Allah'a inanmamak neden suçtur?

Tarih: 31.12.2018 - 20:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İnanıp inanmamak insanın elinde olan bir şey midir ki, suçu ve cezası var?
- Tutup da ateistin birinin, ben Allah'a inanmak istiyorum ama inanamıyorum, elimde olan bir şey değil benim suçum değil bu, demesine ne tepki verirsiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle şunu ifade edelim ki, Allah’ı inkar etmek sonsuz bir cinayettir. Bu nedenle Allah’ı inkar eden bir kişi sonsuz bir cinayet işlemiş olur ve bunun cezası da sonsuz olmalıdır. Örneğin:

Allah sonsuzdur, ezeli ve ebedidir. Sonsuzu inkar etmek sonsuz bir cinayettir.

Allah’ın varlığının ve birliğinin delilleri sonsuzdur. Bu kadar delilin inkâr edilmesi sonsuz bir cinayettir.

Allah’ın nimetleri de sonsuzdur.  Bütün bunları inkar edercesine, Allah’a isyan ederse, bu nimetlere karşı küfran ile mukabele etmiş ve sonsuz bir cinayet işlemiş olur.

Ayrıca, Allah kâinatı ve içindekileri, bütün yarattıkları tarafından tesbih edilsin, hamd edilsin, ibadet edilsin diye yaratmış. En son da bizzat kendi ruhundan üflediği, yani kendi sonsuz okyanus olan isim ve sıfatlarından bir damlacık verdiği, özgür irade sahibi kıldığı, biz insanı yaratmış.

İşte insanın vazifesi de kendini tüm yaratılmışlara üstün kılan bu isimlerin kendindeki cilveleri ile kâinattaki diğer tüm yaratılmışların şuurlu ve şuursuz da olsa Allah’a ibadet ettikleri gibi, özgür iradesiyle Allah’a, Allah’ın emrettiği şekilde ibadet etmektir.

Sonuçta Allah’a inanmaya insan mecbur değildir, zaten cebren / zorla iman olmaz, özgür iradesiyle iman eder veya etmez, ama bunun neticelerinden elbette ki mesuldür! Sırr-ı imtihan da budur!

İmtihana girenler istediklerini yazarlar, kimse "şunu yaz" diye zorlamaz, zaten zorla yazdırılsa imtihan olmaz, ama sonuçlarına da katlanırlar.

Nitekim, “...Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin...” (Kehf, 18/28) mealindeki ayette bu durum çok net ve açık bir şekilde ifade edilmiştir.

Sualinizdeki ateiste gelince;

İnanıp inanmamak elbette kişinin kendi elindedir.

Çok kısa bir zaman önce olmayan, çok kısa bir süre sonra da olmayacak bu kişi, nereden geldiğinin cevabını ararken, kendisinin şuursuz, ilimsiz, hikmetsiz, kudretsiz atomlardan, maddelerden tesadüfen veya evrimleşerek veya tabiat denen izafi olgu tarafından meydana geldiğini düşünüyorsa vah ki vah!

Hayatını, ruhunu, nefsini ve karakterini oluşturan manevi aleminden hiç bahsetmiyoruz bile.

Bu gafil nesebi kardeşimiz, belki şu sebepten Allah’ı göremiyor olabilir mi:

“Cenâb-ı Hak o kadar zahirdir ki, âdeta zuhurunun şiddetinden gaibdir!”

Teşbihte hata olmasın, âdeta gözlüğü gözünde olup, her yerde gözlük arayan kişi gibi…

Bu ateist arkadaşımıza tavsiyemiz:

Evvela tüm ön yargılarından arınsın, dürüst olsun, en başta kendine karşı dürüst olsun. Sonra da özellikle gecenin bir vakti, her yer ve herkes uykudayken kalkıp bir düşünsün, tefekkür etsin;

“Bir şey yoktan var olabilir mi? Ama var olmuş, bu inkâr edilemez! Öyleyse, kâinat için var olması zorunlu ve yok olması mümkün olmayan, ezeli ve ebedi bir yaratıcının varlığı kaçınılmazdır!..”

Evet, akıl sağlığı yerindeyse bu neticeye muhakkak varacaktır. Çünkü o ateist bilir ki, aynı cins şeyler birbirlerini yapamaz;

- Boya resim yapamaz, ressam yapar!
- Yün ve şişler kazak öremez, örgü işçisi örer!
- Çini mürekkebi hat yazamaz, hattat yazar!
- Taşlar Süleymaniye Camini yapamaz, Mimar Sinan yapar!...

Demek kâinatı da kâinat cinsinden olmayan başka bir yaratıcı yapmıştır. Kâinat dışından başka bir yaratıcının da ne olduğunu, kâinattakiler anlayamaz, sadece varlığını kabul ederler.

Peki kimdir bu yaratıcı, bizi niye yaratmış ve bizden ne ister?

İşte bu noktaya gelebilen ve kalbinde ihlas olan her insanı o yaratıcı doğru yola iletecektir; ama ihlas, samimiyet şart!

Ve böylece yaratıcısını bulan insana o yaratıcı kendini tanıtacaktır; o insanı yaratıcının, yani Allah’ın, katında tek hak din olan İslam ile buluşturacaktır.

Evet, böylece o insan;

Allah’ın, ilk insan olan Hazret-i Âdem’den itibaren insanlara, kâinatı niçin yarattığını ve insanlardan ne istediğini onlara peygamberler ve beraberlerinde kitaplar göndererek bildirdiğini ve insanlık kâmil noktasına geldiğinde de şeriatı kıyamete kadar geçerli olacak son peygamber Muhammed Mustafa Efendimiz (asm)'i ve beraberinde Kur'an’ı gönderdiğini idrak edebilecektir.

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım!” (Zariyat, 51/56)

İnsanlar da nasıl ibadet etmeleri gerektiğini; yani kulluk görevlerini, istisnasız bütün şahsi ve sosyal ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini Onun kitabından ve o kitapla beraber gönderdiği Resul (asm)'ünün bu kitabı tefsirinden, yani sünnetten anlayacak ve bu şekilde imtihanını tamamlayıp ya ebedi cennetlere ya da ateşlerin içine girecektir.

Tekrar edelim çünkü bu işin hiç şakası yok;

“Zorlama yoktur! Mesuliyet vardır!”

Gerisi bize kalmış.

İlave bilgi için tıklayınız:

Allah'ı inkar etmek nasıl sonsuz bir cinayet olur? 
Kâfirlerin ebedi cehennemde kalması nasıl adalet olur?
Allah'ın iyi bir ateisti diğer zalimlerle aynı cehenneme gönderecek ...
Cehennem azabı, işlenen günahlara göre fazla değil mi?
Neden tanrıya inanamıyorum?
Neden tek Tanrı'ya inanamıyorum?
Tanrının varlığına dair kanıt yok?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun