Hz. Muhammed, sahabelere cenneti ve cehennemi vaat ettiği için mi iman ettiler?

Tarih: 30.11.2014 - 12:16 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamberin hiç mucizesi olmasaydı sahabelerde yaptığı inkılap onun peygamber olduğuna en açık delildir, sözüne itiraz ederek diyorlar ki Hz. Muhammed sav sahabelere cenneti ve cehennemi vaad ettiği için sırf cennet ve cehennem için davranışlarını değiştirdiler, diyorlar.
- Nasıl cevap verilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Önce şunu unutmayalım ki, bir peygamberin peygamberlik delilleri yalnız mucizeler değildir. İslam literatüründe “delailu’n-nübüvvet” (peygamberliğin delilleri) adlı eserler yazılmış ve bu eserlerde sadece mucizelere değil aynı zamanda mucize olmadığı halde peygamberliğe delil olan hususlara da yer verilmiştir.

- İman etmek için mucize şart değildir. Önemli olan, insanların peygamber olduğunu dava eden kimsenin doğruluğuna inanmış olması. Nitekim, birçok kimse Hz. Muhammed (asm)’in hayatında hiç yalan söylemediğini, çok dürüst olduğunu, davasında çok samimi bulunduğunu düşünerek -başka bir mucizeye ihtiyaç duymaksızın- iman etmiştir. Abdullah b. Selam’ın “Bu yüzde yalan olmaz.” diyerek iman ettiğine dair rivayetler meşhurdur.

- “Cennet ve cehennemin vaadi” meselesine gelince, bu konu insanların fıtratıyla barışıktır. Çünkü, insanlar fıtraten şahsi menfaatine düşkün yaratılmıştır. (Nisa, 4/128)

İnsanlar, elde etmeye çalıştığı menfaatlerden hangisi daha ağır basarsa onu tercih eder. Bu sebepledir ki, peşin menfaatleri ve lezzetleri daha uygun bulanlar, dünyayı ahirete tercih ederler. Veresiye lezzet ve menfaatleri daha güzel bulanlar ise, ahireti dünyaya tercih ederler. Dünya ve ahiret zararları da aynı değerlendirmeye tabidir.

İnsanların bu durumunu en iyi bile Allah, iman ve kulluk yolunda insanların yapacağı fedakârlığı karşılıksız bırakmamıştır. Bir yandan cehennem gibi bir zarardan kurtulmak, diğer yandan da cennet gibi bir kazancı elde etme fırsatını altın tepside sunmuştur.

Dolayısıyla sahabenin cenneti kazanma ve cehennemden kurtulmayı hedeflerine koymaları son dere normaldir.

- Bununla beraber, sahabenin cennet ve cehenneme iman etmeleri için Hz. Muhammed (asm)’in peygamberliğine iman etmeleri gerekir. Peygamber olduğuna inanmadığınız bir kimsenin “cennet-cehennem vardır” sözünün yanınızda ne kıymeti var?

Demek ki, “sahabe sadece cennet ve cehennem için iman etmişler” iddiası, akıl-mantık açısından oldukça tutarsızdır. Bunların iman etme aracı olarak görülmesi ise ayrıca derin bir cehaletin eseridir.

- İlave olarak şunu da belirtelim ki, İslam âleminde öyle iman zirvesine çıkmış insanlar var ki, cennet ve cehennemi amellerinin hedefine koymaya tenezzül bile etmezler. Tarih içerisinde birçok evliya bu gerçeği seslendirdiği gibi, bizim yakından tanıdığımız müceddid Bediüzzaman Hazretlerinin de bu gerçeğin altını çizen şu ifadeleri meşhurdur:

“Sonra, ben cem'iyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne cennet sevdası var, ne cehennem korkusu. Cem'iyetin (yirmi beş milyon Türk cem'iyetinin) imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'an’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cennet'i de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.” (Tarihçe-i Hayat, s. 630)

- İslam ümmetinden bu gibi kahraman kimselerin varlığı, imanın en üst zirvesinde olan sahabenin imanının bağımsız, karşılıksız derin boyutunun varlığının göstergesidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun