Yüce Kitabımız Kur'an'da, Hz. Meryem'in Hz. Harun'un kız kardeşi olduğuna dair ayetler var. Oysa Meryem Oğlu Hz. İsa ile Musa ve Harun peygamberler arasında asırlar var, bu bir isim benzerliği midir?
Değerli kardeşimiz,
“Onu kucağına alıp akrabalarına getirdi. 'Kız Meryem! Sen ne tuhaf bir şey yapmışsın öyle!' dediler. Ey Harun’un kız kardeşi! Baban kötü bir insan değildi. Annen de iffetsiz bir kadın değildi!..”(Meryem, 19/27-28).
“Harun’un kız kardeşi” ifadesi, kaynaklarda farklı şekilde yorumlanmıştır:
a. Buradaki Harun, İsrailoğulları tarihinde salahati ve iyiliğiyle meşhur bir şahıstır. Eskiden beri güzellikler için örnek olarak gösterilen bir kişiydi. Hz. Meryem, hep saliha bir kadın olarak bilindiği için ona -benzetilmek üzere- nispet edilmiştir.
b. Bu zat, bildiğimiz Hz. Musa’nın kardeşi olan Hz. Harun’dur. Burada “Harun’un kız kardeşi” ifadesi, onun gibi iyi ve sempatik olduğuna işaret edilmiştir.
c. Kötülüğüyle meşhur bir adamdır. Buna göre bu ifadeyle Yahudiler, Hz. Meryem’i kötülükte bu adama benzeterek yargılamışlardı.
d. Bu zat, İsrailoğulları arasında çok iyi bir kimse olarak nam yapmış Hz. Meryem’in gerçek kardeşidir. Bu görüşün en kuvvetlisi olduğunu savunanlara göre, bunun doğruluğunu destekleyen iki önemli neden vardır. Birincisi: İfadelerde asıl olan -mecaz değil- hakikattir. Bunun hakikat olması ise, ancak Meryem’in Harun adında gerçek kardeşinin olmasıyla mümkündür. İkincisi: Bu makamda Yahudilerin Hz. Meryem’i azarlaması söz konusudur. Bunun dozunu arttırmak için, Meryem’in temiz ailesine benzemediğini, onlara yakışmadığını hatırlattılar. Anne ve babasının kötü olmadıklarını, iffetli olduklarını vurguladıkları gibi, ailenin diğer bir ferdi olan kardeşinin de iyi bir insan olduğunu vurgulayarak, onun bu aileye yakışmayan bir fert olduğunu yüzüne vurdular.
“Ey Harun’un kız kardeşi! Baban kötü bir insan değildi. Annen de iffetsiz bir kadın değildi!..”(Meryem, 19/28)
ayetinde bu gerçeğe vurgu yapılmıştır.(bk. Razî, Meryem, 27-28. ayetlerin tefsiri).
Taberî, İbn Aşur gibi bazı müfessirler, bu konuda var olan bazı hadis rivayetlerine dayanarak, (a) şıkkını tercih etmiştir. Bu rivayetler şöyledir:
Sahabeden Müğîre b. Şube anlatıyor:
Hz. Peygamber (asm) beni, Necran halkına gönderdi. Onlar bana; "Gerçekten siz Kur’an’da 'Ey Harun’un kız kardeşi!' diye bir ayet okuyorsunuz değil mi?” (bir diğer rivayette “Peygamberiniz Meryem Harun’un kız kardeşidir, diyormuş, doğru mu?” diye sordular. Ben de “Evet” dedim. Onlar, “Herhalde, Hz. İsa ile Hz Musa arasında ne kadar zaman geçtiğini de biliyorsunuz..” dediler. Ben Reslullah’(a.s.m)’ın yanına döndüğümde bunu kendisine anlattım. “Deseydin; Onlar daha önceki peygamberlerin ve salih kimselerin ismini kullanıyorlardı...” diye buyurdu.(bk. Taberî, İbn Aşur, Meryem, 27-28. ayetlerin tefsiri).
Ayrıca şunu da hatırlamak gerekir ki, Arapçada eb (baba), eh (kardeş) ve uht (kızkardeş) kelimeleri birçok durumda geniş mânada kullanılır. Gerçek bir kardeşlik değil, akrabalık ve mensubiyet bildirir. Çünkü, Hz. Meryem validemiz beni İsrailden olup Yahudi idi. Hz. Peygambere (a.s.m) bu, bir müşkil olarak sorulmuş, o da:
“Meryem zamanındaki insanlar, kendilerinden önce geçen peygamberlerinin ve iyi kimselerin isimlerini çocuklarına isim yaparlardı, yani onlara nisbet edilirlerdi.”
buyurmuştur. Nitekim: Hz. Safiyye, bazı kadınların kendisine “Yahudi kızı Yahudi!” dediklerini şikâyet edince Hz. peygamber (asm) şöyle buyurmuştu:
“Sen niçin onlara: “Oh ya, Harun babam, Mûsâ amcam, Muhammed eşim oluyor, daha ne isterim!” deseydin ya!” (Tirmizî, Menâkıb 63; Hâkim, el-Müstedrek, 4/31)
Diğer taraftan Kureyş'te Haşimoğulları vardı. Bu kabileden birisi yanlış bir şey yaptığında "Ey Haşimoğlu, bu yanlışı sen nasıl yaparsın." gibi bir söz söylense, bu o kişinin gerçek anlamda Haşim ismindeki soy büyüğünün oğlu olduğunu göstermeyip, o soyun bir ferdi olduğuna kinaye olarak söylenmiş olur. (bk. Razî, Meryem, 27-28. ayetlerin tefsiri)
Bu isimler o zamanda soyu hatırlatan ve soyun büyüklerine hürmeten çok koyulan isimlerdir. Nitekim günümüzde de bazı yörelerde büyüklere hürmeten bazı isimler son derece çok koyulmaktadır.
Son olarak şunu vurgulayalım ki, hiçbir İslam alimi, bu ayetten Hz. Meryem’in gerçekten Hz. Harun’un kız kardeşi olduğunu anlamamış ve böyle bir şeyi düşünmemiştir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İmran ailesinden bahseden ayetleri açıklar mısınız?
- Hz. İsa Yahudi ırkından değil miydi?
- İmran ailesinden bahseden ayetleri açıklar mısınız? Ayetlerde (3/31-38) bahsi geçen Meryem'in, Hz. Musa'nın kız kardeşi Meryem mi, yoksa Hz. İsa'nın annesi Meryem mi olduğu konusunda karışıklık var mıdır?
- Bazı ayetlerde çelişki olduğu iddia ediliyor?
- HZ. MERYEM
- Hz. Meryem'in babası Kur'an'da İmran olarak geçiyor. Batılılar ise Joachim diyor. Bu iki isim arasında bir bağlantı var mıdır?
- Hangisi üstün kadın: Hz. Meryem mi, Hz. Fatıma mı?
- Peygamberler arasında üstünlük var mı?
- Hz. Meryem'in Beytülmakdis’e gönderilmesinin nedeni neydi?
- Hz. Meryem'in âdet görmediği ve bir nişanlısının olduğu doğru mudur?
Yorumlar
Allah razı olsun aydınlatıcı bir yazı.
“Sen niçin onlara: “Oh ya, Harun babam, Mûsâ amcam, Muhammed eşim oluyor, daha ne isterim!” deseydin ya!” (Tirmizî, Menâkıb 63; Hâkim, el-Müstedrek, 4/31)
Diğer taraftan Kureyş'te Haşimoğulları vardı. Bu kabileden birisi yanlış bir şey yaptığında "Ey Haşimoğlu, bu yanlışı sen nasıl yaparsın." gibi bir söz söylense, bu o kişinin gerçek anlamda Haşim ismindeki soy büyüğünün oğlu olduğunu göstermeyip, o soyun bir ferdi olduğuna kinaye olarak söylenmiş olur. (bk. Razî, Meryem, 27-28. ayetlerin tefsiri)
Bu iki örnekte de atalarından bahsedilince oğlu ya da amcası babası olarak bahsediliyor. Öbür taraftan Harun'un kardeşi olarak zikrediliyor. Pek tabi farklı bir kişi olabileceği gibi kardeşte olabilirler.