Zina ile ilgili ayetlerde belirtilen cezaların arasında recm olmaması ve cariyelere verilen ceza hür kadınların yarısı kadar olması hususunu nasıl değerlendirmeliyiz?

Tarih: 06.11.2012 - 13:37 | Güncelleme:

Soru Detayı

Zina hükümleri Kur’an’da Nisa, 4/15–16–25; Nur, 24/2; Ahzab, 33/30 da ayrıntılarıyla anlatılıyor. Recim uygulamasını göz önüne alarak şu ayetleri nasıl anlamalıyız:

 “Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah’a ve o son güne inanıyorsanız, Allah’ın verdiği cezayı yerine getirirken onlara karşı yumuşamayın. İnananlardan bir takım da onlara yapılan azabı gözleriyle görsün.” (Nur, 24/2)

“Ey peygamberin hanımları! İçinizden kim açık bir fahişelik yaparsa onun için o azab (el-azab) ikiye katlanır.” (Ahzab, 33/30)

“… ellerinizin altındaki mümin cariyeler… Evlendikleri zaman fahişelik yaparlarsa, hür kadınlara verilen o azabın (el-azab) yarısı gerekir…” (Nisa, 4/25)

- Eğer zinanın cezası Recm (taşlanarak öldürme) ise, bunun iki katı ve yarısı nasıl bir şeydir; nasıl uygulanır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Soruda söz konu edilen ayetlerin mealini buraya da alalım: 

“Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah’a ve âhirete iman ediyorsanız, Allah’ın hükmünü uygulama işinde sakın acıma hissi sizi etkisi altına alıp da uygulamayı engellemesin. Hem onların bu cezalandırılmalarında müminlerden bir cemaat da bulunup şahid olsun!”(Nur, 24/2).

“Ey peygamber hanımları! İçinizden kim çirkinliği aşikâr bir günah işlerse, onun cezası, iki kat olur. Bu, Allah’a göre kolaydır.”(Ahzab, 33/30)

“Eğer evlendikten sonra zina yaparlarsa, onlara hür kadınlara ait cezanın yarısı uygulanır.”(Nisa, 4/25).

Bu ayetlerinden ilkinde zina suçunun açıkça yüz değnek olduğu bildirilmiştir. 

İkinci ayette Hz. Peygamber (asm)'in hanımlarından -haşa- şayet birisi zina ederse, diğer insanlara verilen cezanın iki katı verilir. Bu ise, zina cezasının recim olmadığını gösterir gibidir. Çünkü bir cezanın iki katı ancak diriler için verilen cezalarda söz konusu olur. Öldürmenin iki katı olmaz. 

İkinci sırada yer alan “Ey peygamber hanımları! İçinizden kim çirkinliği aşikâr bir günah işlerse, onun cezası, iki kat olur.” mealindeki ayette söz konusu edilen "iki kat azap"tan maksat biri dünyada bir de ahirette olan cezalardır(bk. Kurtubî, ilgili ayetin tefsiri). Buna göre, bu ayetten hareketle, evli kadınların cezasının recim olamayacağını söylemek doğru olmaz. Çünkü burada recim cezasının iki katı değil, -dünayda cezayı çeken diğer insanların günahlarının ahirette affolunmasına rağmen- Peygamber hanımlarının dünyadaki cezaları ahiretteki cezalarını kaldırmadığı için, onların hem burada hem orada iki kez olmak üzere cezaları olur(bk. Kurtubî, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri). Bazı alimlere göre, onların ahiretteki cezaları diğerlerinin iki katıdır. Örneğin başkaları cehennemde beş gün yanarsa onlar on gün yanar(krş. Alusî, ilgili ayetin tefsiri). 

Üçüncü sıradaki ayette ise, cariyelere verilen zina cezasının hür kadınlarınkinin yarısı olduğu belirtilmiştir. Bu da -ikinci sıradaki ayette söz konusu edildiği gibi- görünürde, zina cezasının öldürme olmadığını göstermektedir. Hariciler bu ayete dayanarak recim cezasını inkâr etmişler(bk. Razî, Nur suresi: 2. ayetin tefsiri).

Cariyenin cezası ile ilgili Nisa suresinin 25. ayeti konusunda ise şunları söylemek mümkündür: Recim cezasının uygulanması, kişinin “muhsan” olmasına bağlıdır. Buradaki muhsan olan kimseden maksat, (İmam-ı azama göre Müslüman), erginlik çağına girmiş, aklı başında, hür, daha önce sahih bir nikahla evlenmiş -ve duhul vaki olmuş- kimsedir.(İmam-ı azama göre Müslüman olmak da şarttır). Böyle bir kimse gerçek anlamda bir cinsi ilişkide bulunursa, bunun cezası recimdir. Bu husus bütün fıkıh alimleri tarafından kabul edilmiştir(bk. V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 6/40-43). 

Bundan anlaşılıyor ki, cariye ve köleler HÜR olmadıkları için hukuki anlamda MUHSAN sayılmazlar. Muhsan olmadıkları için de kendileri hakkında recim cezası sözkonusu değildir. Bu sebeple ayetteki karşılaştırma Muhsan olmayan(yani bekâr olan) hürlerle her iki durumda da muhsan sayılmayan cariye/köleler  hakkındadır. Nitekim, Razi’nin bildirdiğine göre, Köle/cariye hakkında hiç bir surette recim cezasının uygulanmayacağı hususunda alimler ittifak halindedir(bk. Razî, a.g.y)

Şunu unu da unutmamak gerekir ki, şer’î hükümlerin birinci kaynağı Kur’an ise ikinci kaynağı da sünnettir. Bu husus İslam alimlerinin cumhuruna aittir. Dolayısıyla, Kur’an’da olmayan fakat sünnette olan bazı şer’î hükümlerin olduğunu kabul etmek gerekir. Namaz, oruç, hac, zekât gibi ibadetlerin önemli detayları sünnetle sabit olduğu gibi, miras hukuku, evlenme konusu ve benzeri bazı konularda Kur’an’da olmadığı halde sünnetle sabit olup da ümmetçe yürürlüğe konan hükümlerin varlığı bilinmektedir. 

Bunun gibi, Kur’an’da zina suçu için yalnız kırbaç cezası olduğu halde, tarih boyunca recim cezası da uygulanmış ve bütün İslam hukukçuları tarafından benimsenmiştir.

Hz peygamber (asm)'in, dört raşit halifenin ve daha sonra gelenlerin recim cezasını uyguladıkları sahih haberlerle sabittir. Bu gerçeğin zorunlu bir sonucu olarak İslam alimleri genellikle, Kur’an ve sünnetteki cezaları kategorize etmek durumunda kalmışlardır. Buna göre, zina cezası olarak Kur’an’da yer alan kırbaç cezası bekâr olan suçlular için, mütevatir olarak bize kadar gelen sünnette yer alan recim cezası ise evli olan suçlular için kabul edilmiştir(bk. V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 6/38-40). 

Kur’an’da Recim cezası olmamasına rağmen, sahih hadis kaynaklarında evli olanların zina suçu işlemeleri halinde taşlanarak recmedileceğine dair sağlam bilgiler vardır. Bu ağır cezanın sebebi, zinanın ağır bir suç olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca, zina suçu, nefis sahibi olan ekser insanların tuzağına düşmekten kurtulamadığı bir cazibeye sahiptir. Bu kadar cazibeli büyük bir suçun önüne geçmek, ancak ağırlaştırılmış, caydırıcı bir müeyyide ile mümkündür.

İslam alimlerinin hemen hemen ittifakına göre, Nur suresindeki ayetler, recimden bahsetmez. Ancak, sünnette recmin uygulandığına dair sağlam bilgiler vardır. Haber-i vahidle de Kur’anın hükmü tahsis edilebilir. Kaldı ki burada -recimle ilgili- mütevatir haberler vardır(bk. Razî, ilgili ayetlerin tefsiri).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun