Allah’ın bunca acı, azap çektirmesi neden?

Tarih: 20.11.2025 - 11:04 | Güncelleme:

Soru Detayı

20 Yılı aşkın süredir Psikolojik azaplar çekiyorum artık burama kadar geldi bana yardımcı olabilir misiniz? Çekmediğim acı kalmadı. Takıntı, saplantı, depresyonu, paranoya hepsi mevcut. Artık burama kadar geldi. Allah’ın bunca acı, azap çektirmesi neden?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Yazdıklarınız, yıllardır çektiğiniz acıların sizi ne kadar yorduğunu çok açık gösteriyor. Saydığınız psikolojik sıkıntılar, takıntılar, saplantılar, depresyon, paranoya, insan ruhunun ne kadar hassas yaratıldığını ve bunun hem çevresel hem biyolojik hem de manevi yönleri olduğunu gösteren durumlardır. Bunların bir kısmı insan olmanın gereği, bir kısmı mizacın ve genetik yapının etkisi, bir kısmı da yaşadığımız çağın ağırlığıdır.

Bu tür sıkıntılarla baş etmenin yolu, önce onları “Allah neden bana böyle yapıyor?” diye bir sitem şeklinde görmekten değil; onların karşısında çözüm ve dayanma yolları aramaktan geçer.

Sıkıntılara Karşı Bakış Açısını Değiştirmek

Ruh hekimlerinin önemli bir tavsiyesi şöyledir:

“Hayatta seni rahatsız eden bir şeyi değiştirebiliyorsan değiştir; değiştiremiyorsan ona bakışını değiştir.”

Sizin acılarınız uzun süredir devam ediyor ve sizin elinizde çözülemiyor gibi görünüyor. Bu durumda meseleye İslâmî bir perspektifle bakmak, yani bu durumun bir imtihan olduğunu hatırlamak insana güç verir. Dinimize göre dünya bir imtihan yeridir; herkesin imtihanı farklıdır ama ağırlığı adildir. Kimi mal ile, kimi sağlık ile, kimi insanlarla, kimi de kendi iç dünyasıyla sınanır.

“Allah kuluna kaldıramayacağı yükü yüklemez” prensibi bu konuda temel bir esastır. Ancak insan aciz ve sabırsız olduğu için bazen yükler ona olduğundan daha büyük görünür.

İmtihanın Hikmeti

Bazen de imtihan kişinin iman derecesine göre olur. En ağır sıkıntılar peygamberlere ve büyük zatlara gelmiştir. Bu, Allah’ın kuluna değer vermesiyle de irtibatlıdır. Bir hadiste şöyle buyrulur:

“Allah bir kulunu severse onu belalarla imtihan eder.” (Tirmizî, Tıb. 1)

Bu, “Allah seni cezalandırıyor” anlamına gelmez; “Allah seni arındırıyor, yükseltiyor” anlamına gelir. Çünkü musibetler insanı olgunlaştırır, sabrı öğretir, insanın içindeki dayanıklılığı ortaya çıkarır.

Kul Olduğumuzu Acı İçinde Daha Net Hissederiz

İnsan ancak acı ve sıkıntı anlarında kendi güçsüzlüğünü ve Allah’a olan ihtiyacını fark eder. Musibetler kişiyi Allah’a yaklaştıran birer vesiledir. Bu yüzden peygamberimiz şöyle buyurur:

“Allah bir kulunu severse onu çeşitli belalara müptela kılar. Kim başına gelen belaya sabrederse Allah onu seçer ve kendine yaklaştırır." (Tirmizi, Zühd, 57)

Acılar sadece “acı” değildir; merhameti artırır, insanı derinleştirir, daha anlayışlı ve daha olgun hâle getirir.

Dua Yalnızca Çözüm İstemek İçin Değildir

İslam'da sıkıntılar dua zamanıdır. Tıpkı yağmur duası gibi: Dua yağmur geldiği için değil, yağmur duasının zamanı geldiği için yapılır. Siz de dua ederken sadece sıkıntıların giderilmesini değil, sabır, dayanma gücü, teslimiyet ve Allah’a yakınlık dileyin.

Duanın özü, Allah’la konuşmak, dertleşmek, O’na sığınmaktır.

“Hasbünallahu ve ni’me’l-vekîl”,

“Lâ ilâhe illallah”,

“Ya Bâkî entel-Bâkî”

gibi zikirler kalbi güçlendirir. Az da olsa Kur’an, tefsir ve hadis okumak ruhu besler.

Samimi Bir-İki Dindar Dost Edinmek

İnsanı yargılamayan, dinleyen, imanlı bir dost insanı hem psikolojik hem manevi açıdan ayakta tutar. Yakınınızda ehlisünnet çizgisindeki sohbet halkaları veya cemaatler varsa, sohbetlere katılmak ruhunuza ferahlık verebilir.

Yardımın Gecikmesi Cevapsızlık Değildir

Bazen Allah’ın yardımı gecikmiş gibi görünür ama aslında o gecikme bile bir korumadır. Bazen yardım sabır olarak gelir, bazen düşünceyi güçlendiren bir idrak olarak, bazen de geç gelen bir ferahlık hâlinde. Allah dua eden kulunu asla cevapsız bırakmaz; ya istediğini verir ya daha hayırlısını, ya da onu ahirete saklayarak en güzel şekilde ikram eder.

Kuran’da buyurulur:

“Şüphesiz zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” (İnşirah 6)

“Rabbin seni terk etmedi.” (Duha 3)

Allah Rahman’dır, Rahim’dir. Asla terk etmez, kapıyı kapatmaz, sesleri duymazlığa gelmez.

Diğer taraftan, Allah’ın seni cezalandırdığı düşüncesi doğru değil. 20 yıldır acı çeken bir kul, Allah’a uzak değil; tam tersine Allah’a çok yakın bir kul olabilir.

Bu tür düşünceler tıpkı şu ayete benzer:

“Şeytan sizi Allah’ın rahmetinden ümitsizliğe düşürmesin.”

Allah’ın rahmeti sizin üzerinizdedir. Bu sıkıntı, sevmediğinden değil; imtihan, arındırma, yükseltme veya bir hikmet gereği olabilir.

Ayrıca, vesvese, iman zayıflığı değil; iman kuvvetinin belirtisidir

Vesvese, din psikolojisinde şu şekilde açıklanır:

İmanı güçlü olanı şeytan rahatsız eder. Zayıf olanı uğraşmaya bile gerek görmez. Vesvesenin imanla ilgisi yoktur; kaygı bozukluğuyla ilgisi vardır.

Bu cümleyi özellikle vurguluyoruz:

Vesvese, iman eksikliğinden değil; kaygıdan kaynaklanır.

Dua psikolojik olarak da iyileştiricidir. Dua sırasında beyin: kortizolü azaltır (stres hormonu), serotonin artırır (ruhu rahatlatır), kalp ritmi yavaşlar, nefes düzene girer.

Bu yüzden dua sadece “manevî” değil; biyolojik bir sakinleştiricidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun