Allah’tan başka kimsenin bilmediği evliya var mı?
“Birçok evliya vardır ki, onları benden başka bilen yoktur. Onlar benim hususi ve sevgili dostlarımdır." anlamında bir kudsi hadis var mı?
- Varsa hadis kitaplarından kaynağını ve sıhhatini yazar mısınız?
- Ayrıca gizli olmasının hikmeti nedir?
Değerli kardeşimiz,
İlgili kudsi hadis şöyledir:
أوليائي تحت قبابي لا يعرفهم أحد غيري
"Benim kubbem altında bazı veli kullarım vardır, onları benden başka kimse bilmez." (bk. Gazali, İhya, 4/357; Kuşeyri, Lataifu’l-İşarat, 2/553; Alusi, tefsir, 9/201)
- Bütün araştırmalarımıza rağmen, bu hadis rivayetinin sıhhati konusunda herhangi bir tahlile rastlayamadık.
- Gizlilik hikmetine gelince:
Allah, kıymetli şeyleri gizlemiş. Örneğin, Kadir Gecesi'ni ramazanda, duaların kabul edildiği zamanı cuma gününde, makbul evliyasını insanlar içinde, eceli ömür içinde ve kıyametin vaktini de dünyanın ömrü içinde saklamış. Böylece bütün zamanlar değerlenmiştir.
Örneğin, insanın vefat zamanı ömür içinde gizli kalmıştır. Ölümün gizli olması, imanı sağlam olan bir insanı sürekli uyanık ve dikkatli olmaya sevk eder, sürekli Allah’ı hatırlar. Zira her an ölme ihtimali vardır.
Allah bazı veli kullarını insanlar içinde gizlemesine de iki açıdan bakılabilir:
1. Her insanın o makbul veli olma ihtimaliyle hürmet etmeyi sağlar. Böylece hiç kimseyi hakir görmez, hakkına girmez, affeder, hatasını örter, dışlamaz, duasını almaya ve gönlünü kazanmaya çalışır. Toplumda huzura, barışa ve mutluluğa vesile olur.
2. Kendisi veli ise, gizli kalmak suretiyle gurura ve benliğe düşmekten, riya ve gösterişe girmekten korunmuş ve bu tür imtihanlarla sınanmamış olur.
Bediüzzaman Hazretleri bu hakikatleri şöyle açıklar:
“Cenab-ı Hakîm-i Mutlak, şu dâr-ı tecrübe ve meydan-ı imtihanda çok mühim şeyleri, kesretli eşya içinde saklıyor. O saklamakla çok hikmetler, çok maslahatlar bağlıdır.
Meselâ: Leyle-i Kadri, umum ramazanda; saat-ı icabe-i duayı, cuma gününde; makbul velisini, insanlar içinde; eceli, ömür içinde ve kıyametin vaktini, ömr-ü dünya içinde saklamış. Zira ecel-i insan muayyen olsa, yarı ömrüne kadar gaflet-i mutlaka, yarıdan sonra darağacına adım adım gitmek gibi bir dehşet verecek. Halbuki âhiret ve dünya müvazenesini muhafaza etmek ve her vakit havf ve reca ortasında bulunmak maslahatı iktiza eder ki; her dakika hem ölmek hem yaşamak mümkün olsun. Şu halde mübhem tarzdaki yirmi sene mübhem bir ömür, bin sene muayyen bir ömre müreccahtır.” (Sözler, s. 342-343)
“Meziyetin varsa hafa türabında kalsın; ta neşvünema bulsun.
Ey zîhâssa-i meşhure! Taayyünle zulmetme, ger perde-i hafanın altında sen kalırsan, ihvanına verirsin ihsan ve bereketi.
Herbir ihvanın altında sen çıkması, hem de o sen olması imkan ve ihtimali, her birine celbeder bir nazar-ı hürmeti.
Eğer taayyün edip perde altından çıksan, mükrim iken altında; üstünde zalim olursun. Güneş iken orada; burada gölge edersin.
İhvanını düşürttürüp hem nazar-ı hürmetten. Demek taayyün ve teşahhus, zalim birer emirdir, sahih doğru böyle ise, hem de böyle görürsün.” (Sözler, s. 720-721)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Günümüzde evliya ya da veli var mıdır?
- Allah'ın veli kulları gizliyse, müminler nasıl evliya olur?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Alimleri kabul etmeyen ümmetimden değildir, ne demek?
- Peygamberimizin, Esed kızı Fatıma'ya yaptığı tevessül duası sahih mi?
- Hz. Ebu Bekir 500 hadisi neden yaktı?
- Hayvanlarla ilgili bütün hadisleri yazar mısınız?
- İlim kafirin kalbinde ise söküp alınız, anlamında hadis var mı?
- 20 miskalden az altına zekat tahakkuk eder mi?
- Buhari'nin güvendiği ravilere Müslim, Müslim’in güvendiği ravilere de Buhâri güvenmemiş midir?
- Ümmetimin en kötüleri, ben cehennemlik değil cennetliğim diyenler, sözü hadis mi?
- Makam-ı mahmud, Medine mi şefaat makamı mı?
- Ebu Bekre'nin kazf cezasına çarptırılarak şahitliği kabul edilmediği doğru mu?