İmam Rabbani, Matrix Felsefe anlayışında mı?

Tarih: 03.06.2017 - 01:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İmam-ı Rabbaninin 470.mektubunda özetle; "Alemin sübutu ise, his ve vehim mertebesinde olup, hariç mertebede değildir ki, kendisine münafi bir durum ola... Mana üstte anlatıldığı gibi olunca, caiz olur ki, his ve vehim mertebesinde ademe bir sübut arız ola ve orada kendisine yüce Allah'ın yaratması ile bir sağlamlık ve kuvvet hasıl ola... Böylelikle de bu mertebede hayy, alim, kadir, mürid, basir, semi ve mütekellim ola... Amma in'ikâs ve zilliyet yolu ile... Amma, harici mertebede onun için ne nam buluna; ne de nişan. Hariçte dahi, yüce Vacib Zat'ın, zat ve sıfatlarından başkası da sabit ve mevcud olmaya" denilmektedir.
- Buna göre gerçekten gördüklerimiz, duyduklarımız birer hayalden mi ibaret, gerçekte yoklar mı?
- Bir simülasyonun içinde mi yaşıyoruz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Alemin, hiçlik aslından var edilmesi ile öncelikle kastedilen, varlık var iken onun haricinde, onun olmadığı bir yokluk alanının bulunamayacağı gerçeğidir.

Buna göre mutlak anlamda yokluk olmayıp, ancak yokluğun var olmama şeklinde düşünülebileceğidir.

Mutlak varlık için var olmama düşünülemezken, yaratılmış ve zamansal varlıklar için var olmama düşünülebilir.

Önce ya da sonra, bir zaman var olmama ise mutlak anlamda yokluk olmadığı için, var olduğu zamana göre görece bir yokluğu ifade etmektedir.

Allah Teala'nın bu görece (vehmi) asıllara kendi sıfat ve isim tecellileri ile bir var oluş vermektedir. Her ne kadar bu tecellilerle elde edilen var oluş, ariyet ve zılliyet bir var oluş olsa da Allah Teala’dan kaynaklanan emirden naşi bir zılliyet oldukları için, hayal değil gerçektirler. Bu nedenle teklif ve imtihan vaz edilmiştir.

Ancak bu gerçeklikleri onların kendilerine bina edilirse o zaman bir hayal ve vehim olur.

Kendi nefsine ve aleme varlık verenler, vehmi yolda bir hayal peşine düşerek enaniyet ve tabiat tağutuna yol vermiş olurlar.

Allah Teala namına nefis ve aleme bakanlar ise, kendi var oluş asıllarında tecelli eden hakikate iman ile tabi olarak gerçekliğe ait olurlar. 

Allah Teala’ya bakan yönde alem ve hayat gerçektir. Nefse bakan yönde ise bir hayalden ibarettir.

İmam-ı Rabbani Hazretlerinin mesleğinde bu duruma “la meşhude illa hu” ifadesi ile işaret edilmektedir.

Şahit olunanın ondan başkasının olmadığı bu gerçekliğe iman ve taat ile ulaşılmaktadır.

İlave bilgi için tıklayınız:

İdealizme göre madde diye bir şey yok mu?
Biz Hayal miyiz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun