetmek ne demektir?
Hz. Peygamber (asm), Yahudilerle bir anayasa çerçevesinde aynı ülkeyi paylaşmıştır. Müşriklerle, Hudeybiye'de 10 yıllığına barış anlaşması yapmıştır. Kur’an, Ehl-i kitap'tan olan kâfir kadınlarla evlenmeye izin vermiştir. vs...
Bu sebeple, “Vela-Bera” kavramlarını göz önünde bulundurarak bir rotayı takip etmek yarardan çok zarar verir. İslam tarihinde “kötülüklerinden dolayı müminlere karşı beslenen kin ve nefret” BERAsı, iyi tarafı nazara alınarak yapılması gereken sevgi ve dostluk VELAsın dan daha önde ve daha üstün tutulduğu için, iman kardeşliğinin gereği olan “mümince ittihad ve vahdet” yerine, mümin kardeşleri düşman yapan “ihtilaf ve tefrikaya” sebep olmuşlardır.
“Teğayyuru ezman ile ahkam tebeddül eder.” şeklindeki Mecelle prensibinin elbette bir değeri vardır. “Zaman büyük bir müfessirdir, kaydını gösterse itiraz edilmez.” şeklindeki Bediâne düstur da bu konuda çok şey anlatır.
“Usulsüzlük, vusulsuzluğu netice verir.” sözünü de yabana atmamak gerekir.
Kanaatimizce, bu tür kavramaların peşine takılıp rotasını çizmeye çalışanların yanlış iskeleye demir atmaları kaçınılmazdır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Allah, evliyaların vesilesiyle nasıl diriltir, öldürür?
- İstifraş hakkını kullanan efendi, cariyeyi satabilir mi?
- Hz. Muhammed, sahabelere cenneti ve cehennemi vaat ettiği için mi iman ettiler?
- Bir erkeğin, iki kadın arasında yürümesi haram mıdır?
- Peygamberimiz, ben sizi kesmek için gönderildim, demiş midir?
- Her sigara içtiğimde beş vakit kaza kılacağım diye adakta bulunan kişi ne yapmalı?
- Ahir zamanda Müslümanlarla Hristiyanların birleşip dinsizliğe karşı mücadele edeceğiyle ilgili hadis var mıdır?
- Bana itaat edersen, seni de benim gibi yaparım, sözünü nasıl anlamak gerekir?
- Hz. Adem’in unuttuğu şey nedir?
- Kâfirin duasının hemen kabul olmasını, müminin ise gecikmesinin hikmeti nedir?