​Cinlerle iletişime geçebilmek imtihana ters değil mi?

Tarih: 23.08.2018 - 20:09 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bazı kimseler cinlerle iletişime geçebiliyorsa, gayb olan bir meseleye şahitlik etmiş oldukları için imtihana aykırı bir durum değil mi?
- Sonuçta böyle olağanüstü bir duruma tanık olan bir daha materyalist falan olamaz. Oysa materyalistler ise cinlere şahit olsa belki materyalizmi bırakacak. 

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evvela Kur'an-ı Kerim mealen birkaç ayette cinleri nasıl tanımlıyor ona bakalım;

  • Cânnı, cinlerin babasını ise, ateşin dumansız alevinden yarattı. (Rahman, 55/15)
  • Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım! (Zariyat, 51/56)
  • Artık onun, Süleyman’ın, ölümüne hükmettiğimiz zaman, onlara Süleyman’ın ölümünü ancak asasından yemekte olan dabbetü’l-arz, bir ağaç kurdu fark ettirdi. Bunun üzerine Süleyman yere yıkılınca, onun ölümünü ancak bu şekilde anlamalarıyla, cinler için açıkça belli oldu ki, eğer gaybı biliyor olsalardı o öldüğü halde, o aşağılayıcı azap içinde kalmazlardı. (Sebe, 34/14)
  • De ki: "Göklerde ve yerde Allah’dan başka kimse gaybı bilmez...” (Neml, 27/65)

Cinler de insanlar gibi, şuur ve irade sahibi ve imtihana tabi varlıklardır. İnsanın vücut sahibi olması ve Allah’ın bütün esmasına mazhar olması hasebiyle cinlerden istidat olarak üstündürler ve insan umum varlıklara olduğu gibi cinlere de halifedir, bu vazife ona bizzat Rabb-ül alemin tarafından verilmiştir. (Bakara, 2/30)

Ayrıca Sebe suresinde Süleyman (as) kıssasından net bir şekilde anlıyoruz ki, cinler belirli şartlar altında insanların emrinde çalıştırılabilirler de.

Ve kesinlikle anlıyoruz ki cinler hiçbir şekilde gaybı bilemezler.

Bu arada, gene Araf Suresi 27. ve Cin Suresi 1. ayetlerden de anlıyoruz ki, onlar bizi görüp dinleyebilir, ama biz onları normal şartlarda göremeyiz ve dinleyemeyiz.

Ancak, risk ve tehlikeler içerse de cinlerle temasa geçilebildiği de bir gerçektir. Ve burada niyet çok mühimdir.

Cinlerle daha tafsilatlı bilgi elde etmek isteyen kardeşlerimiz sitemizin Cinler Kategorisi bölümünden faydalanabilirler.

Gelelim sualinizin cevabına.

Cinlerle temasa geçen kişi mümin ise zaten yukarıdaki suale muhatap değildir. Çünkü cinlerin varlığını kabullenmesi haliyle imanının gereğidir.

O kişi kafir ise, küfründeki inadı sebebiyle hakikati göremediğinden zaten “bütün mevcudat kendi kendine oldu”, “tabiat yaptı”, “evrimleşme oldu” gibi safsatalara inandığı için, temasa geçtiği cinlerin varlığını da kah enerjilerle, kah ışıkla, kah telepatiyle, kah uzaydaki temasa geçen üstün varlıklar diye tesmiye ederek... vb. için boş açıklamalarla izah edecek ve yine Allah’a katiyen iman etmeyecektir.

Aklı olan, vicdanı hür ve basiret sahibi bir insanın Allah’a iman etmesi için değil cinleri görmek, duymak, meleklerle sohbet etmesine dahi ihtiyacı yoktur. Bunun yerine kurufasulye-pilav yiyen bir adama 5 dakika bakıp tefekkür etmesi fazla fazla yeterlidir, diyecek ki;

“Ya Rabbi! Şu kuru fasulye ve pilav atomları, üstüne ister pul biber dök ister dökme, tırnak oluyor, saç oluyor, kirpik oluyor, gözyaşı oluyor, kulağıma hücre oluyor sesleri duyuyorum, vücudumun en yumuşak yeri dudağıma hücre oluyor, hemen arkasında vücudumun en sert yeri dişlerime hücre oluyor, beynime hücre oluyor milyarlarca gigabayta bedel işler görüyor, ila ahir…"

"Hepsi de kuru fasulyeden oluyor. Mercimek çorbası içsem de oluyor, tost yesem de! Şaşırmadan oluyor! Karıştırmadan oluyor! Üstelik ben hiç bir şekilde müdahale etmiyorum."

"Hem etsem ne fayda! Dünyanın en modern laboratuvarlarında, ‘kaşarlı simitten beyin yapacağım’ desem, bana deli muamelesi yaparlar!"

"Demek ki bu işlerin arkasında hem projeyi çizen, hem projenin kanunlarını koyan hem de bu kanunlara göre atomları hareket ettiren Kâmil bir Zât var, başka türlü olamaz!”

İşte 5 dakikalık objektif, peşin hükümsüz, vicdan ve basiretle yaklaşan her âkil insan bu hakikati bulabilir, bulmakla mükelleftir de!

Yoksa kafirlikte zirve yapmış bir insana değil cinler, ne mucize getirseniz boş!

Misal mi istersiniz? Bütün peygamber kıssaları ve bahusus Hz. Muhammed Efendimiz (asm)'in hayatı buna delildir.

Mesela iki adam Efendimiz (asm)'in nübüvveti boyunca onu dinlediler, hem de aynı şeyi dinlediler, aynı şeylere şahit oldular;

Biri Hazret-i Ebu Bekir (ra) oldu, diğeri Ebu Cehil!

İmtihanın sırrı da bu zaten!

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun