Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyene bak ne demek?
- Bu hadisi açıklar mısınız?
“Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyene bak. Zira gönül, (sözde ve işde) doğrudan huzur, yalandan kuşku duyar.” (Tirmizî, Kıyamet 60)
Değerli kardeşimiz,
Önce hadis-i şerifimizin metnini alalım ve açıklamaya çalışalım.
Ebû Muhammed Hasan İbni Ali İbni Ebû Tâlib (ra) şöyle dedi:
قَالَ حفِظْتُ مِنْ رسولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم :
« دَعْ ما يَرِيبُكَ إِلَى مَا لا يَريبُكَ ، فَإِنَّ الصِّدْقَ طُمأنينَةٌ، وَالْكَذِبَ رِيبةٌ »
Ben Resûlullah (asm)’den:
“Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyene bak. Zira gönül, (sözde ve işte) doğrudan huzur, yalandan kuşku duyar” buyurduğunu belledim. (Tirmizî, Kıyamet 60)
Bir rivayete göre Hz. Hasan (ra)’a, “Hatırında Resûlullah (asm)’den ezberlediğin neler var?” diye sormuşlar. O verdiği cevapta bu hadis-i şerifi de zikretmiştir.
Bu hadis-i şerif bize genel bir kural olarak “şüphe veren şeyi şüphe vermeyen ile değiştirmeyi” öğütlemektedir. Şüphe veren ile vermeyeni tayin işinde ölçü, Müslümanın gönlüdür. Çünkü kalp doğrudan tatmin, yalandan tedirgin olur.
Ebû Hüreyre (ra)’den zayıf bir senet ile rivayet edilen bir başka hadiste:
- Bir şeyin bana şüphe verip vermediğini nasıl anlayabilirim, diyen kişiye Hz. Peygamber (asm) şu tavsiyede bulunmuştur:
“Elini kalbinin üzerine koy. Çünkü kalp haramdan irkilir ve çırpınır, helalden de sükûn ve huzur bulur.” (Heysemî, Mecme’u’z-zevâid, X, 294).
Eli kalp üzerine koyup kalp atışlarını dinlemek, günümüzdeki “yalan makinası” uygulamasını andıran psikoljik bir yöntemdir.
Diğer taraftan, iman kesinlik (yakin) ister. İmandan kaynaklanan söz ve davranışların da doğru ve kesin olması gerekir. Kuşkulu ve tereddütlü işler yapmak, şu hadiste belirtildiği üzere;
"Helal olan şeyler belli, haram olan şeyler bellidir. Bu ikisinin arasında, halkın birçoğunun helal mi, haram mı olduğunu bilmediği şüpheli konular vardır. Şüpheli konulardan sakınanlar, dinini ve ırzını korumuş olur. Şüpheli konulardan sakınmayanlar ise gitgide harama dalar. Tıpkı sürüsünü başkasına ait bir arazinin etrafında otlatan çoban gibi ki, onun bu araziye girme tehlikesi vardır. (...)" (Buhârî, İman 39; Müslim, Müsâkat 107).
yasak bölge yakınında gezinmektir. Bu da Her an harama düşme tehlikesi ile başbaşa olmak demektir. Oysa “Korkulu rüya görmektense uyanık durmak yeğdir.”
Şüpheli şeyleri terketmek, birçok sıkıntıdan peşinen kurtulmak demektir.
Helal ve haram şuuru, şüphelilere karşı gösterilecek dikkatli tavırlarla canlı tutulabilir. Özellikle haram sınırlarının hızla yok edildiği günümüzde, bu konu daha bir nezaket ve ehemmiyet kazanmıştır. Şüphelileri terketmek, Müslümanı günah işlemiş olma ihtimalinin kahredici endişesinden kurtaracaktır.
Hasılıkelam;
1. Şüphelilerden uzak durup helal olanlara yönelmek gerekir; harama düşmekten korunmak böylece sağlanmış olur.
2. İnsan “içine sinmeyen” veya “içinin ısınmadığı” konulardan uzak kalmalıdır. Gönül yatkınlığı herkes için özel ölçüdür. “Müftiler fetva verse de sen gönlüne bak!” (Ahmed b. Hanbel, Müsned IV, 194) hadis-i şerifi daima ölçü alınmalıdır.
3. Allah saygısı ile dolu olan Müslümanlar, büyük günahlara düşme endişesi ile küçük günahlardan uzak dururlar. (bk. Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Erkam Yay., Hadis No: 56)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Allah bizim kalplerimize mi bakar?
- BİTKİLER ÂLEMİNE YARATILIŞ PENCERESİNDEN BAKIŞ
- Peygamberimiz hidayet ve zenginlik mi istiyor?
- Doğruluk cennete, yalancılık cehenneme mi götürür?
- Kişinin iyi Müslüman oluşu nasıl anlaşılır?
- Cennete girmek için ne yapmalıyız?
- Dünya neden aldatıcıdır?
- Sadaka verirken nelere dikkat etmeliyiz?
- Peygamberimiz bir şey isteyeni boş çevirmez miydi?
- Çok secde etmeye bak ifadesi hadis midir?