İdealizme göre madde diye bir şey yok mu?
- Yaklaşık 3 aydır kafam bu konuya takılıyor. İdealizme göre madde diye bir şey yok. mesela bir elma tadıyorum görüyorum kokluyorum, ama ona var diyemem. Temel mantık bu, aşırı derecede kafama kurcalıyor.
- Akli delillerle yani bu meseleyi kafamdan atabileceğim örnekler verir misiniz?
- Sanki doğruymuş gibi geliyor insana, ama beni aşırı derecede rahatsız ediyor.
Değerli kardeşimiz,
İdealist felsefe, Platon’un görünür dünya ve ideler âlemi ayırımından yola çıkmış, sonrasında Berkeley’in zihin temelli gerçeklik idealizmine değin varmıştır.
Genel olarak idealist felsefe “madde yoktur” şeklinde bir önermeyi savunmamaktadır. Maddenin yokluğu ile ilgili yargılar daha çok sofistik felsefede temellenen ve David Hume’un şüpheciliğinde kendini bulan septik yaklaşımlarda etkindir.
Bu noktada temel sorun “varlık” kavramının dokunulmaz doğasından kaynaklanmaktadır.
Varlık genel, kuşatıcı, bütün ve her durumda kendini gösterebilen yegane kavramdır. Bu ise onun tanımlanmasını neredeyse imkansız kılmaktadır. Üstelik “varlık” ile “var olmak” arasında da önemli bir ayrım vardır.
Bizim gözlemlediğimiz doğada “varlık” var olanlar tarafından kabul edilen bir eylemdir. Yani hiçbir varlık kendini var etmemektedir. Tüm var olanlar var edilmektedirler.
Bu nedenle Platon’un da belirttiği gibi, asli değil de gölge bir var oluş durumu açığa çıkmaktadır. Gerçek varlık ise var edene ait olmaktadır. Var eden ise araştırmamızın konusu olmaktan mahiyeti gereği uzaktır.
Ancak bildiğimiz her şey için var edenin varlığı mantıksal olarak bir zorunluluktur. Buna İslam filozofları “Vacib-ül Vücud” adını vermişlerdir. İşte bu zorunlu varlığın varlığı kesin mantıki bir hakikattir. Onun var ettikleri ise, zorunlu varlığın gerçekliğinden kaynaklanan ikincil bir gerçekliğe sahiptirler.
Bu nedenle mahlûkatın varlığı dış dünyada mı yoksa zihinde mi temellenmektedir, sorunu halledilememektedir.
Gerçekte varlığımız, bizi var eden ilahi varlığın bize yönelik bilgi, irade ve kudretinden kaynaklanmaktadır. O halde kokladığınız elma ne sizin ona zihinsel olarak var demeniz ile ne de maddeye ait bir varlık gerçekliği ile var değildir. Çünkü siz de madde ve duyumsadığınız nesne de varlığın sahibi, kökeni, faili değildir. Zorunlu varlık dışında her şey varlığın yansıtıcısı ve gölgemsi taşıyıcısıdır.
Ancak her şey kökensel olarak zorunlu varlığın mutlak varlık gerçekliğine dayandığı için bir zan ya da sanı değil aksine “var edilen” olarak gerçekten vardırlar. O halde "Her şey O’ndandır ve O’na dönecektir."
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İnsanların Ay’a taptıkları; Kabe ve haccın Hinduizm'den etkilendiği; Yunan tapınağındaki ve Mısır’daki küplerin Kabe küpüne benzer olduğu iddialarına ne dersiniz?
- Kur’an’da geçen Musa ve Hızır olayının, Gılgamış destanından alındığı iddiasına ne dersiniz?
- Kur’an’daki embriyolojik bilgilerde hata olduğunu söyleyenlere nasıl cevap verebiliriz?
- Hz. İbrahim ile Nemrud'un aynı çağda yaşamadığı konusunda ne dersiniz?
- Hz. Süleyman ile Belkıs’ın aynı tarihte yaşamadıkları, Belkıs’ın tahtının bir anda getirilmesinin ilmin kanunlarına aykırı olduğu iddialarına ne dersiniz?
- Kur'an'da Yer, Yeryüzü (Dünya) kelimesi geçmesine rağmen Dünya'nın yörüngesinden bahsedilmemiştir. Fatır, 35/41’de “yörüngeden söz ettiğini” söylemek de yanlıştır, iddiasına ne dersiniz?
- Örümceklerin yuva için değil, avlanmak için ağ yaptıkları düşüncesiyle, “yuvaların en zayıfı, örümceğin yuvasıdır” ayetine itiraz edenlere nasıl cevap verirsiniz?
- Ay güneşten aldığı ışığı yansıttığına ve ay güneşten daha küçük olduğuna göre, neden “güneş” “ay”a tabi olmuştur ve güneş ile ay için "kamereyn/iki ay" denilmiştir?
- Taha suresi 97. ayette belirtilen altın buzağının eriyip yok olması ve küllerinin denize savrulması mümkün müdür?
- Naziat suresinde "O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı." ayetinde geçen “göğün gecesi” karanlık mıdır?