Zaman kavramının çöküşünü ve eşyanın hakikatini anlamanın yolunu açıklar mısınız?

Tarih: 18.04.2020 - 12:29 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Yukarıda anlatılan çift-yarık (double-slit) deneyi, atom altı kuantum dünyasında mekân kavramının çöktüğünü göstermektedir. Kuantum mekaniğinin diğer bir meşhur deneyi de zaman kavramının çöktüğünü gösteren dolanıklık (entanglement) deneyidir. Aynı anda üretilen atom altı parçacıklar, birbirlerinden ne mesafede ayrılırlarsa ayrılsınlar, daimi iletişim halindedirler. Buna kuantum mekaniğinde dolanıklık denir. Mesela, birbirinden ışık yılları mesafesinde ayrılmış olsa bile dolanıklık halindeki iki elektrondan birine yapılan bir etkiye onun ikizi anında tepki göstermektedir. Yani zaman adeta durmakta ve zamansız bir iletişim olmaktadır. Einstein ışık hızının aşılmasının imkânsız olduğu gerekçesiyle (ki atom üstü kesif varlıklar için doğrudur) dolanıklık fikrine şiddetle karşı çıkmış, ancak kuantum mekaniğinin temel kavramlarından biri olan dolanıklık fenomeni 10 kilometreyi aşan mesafelerde denenmiş ve doğruluğu teyid edilmiştir. Yani atom altı dünyada mekân kavramı ile beraber zaman kavramı da anlamını yitirmekte ve zaman-mekân üstülük yani nuraniyet özelliği ön plana çıkmaktadır.

Kuantum mekaniğinin temel kavramları ve atom altı parçacıklarla yapılan çok sayıda bağımsız deneyler ışığında, atom altı dünyası için nuraniyetin fiziksel bir fenomen (vakıa) olduğu teslim ve ilan edilmelidir. Aynı kâinatın atom altı dünyası ile atom üstü dünyasında geçerli olan ama birbirine zıt kuantum ve izafiyet teorilerini birleştirecek temel unsur, nuraniyet yani zaman-mekân üstülüktür. Bu iki teorinin birleştirilmesi, "birleşik teori" arayışlarına da son verecek, aynı kâinat için iki farklı teori olması garabetini ortadan kaldıracaktır.

Öyle görülüyor ki, kesif fizikî varlıklar atom boyutuna indikçe nuranileşmekte, en temel atom altı parçacıklarına inildikçe kesafet kayıtları ortadan kalkıp nuraniyet asıl karakter olmaktadır. Eşyanın hakikatini anlamanın yolu, nuraniyet kavramını anlamaktan ve onu yerli yerinde kullanmaktan geçer. Aksi halde "paralel evrenler" teorisi gibi her birinde fizik kanunlarının farklı olduğu iç içe sonsuz sayıda hayaletvari kâinatların kabulüne mecbur kalınacaktır ki, bu hem çok meşakkatli olacak ve hem de bizi gerçeğe yaklaştırmak yerine kafamızı karıştıracaktır.

Demek bütün ilimlerin, bütün fenlerin hakikati, Cenâb-ı Hakk’ın bir isminin tecellisine bakar, o isme bağlıdır, o isme dayanır, o isme aynadır. İlimlerde ve fenlerde ne kadar terakki edilse, ne kadar güzellikler ortaya konulsa, dayandığı ismin, güzelliğini, şerefini göstermiş olur.

İşte atom altı dünyada nuraniyet âlemindeki bütün fizikî ve kimyevî hadiseler, Allah’ın isimlerinin hakikatının sırlarını bize açmaktadır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun