Peygamberler gıpta eder mi?

Tarih: 13.04.2017 - 00:06 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamberlerden üstün olmak mümkün mü?
“Mutlaka Allah’ın kullarından bazı insanlar vardır ki, onlar ne peygamber ne de şehitlerdir. Fakat kıyamet gününde, Allah katındaki makamlarından dolayı nebiler ve şehitler onlara GIPTA edecekler.” Sahabeler dediler: “Ey Allah’ın Resulü bize haber ver, onlar kimlerdir?” Resulullah: “Onlar öyle bir topluluk ki, aralarında bir akrabalık, alıp verecekleri mal mülk olmaksızın Allah için birbirlerini severler. Hem, vallahi şüphesiz onların yüzleri pırıl pırıl nurdur. Şüphesiz onlar nur üzerindedirler. (İşleri nurdur) insanlar korktuğu zaman onlar korkmazlar, halk mahzun olduğu zaman onlar mahzun olmazlar.” dedi
- Gıpta, üst makamdakine olur, sahip olamadığın şeye olur. Bu hadis, peygamberlerden daha üst makama çıkılabileceğinin delili olabilir mi?
- Aksi görüşünüzü lütfen delillendirin. Sizin reyiniz hüccet değildir.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kıyamet günü peygamberlerin ve şehitlerin gıpta ettiği kimseler hakkındaki hadisin kaynakları için bk. Ahmed b. Hanbel, Müsned, hno: 22906.

- Müsnedi tahkik eden Şuayb el-Arnavud, Adil Mürşid ve diğerleri tarafından -senedinde yer alan Şehr b. Havşeb adındaki zayıf bir raviden ötürü- bu rivayet zayıf kabul edilmiştir. (bk. a.g.y, talik)

Ebu Yala da Şehr b. Havşeb adlı ravinin içinde yer aldığı bir senetle bunu rivayet etmiştir. (bk. Müsnedu Ebi Ya’la, h.no: 6842)

- Başka bir senetle bu hadisi rivayet eden Hâkim, bunun sahih olduğunu bildirmiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir. (bk. Hakim / Telhis, h.no: 7318)

- Ebu Davud da bu hadisi kısaca rivayet etmiştir. (bk. Ebu Davud, h.no:3527)

- Tirmizi de bu hadisi daha kısa olarak rivayet etmiş ve bunun “sahih, hasen” olduğunu belirtmiştir. (bk. Tirmizi, h.no: 2390)

- Bu açıklamalarla konumuz olan “peygamberler ve şehitlerin gıpta ettiği kimseler...” bilgisini barındıran hadislerin sahih olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz.

Şimdi asıl sorumuz olan “Peygamber olmayan bazı kimselerin peygamberlerden daha üstün olduğunu” gösteren bu hadislerdeki zahir ifadelerin ne anlama geldiğini inceleyeceğiz.

a) Edille-i şeriyeden biri olan ümmetin icmaına / alimlerin büyük çoğunluğuna göre, makamı ne olursa olsun -peygamber olmayan- hiçbir Allah’ın kulu herhangi bir peygamberden üstün olamaz. (bk. Munavi, Feyzu’l-Kadir, 4/485)

b) Bu hadise dayanarak “bazı kimselerin peygamberlerden daha üstün olduğunu” savunanlar olmuştur. Bazı ehl-i tasavvuf ve Şia mezhebi bu görüştedir.

c) Bu görüşlerin doğru olmadığını belirten Ehl-i sünnet alimlerinin bu hadis hakkındaki yorumları şöyledir:

1) Hadiste “...onlara peygamberler ve şehitler gıpta ederler...” manasındaki ifadede yer alan “gıpta” kavramı, Lügat kitaplarında “iyi hal, sevinç” anlamına gelir.

Buna göre hadiste yer alan “onlara peygamberler ve şehitler gıpta ederler” manasındaki hadisin ifadesi, “onların durumunu çok güzel gördükleri, istihsan ettikleri, bu mertebelerinden dolayı sevinç ve mutluluk duydukları” anlamına gelir. (bk. Munavi, Feyzu’l-Kadir, a.g.y; Tuhfetu’l-Ahvezi, 7/56)

2) Kadı Beydavi gibi bazı alimlerin konuyla ilgili yorumunun özeti şöyledir:

Her insanın kendisine mahsus bazı faziletleri vardır ki, başkalarında yoktur. Bu faziletli hasletlerine kendilerinden daha aşağı mertebede olanlar gibi, daha yukarı mertebede olanlar da gıpta edebilirler. Hadiste yer alan “gıpta” meselesi de böyledir.

Buna göre peygamberlerin ve şehitlerin söz konusu velilere gıpta etmeleri, onlardan daha aşağı bir mertebede olduklarını göstermez. Peygamberler binlerce hasletleriyle söz konusu kimselerden daha üstün olmalarına rağmen, onların Allah ile olan muamelelerinde gösterdikleri o çok özel ve güzel hasletin de kendilerinde olmasını temenni etmiş ve ona gıpta etmiş olurlar. Şehitler de sahip oldukları şehadet fazileti yanında, o kimselerde bulunan mümtaz hasletlerin de kendilerinde olmasını temenni ve gıpta etmiş olurlar. (bk. a.g.y)

Yani Peygamberlerin ve şehitlerin kıyamet gününde bu gibi kimselere gıpta etmeleri, onların (kendi makamlarında daha aşağı olan) makamlarına değil, onlara mahsus olan bazı faziletlerinedir.

3) Hadiste kullanılan “gıpta etme” sözcüğü, gerçek manayı değil, o kimselerin durumlarının güzelliğini vurgulamaya yöneliktir. Buna göre hadiste anlatılmak istenen şudur:

“Kıyamet günü öyle kimseler olacak ki, yaptıkları salih amelleri herkesi imrendirir. Şayet -en büyük makam ve yüksek mertebelere sahip olmalarına rağmen- peygamberler ve şehitlerin o gün bir şeye gıpta etmeleri söz konusu olsaydı, bunlara gıpta edeceklerdi.” (bk. Munavi, Feyzu’l-Kadir, 4/485; Tuhfetu’l-Ahvezi, a.g.y)

4) Ehl-i sünnetin ittifakıyla hiçbir veli -değil peygamberlere- sahabeye bile ulaşamaz. Konumuza ışık tutacağını düşündüğümüz Bediüzzaman Hazretlerinin aşağıdaki tespitlerine bakmakta da yarar vardır.

"Sual ediyorsunuz: Bazı rivayetlerde vardır ki; 'Bid'aların revacı hengâmında ehl-i iman ve takvadan bir kısım suleha, sahabe derecesinde veya daha ziyade efdal olabilir.' diye rivayetler vardır. Bu rivayetler sahih midir? Sahih ise, hakikatları nedir?"

"Elcevab: Enbiyadan sonra nev'-i beşerin en efdali sahabe olduğu, Ehl-i Sünnet ve Cemaatın icmaı bir hüccet-i katıadır ki; o rivayetlerin sahih kısmı, fazilet-i cüz'iye hakkındadır. Çünki cüz'î fazilette ve hususî bir kemalde, "mercuh racihe tereccuh edebilir." Yoksa Sure-i Feth'in âhirinde sitayişkârane tavsifat-ı Rabbaniyeye mazhar ve Tevrat ve İncil ve Kur'anın medh ü senasına mazhar olan sahabelere, fazilet-i külliye nokta-i nazarında yetişilemez." (bk. Sözler, s. 488-489)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun