Tanrı inandırmak için neden yemin eder?

Tarih: 30.05.2025 - 15:14 | Güncelleme:

Soru Detayı

Kuran’da yemin olsun diye başlayan bir yığın ayet var. Tanrı neden yemin eder, neden kullarını kendine inandırmak için gayret eder, anlayan bir mümin kardeşimiz var mı? Sen kalk 13 milyar yıl önce, içinde ışık hızıyla bile gidilmesi yüzlerce yıl sürecek kadar birbirinden uzak trilyonlarca yıldızı birlikte yarat, sonra gel son 6 milyar yılda yarattığın dünyadaki sınamak isteyeceğin son 200 bin yılda yarattığın homo sapiensi 197 bin yıl boyunca başıboş bırakıp, son 3 bin yılda onlara kitap gönder, gönderdiğin kitabı “sapkın” homo sapiens bozsun bir daha gönder, onu da bozsunlar bir daha gönderip “bu da sondur daha da göndermem” deyip gönderdiğin son kitapta “yemin olsun ki “ deyip onları ikna etmeye çalış. Düştüğün durum içler acısı Tanrım. Trilyonlarca gezegeni yaratan bir süper güç bu kadar mı ayağa düştü. Tama inandık yemin etme artık, seni böyle gördükçe içimiz sızlıyor “yemin olsun ki..”

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Mantıkta bir kural vardır: Öncüller hatalı olursa sonuç da hatalı olur.

Soruda geçen “Tanrı inandırmak için yemin eder” ifadesi yanlıştır. Bu yanlış olunca buna göre verilecek hüküm de hatalı olur.

Peki, Kuran’da neden yemin ifadeleri geçer?

Evvela; Kuran Arap lisanıyla indirilmiştir. Her şeyden önce muhatapların kültürlerine riayet etmek, dillerindeki kurallara uymak son derece doğaldır.

İkincisi: Allah’ın yemin etmesi, yemin ettiği nesne ve konunun büyüklüğüne insanlara menfaat ve değerine, önem ve kıymetine dikkatleri çekmek içindir.

Örneğin:

1. "Yemin olsun güneşe ve aydınlığına." (Şems, 91/1)

2. "Yâsin. Hikmet dolu Kuran'a yemin olsun." (Yâsin, 36/1-2)

3. "Yemin ederim yıldızların mevkilerine. Bu bir yemin ki, bilseniz, ne büyüktür." (Vâkıa, 56/75-76)

4. "Kayan yıldıza yemin olsun." (Necm, 53/1)

5. "Yemin olsun rüzgâra." (Zâriyât, 51/1)

6. "Yemin olsun gönderilen meleklere." (Mürselât, 77/1)

7. "Yemin olsun incire ve zeytine." (Tîn, 95/1.)

Allah Teala, Zât’ına, Kuran-ı Kerime, peygamberlerine, meleklere, kıyamet gününe, kaleme, yıldızlara, gökyüzüne, güneşe, aya, geceye, sabaha, havaya, kuşluk vaktine, bitkilere ve zamana yemin etmiştir.

Allah, bu varlıklara yemin etmekle, insanların o eserlerden Cenab-ı Hakk’ın azamet ve büyüklüğüne bakmalarını, o varlıkların kıymetlerini takdir etmelerini ve üzerlerinde düşünmelerini istemektedir.

Cenab-ı Hak, Zât’ının yüceliğini bildirmek ve isim ve sıfatlarının tecellilerinin kemalini ve eşsizliğini göstermek için varlıklar üzerine çeşitli şekillerde dikkatleri çekmiştir. Allah, eşsiz ve sayısız isim ve sıfatlarının eseri olan mevcudat üzerine yemin etmekle, aslında kudretinin ve hilkatinin muhtelif tecellilerine, dolayısıyla kudretinin azametine, hikmetinin kemaline, rahmetinin her şeyi ihata ettiğine, hilkatinin benzersiz güzelliğine yemin etmiş olmaktadır.

Yüce Allah vahiy ile kendisinin mukaddes bir varlık olduğunu bildirdiği için, ona iman edenlerin nazarında o yemin edilecek bir makamdadır. İşte Allah bizzat kendine yemin ederek bu kudsiyetini insanların kalbine nakşetmektedir.

Üçüncüsü: Elbette ki, Yüce Allah'ın (c.c.) sözünün doğruluğunu ispatlamak için bir başka varlığın şahitliğine ihtiyacı yoktur. Allah’ın yemin ettiği varlıkla alâkalı olarak insanların yanlış düşüncelerini düzeltmek ve onlara dikkatlerini çekmek içindir. Allah u Teâlâ (c.c.) bu varlıklara yemin ederek, bunların ne insanların suizan ettiği gibi değersiz ve kıymetsiz varlıklar olduğunu ne de insanların onlarda vehmettiği gibi bir ulûhiyet vasıflarının bulunduğunu, bunların yalnızca Allah'ın (c.c.) eserlerinden olduğuna dikkat çekmek için onların üzerlerine yemin etmiştir.

Dördüncüsü: Allah Teala, kıyamet gününün, öldükten sonra dirilişin, hesabın, cennetin ve cehennemin hak olduğunu bildirmek ve şüpheyi ortadan kaldırmak gibi hikmetlerle, ayetlerini yeminli ifadelerle takviye etmiştir.

Beşincisi: Allah’ın üzerine yemin ettiği her şey, O’nun yaratmış olması itibariyle yücedir, değerlidir ve kıymetlidir. Yüce Allah bir takım varlıkları yemin konusu yaparak, onların insanlık için çok kıymetli olduğuna dikkatimizi çekmiş, onların üzerinde tefekkür etmemizi istemiştir.

Cenab-ı Hakk’ın Kuran’da bazı varlıklara yemin etmesi, onların insanlar için çok faydalı, kıymetli birer nimet olduğunu, üzerinde düşünülmesi gerektiğine dikkati çekmek içindir. Rabbimizin zeytine, incire, güneşe ve aya yemin etmesi, bu büyük nimetleri göz ardı eden gafil insanların onlara dikkatlerini çekmek, akıllarını, basiret gözlerini o muhteşem sanatlara çevirmek, onları gaflet uykusundan uyandırmak için kullanılan birer tokmaktır. (bk. Nursi, Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup, Birinci Kısım)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun