Müslüman olduğunu inkar etse, ama kalben iman etse, ahiret için yeterli midir?
- Maturidiliğe göre bir kişi bir nedenden dolayı dille Müslüman olduğunu inkar etse, ama kalben iman etse ahiret için yeterli midir?
- Maturidilikte kalben iman mümin olmak için yeterli deniliyor. Bu durumda bir kişi diliyle Müslüman değilim dese ama kalben inansa bu dünyada Müslüman muamelesi görmese bile ahirette mümin muamelesi görür mü?
Değerli kardeşimiz,
İman, kalbin kabul etmesi ve dilin de bunu söylemesi ile oluşması gereklidir. Ancak kalbin kabul ettiği imanı dile ile de söylemek ihtiyat içindir. Zira iman tasdik etmektir. Kim Allah’ı, Elçisini ve diğer iman esaslarını kalbiyle tasdik ederse, o mümindir. Bu durum kul ile Allah arasında olan şeydir. İman ettiğini diliyle de söylemesi ise, dini hükümlerin icrası için şarttır. (bk. İbnü'l-hümam, el-Müsayere, s.289)
Ancak bir kimse, iman ettiğini diliyle söylese fakat kalbinden kabul etmese, Allah katında kafirdir, ahiretteki sorumluluğundan kurutulamaz. (Kemaleddin b. Ebu Şerif, el-Müsamere, s. 288-289)
Matüridi ile Hanefi ekolüne mensup kelamcılara göre, kalbin tasdiki gizli bir iş olduğundan, dünyadaki hükümlerin yerine getirilebilmesi için diliyle de ikrar şarttır. Fakat kişi kalbi ile tasdik ettiği halde, dili ile imanını söylemediği takdirde, Allah katında mümin, dünya hükümlerinin yerine getirilmesi konusunda ise kafır muamelesi yapılmakta, ikrara gücü yettiği halde bilerek terk ettiği için günahkar sayılmaktadır. Eğer dili ile ikrar eder, kalbiyle tasdik etmezse münafıklar gibi dünyada mümin, ahirette kafir hükmüne tabi olmaktadır. (Sabuni, el-Bidaye, trc. Bekir Topaloğlu, Ankara 1971, s. 87)
Diliyle ikrarı imanın rüknü kabul edenlere gelince, kişi kalbi ile tasdik etse bile diliyle özürsüz olarak inancını ikrar etmezse kafir olur. İmam Ebu Hanife'ye ve ona tabi olan Hanefi fıkıhçılarına nispet edilen bu görüş ihtiyati bir görüş olsa gerektir. (Kemaleddin b. Ebu Şerif, s. 286; İbnü'l-Hümam, s. 287)
Çünkü kalbin kabul ettiği iman, kişinin zor durumda diliyle inkar etmesi durumunda bile o iman yok olmuyor. Onun için de son dönem Hanefi fıkıhçıları kalbin tasdik etmesine imanın asli cüzü, bu imanı diliyle de söylemesine zaid cüzü demişlerdir. (bk. Harputi, Tenkihu'I-Kelam, İstanbul, 1330, s. 253)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Dil ile ikrar, imanın olmazsa olmaz bir şartı mıdır?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İnsanlar ölümü kabullenemedikleri ve yoksulluk için mi ahiret inancını üretti?
- Modern hukukun, İslam hukukundan daha insani olduğunu savunan birine nasıl cevap verilebilir?
- Cinlerle iletişime geçebilmek imtihana ters değil mi?
- Kısa dünya hayatı, sonsuz ahirete göre tekamül için yetersiz mi?
- Kur'an'daki meseller yaşanmış olaylar mıdır?
- Dil ile ikrar, imanın olmazsa olmaz bir şartı mıdır?
- Cihad esnasında baba oğulu ya da oğul babayı küfür safındaysa öldürebilir mi?
- İşitme engellilerde şer'i mes'uliyet var mı? Böyle kimselerin işiten insanlar gibi mes'ul olmadığı söyleniyor?
- 14. “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir.” Ayetinin izahı
- Mezheplere göre ibadet ve amel, imandan bir cüz müdür?