Hz. Amine, Peygamberimizin peygamber olacağını anlamış mı?

Tarih: 19.01.2019 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamberimizin doğum mucizesinde annesi Hz. Amine Peygamberimizin peygamber olduğunu anlamamış mıdır?
- Bu doğum mucizesinde olanları anlattığında Peygamberimizin peygamber olduğu herkes tarafından bilinmemiş midir?
- Sütannesinin yanındayken göğsünün yarılması ve sütannesinin yanındayken olan diğer mucizelerde sütannesi Peygamberimizin peygamber olduğunu anlamadı mı?
- En önemlisi Peygamberimiz kendi göğsünün yarıldığına şahit olmasından dolayı, peygamber olacağını peygamber olmadan önce biliyor muydu?
- Ayrıca kendine ait doğum mucizelerini duymuş olması lazım ve bu doğum mucizelerini duyan Peygamberimiz ve diğer tüm kişiler bu mucizelerden dolayı Peygamberimizin peygamber olacağını biliyorlar mıydı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Her harika olayın, bir peygamberlik alameti olarak görülmediği hususu bilinen bir gerçektir. Özellikle, uzun zamandan beri aralarından bir peygamberin çıkmadığı Arap toplumunda, peygamberlik düşüncesi belki de en son akla gelen bir şeydir.

Bu sebeple, Hz. Amine’nin veladet-i Ahmediye sırasında gördüğü harika halleri, bir peygamberlik nişanesinden ziyade, çocuğun diğerlerinden farklı bir konumda olduğuna, ileride büyük bir insan olacağına... yorumlaması daha makul görünmektedir.

- Bu doğum mucizesinin herkes tarafından duyulmaması, duyulmasından daha kuvvetli bir ihtimaldir. Çünkü, “göz değmesin, duyanların kıskançlık duyguları kabarmasın, onlar yüzünden başına bir musibet gelmesin...” diye, bu tür harika olayları gizli tutma âdeti bugün bile -kendi çapında- geçerlidir.

Bütün bu olayların şüyu bulması, peygamberlikten sonra söz konusu olmuştur.

Kaldı ki, duyanlar arasında da -yukarıda açıklandığı üzere- bir peygamberlik alameti olarak değerlendirilmesi çok zor bir ihtimaldir.

- Peygamberimizin göğsünün yarılması olayı da kuvvetli ihtimalle peygamberlikten sonra Efendimiz(asm)  tarafından seslendirilmiştir. Peygamberimiz (asm), daha çok küçük yaşta olduğu bir çağda gördüğü bu harika olay karşısında kendisi de şaşkınlık içerisinde olduğundan, bunu süt annesine söylemekten çekinmesi ihtimali kuvvetli olduğu gibi, söylemiş olsa bile hiç akıllarının ucundan geçmeyen peygamberlik gibi bir hakikate yorması imkânsız gibi görünüyor.

Kaldı ki, bunu bir çocuğun hayal gücüyle kurguladığı bir şey olarak da değerlendirmiş olabilirler.

- Peygamberimiz (asm)’in bu olayı ileride peygamber olacağının bir alameti olarak görmesi çok uzak bir ihtimaldir. Çünkü bu tür harikalar karşısında bir peygamberlik müjdesini algılamak bir çocuk için değil, bir büyük için de imkansız gibidir.

Kaldı ki:

(Resulüm!) Sen, sana bu Kitabın verileceğini ummazdın. Bu, ancak Rabbinin bir rahmetidir. Öyle ise, sakın kafirlere yardımcı olma.” (Kasas, 28/86),

İşte böylece sana da kendi buyruğumuzla bir ruh (Kur'an) vahyettik. Sen (daha önce) kitap nedir, iman nedir bilmiyordun…” (Şura, 42/52)

mealindeki ayetlerde, Hz. Peygamber (asm)’in peygamber olmadan önce, peygamberlik düşüncesine dair en ufak bir tahminde bile bulunmadığına işaret edilmiştir.

- Hülasa; her harika olay, bir peygamberlik alameti olarak görülmez ve görülmemiştir. Eğer öyle olsaydı, bunu bilenler ne diye karşı çıkmışlardı? Özellikle en yakın akrabaları bile ilk başta peygamberliğine sıcak bakmamışlardır... Demek bilmiyorlardı...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun