Peygamberin kalbi kirli miydi?

Tarih: 05.12.2023 - 12:30 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Cebrail miraca çıkmadan önce Peygamber'in göğsünü delerek kalbini niçin temizledi?
- Peygamberin kalbinde Tanrı'nın huzuruna çıkmadan önce temizlenmesi gereken bir tür kötülük mü vardı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Mahiyetini tam olarak bilemediğimiz "şakk-ı sadr" yani göğsün yarılması olayı iki defa vuku bulmuştur. Bu olay bir yönüyle Hz. Peygamber (asm) Efendimizin hem o yüksek ve ağır nübüvvet yükünü taşımaya hem de miraç gibi emsalsiz bir mucizeye mazhar olmaya hazırlık mahiyetindedir.

Ayrıca, Hz. Peygamber (asm) Efendimizin beşerî cihetinin manevi cihetine muvafakat edilmesi de diyebiliriz.

Demek ki, Resul-i Ekrem (asm) Efendimizin Miraç Gecesi Kâbe’nin yanında iken melekler tarafından göğsünün yarılıp zemzem suyu ile yıkanarak ilim ve hikmetle doldurulması miraç mucizesine hazırlamaktı. Miraç yolculuğuna çıkacak olan Efendimiz, ilahi hikmet gereği ruhen olduğu gibi bedenen de bu harika yolculuğa hazırlanmıştır.

Kalbin yıkanmasında şöyle bir incelik olabilir; fizikî kalbin o süratli İsra ve Miraç yolculuğunda zarar görmemesi için mukavemetli ve ahiret âlemlerine uygun bir hâle sokulmasıdır. Nasıl astronotlar uzaya çıkarken bazı tedbirlerden geçip hususi elbiseler giyiyorlarsa, aynı şekilde melekler de Peygamber (asm) Efendimizin bedenini o âlemlere karşı mahfuz bir hâle getirmiş olabilirler.

Diğer taraftan biyolojik hayatın merkezi olan kalp dinî terminolojide kişinin hem zihin hem duygu hayatıyla ilişkilendirilir. Efendimizin (asm) göğsünün yarılması olayı da beşerî arzularının yok edilip üstün niteliklerle bezenmesi için Hz. Cebrail tarafından bir ameliyeye tabi tutulmasıdır.

Göğsün yarılması olayının, Hz. Muhammed (asm) sütannesinin yanında iken, ayrıca miraca çıkmadan önce gerçekleştiğini belirten rivayetler hadis tenkidi açısından muteber kabul edilmiştir.(1)

Konuyla ilgili rivayetler göğsün yarılması olayının hem cismani hem de ruhani boyutlarına işaret etmektedir.

Bu olayın misal âlemi ile şehadet âlemi arası bir hâl üzere vuku bulduğunu ileri süren Şah Veliyyullah ed-Dihlevî’ye göre şakk-ı sadr “göğsün yarılıp imanla doldurulması, meleki nurların üstün gelmesi, beşerî duyguların zayıflatılması ve kalp yapısının mukaddes âlemden gelecek feyizleri kabule hazır duruma getirilmesi” demektir.(2)

Bazı müfessirler İnşirah suresinde geçen, “Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?”(3) mealindeki ayetin şakk-ı sadr hadisesine işaret ettiğini belirtmişlerdir.

Elmalılı Muhammed Hamdi cismani şakk-ı sadrın âlimler arasında tartışıldığını, buna karşılık Resulullah’ın kalbini iman, hikmet ve hakikatle dolduran ruhani şerh-i sadr hususunda ittifak bulunduğunu söyler.(4)

İbn Aşur da müfessirlerin çoğunun İnşirah suresi ilk ayetindeki şerh-i sadrı ilim, hikmet ve peygamberlik nuru ile yorumladığını nakleder.(5)

Kaynaklar:

1) Müsned, III, 121; Müslim, Îmân, 261, 265; Müsned, IV, 184-185; Dârimî, Muḳaddime, 3; İbn İshâk, s. 27-28; Müsned, V, 139; Müsned, IV, 208; V, 143; Buhârî, Salât, 1, Bedʾü’l-halk, 6; Enbiyâ, 5; Tevhid 37; Müslim, Îmân, 263, 264; Tirmizî, Tefsîr, 94.
2) Ḥüccetullāhi’l-bâliġa, II, 557, 561.
3) İnşirah, 94/1.
4) Hak Dini, VIII, 5914-5916.
5) et-Taḥrîr ve’t-tenvîr, XXX, 360-361.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun