Osmanlı’da eş cinsellik var mıydı?

Tarih: 14.02.2015 - 14:15 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ahmet Cevdet Paşa, "Maruzat" isimli eserinde: Kadın düşkünleri çoğaldı, delikanlı meraklıları azaldı. Oğlancılık sanki yere battı. İstanbul’da eskiden beri delikanlılara karşı olan aşk ve ilgi kızlara yöneldi. Sultan Üçüncü Ahmed zamanından beri devam eden Káğıthane seyri daha fazla rağbet buldu. Gerek orada, gerek Bayezid Meydanı’nda arabalara işaret verme usulü başladı. Devletin önde gelenleri arasında kulamparalığıyla (eşcinsellikle) meşhur Kámil ve Áli Paşalar (o devrin sadrazamları, yani başbakanları) ile onlara mensup olanlar kalmadı. Áli Paşa, yabancıların eleştirisinden çekinerek kulamparalığını gizlemeye çalışırdı." ("Máruzát", Türk Tarih Kurumu Yayını, sah: 9)
- Sadece bu değil Gelibolulu Ali gibi kaynaklarda da olduğunu söylüyorlar siz ne dersiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyu birkaç acıdan ele alabiliriz:

1. Bütün toplumlarda günah vardır ve yasakların bazı insanlarca işlendikleri görülür.

2. Hz. Peygamber (asm) döneminde Asr-ı saadette bile, büyük-küçük günahlardan az da olsa işlenenlere şahit olmaktayız. Mesela Medine döneminde recim ve kısas cezalarının tatbikinin örnekleri ile karşılaşmaktayız.

Recim cezasının varlığı zina suçunu gerektirdiği gibi, kısas cezasının bir insana uygulanması da haksız yere adam öldürmeyi gerektirir. Ve bu günahların her birisi de büyük günahlardır.

3. Hiçbir toplumda hangi türden olursa olsun, günahları tamamen ve bütünüyle yok etmek ve hiç günah işlemeyen insanlar yetiştirmek mümkün değildir. Zaten peygamberler hariç, diğer insanların masum olmaması da onların şöyle veya böyle büyük veya küçük günahları işleyebilme ihtimalini gösterir.

Ayrıca imtihan için de günahların varlığı gerekir. Günahlar ve günah işleyenler olmazsa, Ebu Cehillerle Ebu Bekirlerin mertebesi bir olduğu gibi, imtihana da gerek kalmaz. Çünkü herkes cennetlik demektir.

4. Toplumlar için önemli olan; toplumda günahkârların, kötülerin oranını azaltmaktır. Bu durum, sağlıklılar içindeki hastaların, âlimler içindeki cahillerin, zenginler içinde fakirlerin, işi olanlar içindeki işsizlerin, doğrular içindeki sahtekârların, faydalı mikroplar yanında zararlılarının oranını azaltmaya benzer.

5. Osmanlı cemiyetinde de diğer Müslüman ve gayri müslim her toplumda olduğu üzere, farklı günah türleri ve onları işleyenler hep olmuştur. Bunun içinde, şirk, içki, adam öldürme, zina, zulüm, homoseksüellik ve benzerleri… bulunur. 

Devlet bir İslam devleti ve yasaları da Şer’i yasalar olduğu için, Osmanlı sürekli önceki İslam devletlerinde olduğu tarzda günahlarla, İslam’ın yasakladıklarını işleyenlerle mücadele etmiş, bunları önlemenin yollarına bakmış, hassaten büyük günahların yollarını kapatma cihet ve teşebbüsünde bulunmuş ve işleyenleri bi kaderi’l-imkan cezalandırmıştır.

Fakat günahlar ve yasakları işleyenlerle ne kadar mücadele edilirse edilsin, bu günahlar, gayri müslim devlet ve cemiyetlere göre Müslüman devletlerde ve Müslüman cemiyetlerde az da olsa varlıklarını sürdürmüşlerdir...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun