Zina edene recim uygulamak ve öldürmek ağır bir ceza değil mi?
Biz yazar recim cezasının öldürme ile sonuçlanmasına karşı çıkıyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Recim yok mu? Eğer recim varsa, uygulamak şart mı, yoksa yöneticilere mi bırakılmış?
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle ifade edelim ki, recim cezasının varlığı, bu tür suçlardan korumaya yöneliktir, uygulanmasının zorluğu, şahitlerde aranan kuralların çokluğu ve alenen dört adil ve güvenilir erkeğin göreceği şekilde bu günahın işlenmesinin nerdeyse imkansızlığı gibi şartlar da buna işaret eder.
Bu nedenle cezanın ağırlığı hem günahın büyüklüğüne dikkat çekmek hem de bu suçun işlenmesine koruyucu hekimlik gibi, kanser olmadan önce tedbir almaya yöneliktir. Ancak kanser olmuş bir organı kesmek nasıl o beden için gerekliyse, eğer bir kimsenin -tabiri caiz ise- toplumun ahlakına kanser gibi olduğu ispat edilmiş birisi olursa, toplumun sağlığı için onun kesilmesi gerekir.
Unutmamak gerekir ki, yapan bilir elbette bilen konuşur. Bir makine hakkında asıl söz sahibi onu yapan ve icat eden olduğu gibi, elbette insan, aile, toplum ve hayat hakkında da söz sahibi insanı yaratan Allah’tır.:
“Yaratan bilmez olur mu? O, Lâtif ve Habîr'dir (her şeyden haberdardır).” (Mülk, 67/14)
Demek ki, konunun detaylarına girince ne kadar hikmetli, adaletli ve rahmetli olduğu anlaşılacaktır.
Detaylı cevaba geçmeden önce bir iki noktayı açıklığa kavuşturmakta fayda görüyoruz:
1. İslâm için yazan, çizen, konuşan ve çaba sarf eden kişilerin gündeme getirecekleri konuları hikmete uygun bir sıralamaya tâbî tutmaları gerekir. Karşı taraftan bir sataşma olmadıkça bugünkü hayatımızda yeri olmayan, başka zaman ve zeminlerde düşünülmesi gereken konular gündeme gelmemelidir.
2. Günümüzde hakim olan sosyal ve kültürel şartlar içinde duygu ve düşüncesi şekillenmiş olan kişilere recim cezası ağır gelebilir ve muhtemelen sayın yazar bu yüzden mezkûr ceza üzerinde düşünmek ve onu yumuşatmak, bu suretle bazı kişilerin fitneye düşmelerini (imanlarının tehlikeye girmesini) önlemek istemiş olabilir.
Halbuki konuyu İslam'ın bütün ahkamı ile oturduğu bir zeminde görüşecek olursak durum değişir. Burada evli bir kimsenin zina etmesi için tabiî sebepler ortadan kaldırılmıştır. İslâm'ın bir bütün olarak yaşandığı zeminde evli olan kişi, eşinden memnun değilse ayrılabilir. Memnun olmayan erkek ise ayrılma yanında ikinci bir eşle daha evlenme imkânına sahiptir. Bunun da ötesinde -savaş sonucu alınan kadın esirler cariye statüsüne sokulmuş ise- bunlardan alma imkânına sahiptir.
Ayrıca kişileri zinaya sevk eden bütün tahrik vasıtaları yasaklanmıştır. Duvarlarda, sinema ve televizyonda, gazete ve dergilerde... kişiyi fuhşa çağıran manzaralar yoktur. Kadın örtünmüş, karşı cinsle ilişki zaruret seviyesine indirilmiştir.
Bütün bu şartları gerçekleştirdikten sonra aileyi kesin olarak korumak isteyen İslam, bekar-evli bütün şahısların zinasını kesin olarak yasaklamakta ve bu yasağa uyulmasını sağlamak için de, evli olduğu halde zina edene en ağır ceza olan recmi koymaktadır. Bekarlık bir tahrik sebebi olduğu için bekarın zinasının cezası daha hafif olmuştur.
3. Recme sebep olan evlinin zinasını önlemek için alınan tedbirlere rağmen birisi bu fiili işlerse cezanın uygulanabilmesi için mahkemede ispat gereklidir. İspat ve cezanın uygulanması öyle şartlara bağlanmıştır ki bunların gerçekleşmesi hemen hemen imkansızdır. Tarih boyunca recim cezasının uygulanmasında görülen nedreti (azlığı) bu noktada aramak gerekir.
Bu şartlar konurken adeta recim ezasının, uygulanmaktan ziyade caydırıcı bir müeyyide olması düşünülmüştür.
Şimdi sualinize geliyoruz:
İslam'da bir hüküm içtihat ile ortaya konmuş olursa buna bir başka müçtehit karşı çıkabilir. Recim cezası ve bu cezanın ölümle sonuçlanacağı hükmü içtihada değil nassa dayanmaktadır. Bir kısmını vereceğimiz hadisler sağlam ve kesin hüküm ifade eden hadislerdir. İçtihat yoluyla bunlara karşı çıkmak mümkün değildir.
Hemen işaret edelim ki recim cezası her şeklinde ölüm sonucu doğurmaz. Öldürünceye kadar cezanın uygulanması suçun şahitlerle ispat edilmiş olmasına bağlıdır; bu ise -başta işaret edildiği üzere- çok zordur; çünkü fiilin işlendiğini açık-seçik olarak dört Müslüman, erkek, ahlaklı, sağlam, ergenlik çağında... kişinin görmesi, bir celsede şahitlik etmeleri, infaza kadar şahitlik ehliyetlerinin devamı... gereklidir. Eğer suç şahitlerle değil de zina edenin ayrı ayrı mahkemede dört defa itirafı ile ispat edilmiş ise cezanın infazı sırasında suçlunun kaçması, kendini cezaya teslim etmemesi ölüm cezasını düşürür. Bu durumda suçlu takip edilerek öldürülmez.
Recim ile ilgili rivayetleri nasıl değerlendirebiliriz?
Hadis alimleri bu konu ile ilgili rivayetlerin tevatür derecesine yaklaştığında, sağlam ve açık olduğunda birleşmişlerdir. Bu hadislerin sened bakımından sahih olmadıkları iddia edilemeyeceği gibi tevil edilmeleri de mümkün değildir; çünkü ifadeleri açık ve seçiktir, bir kısmı uygulama ile ilgili bulunmaktadır; yani Hz. Peygamber (asm) bu suçu işleyen bazı şahısların recmedilmesini emretmiş ve bu emir yerine getirilmiştir.
Recim konusunda farklı düşünce ve mezhepler var mıdır?
Sünnî mezheplerin tamamı recim cezasının meşruiyetinde (hukukiliğinde) birleşmişlerdir. Gayr-i Sünnî mezhepler içinde yalnızca Haricîler ile bazı Mutezile alimleri bu cezayı -Kuran'da bulunmadığına dayanarak- kabul etmemişlerdir.
Bazı muasır alimler de recm cezasının İslama ait devamlı bir ceza (hadd) olmadığı devletin değiştirebileceği "tazir" nev'inden bir ceza olduğu kanaatindedirler.
Hz. Ömer'in bu konuda ayet bulunduğuna dair sözleri hakkında ne dersiniz?
Hz. Ömer'in, sağlam ve muteber kaynaklarda yer alan sözleri aynen şöyledir:
"Allah Teâlâ Muhammed'i hak din ile göndermiş ve kendisine kitap indirmiştir. O'na gönderdiği ayetler içinde recim de vardı; onu okudum, üzerinde düşündüm ve ezberledim. Bizzat Resulullah (asm) recim cezasını uyguladığı gibi kendisinden sonra da biz bu cezayı uyguladık. Korkarım zaman geçtikçe 'recim cezasını Allah'ın kitabında görmüyoruz' diyerek Allah'ın gönderdiği bu cezayı terk etmek suretiyle dalalete düşecek kimseler bulunacaktır. Kadın ve erkek evlenip birleştikten sonra zina ederler ve bu da şahitler yahut itiraf, yahut da zina sebebiyle hamilelik ile sabit olursa recim uygulanır; bu gerçek bir dinî hükümdür. Recim hakkındaki ayet şudur: Evli erkek ve evli kadın zina ettiklerinde Allah'tan caydırıcı bir ceza olmak üzere bunları kesin olarak recmedin; Allah aziz ve hakimdir." (Şevkani, Neylu'l-evtar, 7/111)
Bu rivayet hem konumuzla hem de nesih konusu ile ilgilidir. Bilindiği üzere nesih, Allah ve Resulü (asm) tarafından konmuş bir hükmün yine kendileri tarafından kaldırılmasıdır. İslam alimlerinin bir kısmı hükmü bırakıldığı (devam ettirildiği) halde tilaveti (Kuran'dan bir ayet olarak okunması) kaldırılmış olan metinleri de nesih içinde mütalaa etmişler; Hz. Ömer'in zikrettiği metni de buna örnek olarak göstermişlerdir. Sayısı çok az olmakla beraber bu neviden nesih de vardır.
Şu halde bu metnin Kuran ayeti olarak okunma vasfı kaldırılmış, ancak hükmü geçerli kılınmıştır.
Bize göre lafzı Kuran'dan çıkarılmış, ayet olduğu halde Kuran'a yazılmamış bir metin olamaz. Ancak bu rivayet dışında birçok sahih hadis recim cezasını teyit etmektedir.
Her hükmün Kuran olması gerekmez. Resulullah’ın (asm) görevlerinden biri de sünneti ile boşlukları doldurmak, açıklama ve detaylar getirmektir. Namaz, oruç, hacc, zekât gibi İslâm'ın şartı mahiyetinde olan ibadetlerimizin de -kaç rekat olacağı, nasıl kılınacağı, nasıl yapılacağı, nasıl ve neden, ne kadar verileceği gibi- hükümleri Kuran'da açıkça yoktur; bütün bunları bize getiren ve açıklayan sünnettir.
İslam kamu hukukunun çok erken bir dönemde yozlaştığı iddiasını nasıl karşılıyorsunuz?
İslam kamu hukukunun başlıca kaynakları Kuran-ı Kerîm, Sünnet, İcma, Raşid Halifeler ile bu yolda gidenlerin uygulamaları ve örftür. Bunlardan bir yozlaşma ve bozulma söz konusu değildir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Zina ile ilgili ayetlerde belirtilen cezaların arasında recm olmaması ve cariyelere verilen ceza hür kadınların yarısı kadar olması hususunu nasıl değerlendirmeliyiz?
- "İçinizden zina eden iki kimseye eziyet edin,..." ayetni açıklar mısınız?
- Nur suresindeki zina cezasının hükmünde, bekar ya da evli olarak belirtmemesinin hikmeti nedir?
- Kur'an’da lafzı nesh olmuş, hükmü devam eden ayetler var mı?
- Yaşatmak varken öldürmek neden? Irakta bir kız ailesinin istemediği kişiye kaçıp evlendi diye, kızı ailesiyle beraber meydanda yüzlerce insan kafasına koca koca taşları vurarak öldürdüler. Ben bir Müslüma olarak bu vahşetten utandım. Recm cezası...
- Kur'an’da cezası belli olan bir şey, hadiste farklı şekilde geçiyorsa, Kur'an esas alınmaz mı?
- Recm / recim cezası Tevrat'tan mı alınmıştır? Peygamberimiz zina cezasıyla ilgili ayetler inmeden önce recm cezası uygulanmış olamaz mı?
- TA'ZÎR
- Zina cezası hakkında bilgi verir misiniz?
- Günümüzde (zina cezası olarak) recm cezasını uygulamak mümkün mü; uygulayanlar var mı?