İnsanoğlu var olduğundan itibaren gelişim sürecinde mi?
Değerli kardeşimiz,
İnsanın gelişimi yani tekamülünün iki yönü vardır: Biri maddi tekamüldür ki doğumla başlar ölümle biter, diğeri de manevi ve ruhsal tekamüldür, o da ruhun, insani kamil seviyesine ulaşması için geçirdiği aşamalar ve olgunlaşma sürecidir.
Bediüzzaman Hazretleri İşaratü’l-İcaz adlı eserinde, Cenab-ı Hakk'ın bütün varlıkları dört kategoride yarattığını ifade etmektedir.
1. Sadece iyilik yapmaya kabiliyeti olanlar. Bunlar meleklerdir.
2. Sadece kötülüğe kabiliyetli olanlar. Bunlar şeytanlardır.
3. Ne hayra ne de şerre kabiliyeti olmayanlar. Bunlar hayvanlardır.
4. Hem hayra hem şerre kabiliyeti olanlar. Bunlar da insanlardır
İlk üçünün mertebeleri sabittir, gelişme ve tekamül söz konusu değildir.
Bunlardan sadece insanlar manen değişmeye ve gelişmeye kabildir. Hayvanlardan aşağı bir derekeye, alçaklığa düşebildiği gibi, meleklerden daha yüksek bir dereceye ve mertebeye çıkarak tekamül edebilir. Onun tekamül etmesi, ibadet, ubudiyet ve dua ile olmaktadır ki bu da yaradılışın gayesidir.
Cenabi Hak, “Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler (beni tanısınlar) diye yarattım.” (Zariyat 51/56) ayetiyle, insanın yaratılış gayesinin ibadet olduğuna dikkat çekiyor.
Başka bir ayette de “Gelmesi muhakkak olan ölüm sana erişinceye kadar Rabbine kulluk et.” (Hicr 15/99) diyerek, ibadetin ve tekamülün ölünceye kadar devam edeceğini bize bildiriyor.
İnsanın tekamül etmesi için gerekli olan bilgiler ve araçlar vardır. Örneğin; namaz kılmak, oruç tutmak, dua etmek tekamülün vesilesidir. Bu konuda peygamberler de insanoğluna rehberlik etmiştir.
Demek ki insan, bu aleme iman, ilim, ibadet ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir.
Kur'an, canlı varlıklarda gözlenen tekamülün, tesadüfler sonucu olmadığını bildirir. İnsanın yaratılması ani olarak birdenbire olmuyor. İnsanın oluşup gelişmesinde; bir damla suyun içinde başlayan, annenin rahminde gelişme sürecine varan bir tekamül söz konusudur. O İlahi planın en mükemmel unsurudur. O Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Ona bir emanet ve sorumluluk verilmiştir. Duygu, düşünce söz ve davranışlarıyla onu imtihana tabi tutarak ona tekamül yolunu açarak, cennete layık bir mertebeye ulaşma imkanını vermiştir.
İnsanın en önemli vasıflarından birisi de idrak edebilme, düşünebilme, tefekkür edebilme, “okuma” ve okuduğunu anlayıp “yorumlayabilmesi” ile tekamül etmektir.
Kur'an, gerçekliğin her boyutunda işleyen ve kendini apaçık ortaya koyan bir tekâmül nizamının; bir İlahi Plan’ın, tecelliler ve tezahürler halinde kainata aksettiğini gösterir.
Evreni bir ağaca benzetirsek, insan onun meyvesi ve en önemli unsurudur, diyebiliriz.
Kur'an insanın tekamülündeki manevi / ruhani boyutu esas alır. İnsanın İlahî emaneti taşıma yönünü, yaradılıştaki gayeyi gerçekleştirme yükümlülüğünü haber verir.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Kısa dünya hayatı, sonsuz ahirete göre tekamül için yetersiz mi ...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Cinler bizi çıplak mı görüyor?
- Sizi mutlu eden dünya değil Allah’tır, ne demek?
- Aşırı ibadet nasıl olur?
- Komşusu olmayan var mı?
- Allah neden dünyaya gelince rızkımız için çalışmamızı istiyor?
- Kolay anlaşılamayan, kendisiyle geçinilmeyen kimsede hayır yoktur, hadisinden ne anlamalıyız?
- Duaları neden üç defa tekrar ederiz?
- Cennete, kalpleri kuş kalbi gibi (saf ve temiz) olan insanlar girecektir, hadisini açıklar mısınız?
- Hayatımdaki imtihanların bir an önce bitmesini isteyebilir miyim?
- Peygamberimizin hiç uyumadığı geceler var mı?