Allah ateşi nasıl yarattı?
Allah ateşi nasıl yarattı? Ateşe bu kadar acıyı nasıl tasarladı? Ateş acısını nasıl yarattı? Ateş neden en büyük acı verir canlılara?
Değerli kardeşimiz,
İnsanın aklını meşgul eden sorulardan biri, Allah’ın ateşi yaratışı ve onun verdiği acının hikmetidir.
Ateşin acısı neden bu kadar şiddetlidir ve Allah bu yaratılışta hangi hikmeti gözetmiştir?
Bu sorular hem aklî hem de kalbî boyutlar taşır ve insanın varoluşu, özgür iradesi ve ilahi adaletle doğrudan ilişkilidir.
Allah diledi ve yarattı. Diğer unsurları yarattığı gibi, ateşi de O yaratmıştır. Acının ve ateşin özellikleri, Allah’ın kudretinin bir yansımasıdır. Her şeyin yaratılışında olduğu gibi, ateşin de yaratılışında bir hikmet ve ölçü bulunmaktadır. Allah, acıyı ve ateşi yaratarak insanlara bir sınav ve ders vermektedir. Bu nedenle ateşin acısı, Allah'ın iradesi ve hikmeti doğrultusunda tasarlanmıştır.
Yaratan bilmez mi (elbette bilir. (bk. Mülk, 14), Allah yarattığı her şeyi ve yaratmanın her çeşidini de bilir. (bk. Yasin, 79) gibi ayetler, Allah’ın yaratma kudretinin sınırsız olduğunu ve O’nun her şeyi kuşatan bilgisini gösterir. Dolayısıyla, ateşi de onun verdiği acıyı da yaratan yalnızca Allah’tır. Her varlık ve her olay, O’nun bilgisi ve kudreti çerçevesinde meydana gelir.
Kudretin Zatîliği ve Çelişkisizlik
Kainatın her bir varlığı Allah’ın kudretinin farklı bir tecellisidir. Bir sineği yaratan Allah, bir fili de yaratmıştır. Güneş sistemini yaratan Allah, atomları da yaratmıştır.
Kudret zati olduğu için zıddı yoktur; yani O’nun işlerinde eksiklik veya çelişki olamaz. Bu nedenle ateşin şiddeti, yaratıcı kudretin bir sınavı veya düzenin bir parçası olarak anlaşılabilir.
Yaratılışın Hikmeti ve İlahi Düzen
Allah Teâlâ, her şeyi en güzel şekilde yaratmıştır. (Mü’minûn, 23/14)
Ateşin yaratılması da bu kapsamda hikmetli ve gerekli bir varlıktır. Güneşin ışığı ve sıcaklığı, insan bedeni içindeki metabolik ısı, yer kabuğu altındaki mağmatik faaliyetler gibi birçok harika olay ateş ile bağlantılıdır ve hayatın devamı için vazgeçilmezdir.
Bu bağlamda ateş, hem fiziki hem de ekolojik sistemlerin düzeni açısından yaratıcı kudretin bir tecellisidir.
İnsanın Tercih ve Sorumluluğu
Ateşin zarar verici hâle gelmesi, onun yaratılmasından kaynaklanmaz; bu, insanın iradi tercihleriyle ilgilidir. İnsan, kendisine verilen akıl ve özgür irade ile doğru veya yanlış seçimler yapabilir.
Aynen cehennem ateşi de bu iradi tercih sonucu kendini ona layık hâle getirenin sorumluluğundadır. Ateşi yaratan Allah Teâlâ, yaratılışın hikmeti gereği onu insana hizmetkar olarak sunmuş, fakat insan kendi seçimleriyle onu kendine düşman hâle getirebilmiştir. (bk. Nisa, 4/87; Zümer, 39/7)
Ateşin Yaratılışı ve İlahi Takdir
Tüm mahluklar farklı özelliklerle yaratılmıştır ve bu çeşitlilik, ilahi isim ve sıfatların –Vahidiyet ve Ehadiyet sırrına uygun olarak– tecellisinin bir göstergesidir.
Ateşin acısı da bu tanzimin bir parçasıdır; yani yaratılışın düzeni ve hikmeti bağlamında bir anlam taşır.
Kuran, insanların sınavdan geçirildiğini ve acının bu sınavın bir boyutu olduğunu belirtir:
“Şüphesiz biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık.” (İnsan, 76/2)
Acı ve sıkıntılar, insanın irade, sabır ve ahlaki erdemlerini geliştirmesine vesile olur.
Akıl, Kalp ve İkna Boyutları
Akıl açısından: Ateşin verdiği acı, uyarıcı ve öğretici bir işlev görür; insan deneyimle korunmayı ve sınırlarını öğrenir.
Kalp açısından: Acı, sabır, tevekkül ve şükür gibi erdemlerin kıymetini kavramaya vesile olur.
İkna açısından: Kâinatta hiçbir şey rastgele değildir; her olay, her varlık ve her düzen bir hikmet çerçevesinde ortaya çıkmıştır. Kur’an bu düzeni şöyle bildirir:
“Şüphesiz ki Allah, her şeyi hakkıyla yaratandır; O, işittir, bilendir.” (Nisâ, 4/58)
Acının Varlığı ve İlahi Adalet
Ateşin acısı, Allah’ı suçlamak için bir neden değildir. Onun varlığı, adaletin, hikmetin ve kudretin bir tezahürüdür. İnsan özgür iradesi ile seçim yapar; iyi ve kötü, doğru ve yanlışı ayırt eder.
Allah’ın ezeli ilmi, yaratılış ve acının sonucunu önceden bilse de iradeyi ve sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
“Eğer inkâr edecek olursanız bilin ki, Allah sizden müstağnidir, hiç kimseye, hiçbir şeye muhtaç değildir, ama kullarının inkâra / küfre sapmalarına razı olmaz.” (Zümer, 39/7)
Ateşin Yaratılışı ve İlahi Hikmet
Ateş, Kuran’da ve hadislerde hem fiziksel bir varlık hem de imtihan aracı olarak zikredilir. Allah’ın kudretiyle yaratılan ateş, canlılar üzerinde acı ve sıcaklık verir. Ancak bu acı tesadüfi değildir; ilahi hikmet çerçevesinde planlanmıştır.
1 Fiziksel ve Mekanik Boyut
Ateşin kimyasal ve fiziksel özellikleri, kainattaki düzenin bir parçasıdır. Oksijenin varlığı, enerji dönüşümü, ışık ve sıcaklık üretimi, Allah’ın kudretinin ve yaratışındaki denge ve düzenin bir yansımasıdır. Her şey ölçülü ve hikmetlidir.
2 İmtihan Boyutu
Kuran’a göre ateş, hem dünya hem de ahirette bir imtihan aracıdır:
“Her birinizi imtihan edeceğiz; yaptığınız iyilik ve kötülük kayda alınacaktır” (bk. Tin, 95/1-8)
Dünya hayatında ateş, doğal afetler, sıcaklık ve yangınlar aracılığıyla insanın sabrını, aklını ve iradesini sınar. Bu sınavlar, kişiyi hem ahlaki hem de ruhsal olarak olgunlaştırır.
Sonuç
Ateş ve acı, Allah’ın kudretinin ve hikmetinin bir tecellisidir. Akıl, kalp ve ikna boyutlarıyla bakıldığında, ateşin yaratılışı, ilahi adalet ve merhamet ile çelişmemektedir.
İnsan acı ve sınav ile imtihan edilir; özgür iradesi ile iyi ve kötüyü seçer.
Kainatın düzeni, ilahi hikmet ve kudretin bir göstergesidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Allah’ın azabı neden şiddetli ve acıyı nasıl bilir?
- Allah'ın gücünün her şeye yetmesi, kıssalar ve hayatın gerçekleri arasındaki çelişkiler nasıl açıklanabilir?
- Neden cehennemde ateşle azap edilecek, başka yöntem kalmadı mı?
- Allah kainatı neden “en iyi” şekilde yaratmadı?
- Allah kötülüğü nasıl izler?
- Allah, ateşte yanan birisinin acı hissini ondan daha iyi nasıl bilebilir?
- Allah bunca acıyı neden verdi?
- Hayvanların Acısı ve Kötülük daha az olamaz mıydı?- Kötülük Problemi
- İmtihan gerekli mi?
- Kafirlerin hem yanmaları hem de acı çekmemeleri garip değil mi?