Ne olursa olsun her durumda şükretmek mi gerekiyor?

Tarih: 15.07.2018 - 16:32 | Güncelleme:

Soru Detayı

​- Sağlık sektöründe çalışan biri olarak söze girmek istiyorum. O kadar insanla uğraşmaktan artık ruh sağlığımın zarar gördüğünü düşünüyorum. Yaşadığım yoğunluk ve bezginlik beni ibadetlerimden, zikirlerimden de uzaklaştırıyor. Yarım yamalak, anlayışsız, laftan anlamayan insanı gereksiz yere bezdiren insanlar. Ama ne olursa olsun 'daha kötü durumda olan insanlar var halime şükretmeli ve sabretmeliyim' deyip kendimi teselli ediyorum.
Gelelim soruma:
- Başıma hangi olay gelirse gelsin sabır mı göstermek gerekiyor?
- Şükretmek mi gerekiyor?
- Şükretmek yerine isyan gibi demeyelim de olayları düzeltmeye çalışmak da bir seçenek olamaz mı?
- Ama şöyle bir sorun var ki düzeltmeye çalıştığımız şey ha deyince olacak bir şey değil.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sağlık sektörü, yani hekiminden hemşiresine, hademesinden akademisyenine, tıbbi cihazcısından eczacısına kadar hepsi muhteşem bir hizmet vermektedirler.

Düşünsenize halktan hangi insan hastaneye gitmekten hoşlanır? Hastaneye gitmek demek, ya hasta olmak veya bir hasta yakınını ziyaret etmek demektir. Yani ortada sıkıntıların var olması demektir.

Ama gene aynı halktan hangi insan hastanelerin ve sağlık personelinin olmadığı bir yerde yaşamak ister?

Sağlık personeli, hele ki de mümin ise, Maide Suresinin 32. ayetine mazhardır, mealen buyurulur:

“...Kim bir insanın hayatını kurtarırsa, o takdirde bütün insanların hayatını kurtarmış gibidir…”

Olaya iman nuruyla bakarsak, sağlık personeli belki her gün onlarca insanın hayatını ya direkt kurtarmakta ya da buna vesile olmaktadır.

Şeytan, belki kimsenin kazanamadığı kadar sevap kazanan mümin sağlık personeline vesvese verip ve musallat olmayıp da ne yapacak? Onun işi bu!

Bütün mümin sağlıkçılar olaya bu derinliği ile bakar, kazandıkları ecirleri düşünür ve kendilerini bezdirmeye çalışan şeytanı fark edebilirlerse, yaşadıkları türlü türlü sıkıntılara dahi “Elhamdülillah!” derler.

Lütfen bezmeyiniz! Yolunuzu değiştirmeyiniz! Şükrediniz! Allah’a iltica ederek ondan sabırla, duayla ve namazla yardım isteyiniz!

Ancak sakın sebepleri ihmal etmeyiniz! Cenab-ı Hak bu hikmet dünyasında sebeplerle iş görür, onun için bir taraftan sebeplere sıkı sıkı da sarılınız, yani sebeplere sarılarak, istidadınızca, elinizden geldiğince hatalı ve eksik gördüğünüz yerleri, olayları düzeltmeye ve kişileri doğru yola sevk etmeye gayret ediniz.

Bu da zaten cihadın başka bir yönüdür. Nitekim Âl-i İmran Suresi 104. ayette mealen buyrulur:

“O halde içinizden, hayra davet eden ve iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun! Ve işte kurtuluşa erenler, ancak onlardır.”

Ve unutmayınız ki cehennemin yolları, virajsız, engebesiz, çiçekler ve nimetler içindedir; ancak her müminin varmak istediği cennetin yolları ise zorluklar, engebeler ve sıkıntılarla doludur, "Cennet ucuz değil, cehennem de boşuna değildir."

Cenab-ı Hak bizi şeytanın vesveselerinden, nefsimizin her türlü kötü tahrikinden koruyup, sırat-ı müstakimde bir hayat yaşayacak şuur ve idrakten bir an dahi ayırmasın! Amin!

İlave bilgi için tıklayınız:

Her şeyde bir hayır vardır, sözü doğru mudur? ...
Her şeyde herkes için gerçekten nasıl hayır olabiliyor?
"Elhamdü lillahi kable külli ehad, vel hamdü lillahi ba'de külli ehad ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun