Kısa dünya hayatı, sonsuz ahirete göre tekamül için yetersiz mi?
- Dünya imtihanının sonsuz ahirete göre çok kısa olması tekamül için yetersiz olduğu şeklinde bir iddia var.
- Bazı kimseler dünya hayatının sonsuz ahiret yanında çok kısa olduğunu, cenneti kazanmak için de cehenneme gitmek için de çok kısa olduğunu, oysa ruhun sürekli tekamüle doğru bir yolculukta olmasının daha mantıklı ve adil olduğunu, bir defa dünya imtihanının ise ruhun tekamülü için yeterli olmayacağını söylüyorlar.
- Böyle düşünenlere mantıki olarak ne cevap verilebilir?
Değerli kardeşimiz,
Ahiret memleketi yanında dünya hayatının çok kısa olduğu bir hakikattir. Ancak dünya hayatı insanın tekemmül etmesine elverişli bir süreçtir.
“Onlar orada imdad istemek için şöyle feryat ederler: 'Ey Ulu Rabbimiz! Ne olur, çıkar bizi buradan, dünyaya geri gönder de daha önce yaptıklarımızdan başka, güzel ve makbul işler yapalım!' Allah onlara şöyle buyurur: 'Biz, size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gelip uyardı. Öyleyse tadın azabı! Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur!'” (Fatır, 35/37)
- Düşünecek bir süreç verilmemiş olan çocuklar ve akıl özürlüler ise, imtihana tabi değil, hesapsız cennete gidecekler.
- Tekamül ruha ait bir husustur. Bedene girmiş olan ruh da cismani donanımları ile birlikte yolculuk yapmaktadır. Bu donanımların hepsi ruh için bir alet edevat hükmündedir. Örneğin ağırbaşlılık, vakar, haya duygusu, merhamet ve muhabbet hissi, ruhun tekamülü ile paralel olarak gelişir, tekamül ederler.
- Bununla beraber, cismani ve ruhani donanımların hepsi potansiyel bir kuvvet halinde tekamül hedefine doğru yürümektedir. Çekirdek halindeki bu potansiyelin kendi çapında tekamül etmesi, ahiretteki büyük tekamüle elverişli bir hale gelmesi söz konusudur.
“Nefse ve onu (maddi-manevi donanımları ile) şekillendirip düzenleyene; ona kötü ve iyi olma kabiliyetlerini verene (yemin olsun ki)! Nefsini arındıran elbette kurtuluşa ermiştir. Onu arzularıyla baş başa bırakan da ziyan etmiştir.” (Şems, 91/7-10)
mealindeki ayette, imtihanın gereği olarak insanın fıtratına iyi ve kötü şeylerin ilham edilip gösterildiği, bu çekirdeklerin neşvünema bulmalarına katkı sağlayanların başarıya imza atacakların, bunları çürümeye terk edenlerin ise hüsrana uğrayacaklarına işaret edilmiştir.
Buna göre tekamül ağaç halinde değil, çekirdek halindeki durumla ilgilidir.
Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadelerinde de bu çekirdeklere dikkat çekilmiştir:
“Demek iman, bir manevî tûbâ-i cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise manevî bir zakkum-u cehennem tohumunu saklıyor. Demek selâmet ve emniyet, yalnız İslamiyette ve imandadır.” (Sözler, İkinci Söz, s. 17)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İnsanlar ölümü kabullenemedikleri ve yoksulluk için mi ahiret inancını üretti?
- Kur'an'daki meseller yaşanmış olaylar mıdır?
- Gayrimüslimler "Biz de ehli fetret olsaydık." derse ne cevap verilir?
- Modern hukukun, İslam hukukundan daha insani olduğunu savunan birine nasıl cevap verilebilir?
- Müslüman olduğunu inkar etse, ama kalben iman etse, ahiret için yeterli midir?
- Hz. Fatıma’nın vefat sebebi nedir?
- Kabe’yi diğer peygamberler ziyaret etmiş midir?
- Çevremizde, az da olsa, "Görmediğime inanman" diyen kişilerle karşılaşıyoruz. Bunlara bu yanlış düşüncelerinden vazgeçirmek için neler söylemeliyiz?
- Hidayet Allah'tandır, sözü nasıl anlaşılmalıdır?
- Mekke müşriklerinin Peygamber Efendimiz (asv)'e, "Sana öğretilenlerin Yemame'li Rahman tarafından öğretildiğini duyduk. Bu sebeple biz Rahman'a asla inanmayız." dedikleri iddiasına ne dersiniz?