Allah'ın bir kuluna bu kadar sorun vermesi adaletli midir?

- Benim bazı sağlık problemlerim var ve beni gün içinde çok uğraştırıyorlar. Allahın bir kuluna bu kadar sorun vermesi adaletli midir?
- ​Mesela arkadaşlarımızla bir etkinlik yapacaksak benim iflahım kesilir, utandığım problemi gizlemeye acı veren sağlık sorunumu bastırmaya çalışırım, günüm hastalığım acaba sorun olur mu nasıl halledecem ve utanmakla geçer, ama arkadaşlarım ise sadece giyinir ve gelir.
- Bu düzen neden böyle adaletsiz olmuş?

Değerli kardeşimiz,

İnsan olmak için, hele Müslüman olmak için bir talepte mi bulunduk?

Bir bedel mi ödedik?

Bunu hak etmek için ne yaptık?

Pekala bir çakal, bir tırtıl, Mars gezegeninde bir taş veya çölde bir yılan da olabilirdik; ama insan olduk!

Çok daha zeki olabileceğimiz gibi, çok daha az akıllı olabilirdik. Kör veya topal veya sağır doğabilirdik. Yetim ve öksüz olarak bir yetimhanede büyüyebilirdik. Bugün kucağında 1 yaşında yavrusu ile İdlib’den kaçmaya çalışan 3 çocuğu, karısını, kardeşlerini, anasını, babasını toprağa dahi vermeye fırsat bulamamış bir Suriyeli olabilirdik…

Ama olmadık!

Allah bizi mevcut şartlarımızda, kimilerinden daha sağlıklı, kimilerinden daha hasta, kimilerinden daha zengin, kimilerinden daha fakir, kimilerinden daha zeki, kimilerinden daha az zeki, ilahir... bir şekilde yarattı ve bu imtihan dünyasına gönderdi.

Nitekim Cenab-ı Hak mealen buyurur:

“Sizi mutlaka biraz korku ve açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden bir noksanlık ile imtihan edeceğiz. O halde sabredenleri müjdele! Onlar ki, kendilerine bir musibet geldiği zaman: ‘Muhakkak ki biz, Allah’a aidiz ve muhakkak ki biz, ancak O’na dönücüleriz!’ derler. İşte onlara Rablerinden mağfiretler ve bir rahmet vardır. Hidayete erenler de işte ancak onlardır. (Bakara, 2/155-157)

Unutmayalım ki, her hâl geçicidir!

İçinde bulunduğumuz sağlık durumumuz olsun, maddi durumumuz olsun, sosyal durumumuz olsun her an müspet veya menfi yönde değişebilir. Fakat müspet nedir, menfi nedir, işte onun hikmetine tam olarak vakıf değiliz. Nitekim ayet-i kerimede buyurulur:

“...Fakat olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız ama, o sizin için hayırlıdır. Ve olur ki bir şeyi de seversiniz, halbuki o sizin için bir şerdir. Allah ise sizin için hayır olanı bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara, 2/216)

Bize düşen;

- Hikmetini bilemeyeceğimiz sebeplerle, azıyla çoğuyla bize takdir edilenlere şükretmek;
- Şükrü kolaylaştırmak için her daim imanımızı arttırmak;
- Her zaman bizden çok daha zor durumdaki insanlara bakmak,
- Çektiğimiz sıkıntıların günahlarımıza kefaret olması ve geçmesi için bir taraftan sebeplere sarılmak,
- Allah’a dua ve istiğfar ederek O’na iltica etmektir.
- Bu duaların kabulü için de başta namazlarımız olmak üzere kulluk vazifelerimizi ihlasla ve eksiksiz yerine getirmektir.

Ayrıca unutmayalım ve emin olalım ki, bize bahşedilmiş istisnasız her nimetten hesaba çekileceğiz (bk. Tekasür Suresi) ve belki zahiri sıkıntısı üç günlük dünyada olan o nimetten mahrum olmak da hesabımızı kolaylaştıracaktır.

Sonsuzluk nerede, aldatıcı kısacık dünya hayatı nerede!

Her konuda olduğu gibi iş, imanımızın derecesine bakıyor.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Allah'a karşı istemsiz kırgınlıklar için ne tavsiye edersiniz?
- Allah'ın izni olmayınca hiç bir musibet isabet etmez! Her kim de Allah ...
- Kafirler neden hasta olur?
- "Allah hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar" sözünün anlamı nedir ...
- Allah bu dünyayı neden adalet üzerine yaratmadı, tam tersi savaş ve ...
- Afrika gibi ülkelerde açlıktan ölenler olmasını bahane ederek, -haşa ...
- Bela ve Musibetler konusunda en çok merak edilenler.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet