Hristiyan ve Yahudilerle karşılaşınca yolu onlara daraltın, anlamında bir hadis var mı?

Tarih: 30.07.2015 - 03:43 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Enes (r.a.)’dan gelen bir rivayette Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 
“Hıristiyan ve Yahudilerle karşılaşınca önce siz selâm vermeyin (onlar size versinler siz karşılık verin), bir yolda onlarla karşılaşınca (kenardan geçmeleri için) yolu onlara daraltın.” (Müslim, Selâm)
- İnternette böle hadisler ço,k bu hadis sahih midir yoksa insanlar peygamberimize iftira mı atıyorlar yani mevzu mudur?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili hadis için bk. Müslim, Selam, 13/2167.

- Bu hadisi Tirmizi, Ebu Davud, Ahmed b. Hanbel de rivayet etmiştir. Bunun sıhhatinde şüphe yoktur.

- Yolu onlara daraltmaktan maksat, kasten onların yolunu daraltmak, onları zor durumda bırakmak manasına gelmez. Bilakis bunun manası şudur:

Şayet Müslümanlarla gayri müslimler dar bir yolda/bir kaldırımda karşılaşırlarsa, Müslümanlar onlara karşı hürmet ve saygı hislerinden ötürü, onlara ikramda bulunmak niyetiyle yol vermesinler ve onların hatırı için boş yere kendilerini sıkıştırmasınlar. Onlar normal yollarına devam etsinler, karşı taraftaki gayri müslimler -şayet sıkışırlarsa- sıkışsınlar. (krş. Munavi, Feyzu’l-Kadir, 6/386)

Bu söylediklerimizin en büyük delili, ne Hz. Peygamber (asm)'in ne de sahabenin kasten gayri müslimlere karşı yolu daralttıklarına ve bilerek onları sıkıştırdıklarına dair hiç bir bilginin olmamasıdır.

Bu sebeple, burada İslama karşı olumsuz bir imajın varlığı değil, Müslümanların izzetli konumlarının tezahürü söz konusudur.

Demek ki bu uygulamayı, İslam’ın izzetini göstermeye yönelik bir davranış olarak değerlendirmek gerekir. Bu ise, zaman ve zemine göre farklılık arz edebilir. Eskiden -her şey din çerçevesinde değerlendirildiği için- böyle bir davranış Müslümanın vakarını, izzetini yansıtmış olabiliyordu.

Bugün global dünya medeniyetinde din değil, başka evrensel kurallar, nezaketler ön plana çıkmıştır. Karşı tarafa böyle bir davranış sergilemek, izzeti, vakarı değil, nezaketsizliğin, görgüsüzlüğün belgesi olacaktır. İmam Gazalî şöyle diyor:

“Bir sünnet fasık olan kimselerin şiarı / nişanı, adeti, simgesi haline gelmişse, biz onun terk edilmesine hükmediyoruz.” (İhya, II/270)

Biz de bu büyük imamın yolunu takip ederek diyoruz ki:

“Eğer gayri müslimleri yolda sıkıştırmak, bu asırda nezaketsiz, ferasetsiz, görgüsüz insanların şiarı/nişanı, âdeti, simgesi, alameti olarak değerlendiriliyorsa, bu davranışı terk etmenin zorunlu olduğuna hükmediyoruz.”

Selam verme konusuna gelince:

Yahudiler Medine döneminde Hz. Peygamber (asm) ile karşılaşınca "Sana ölüm olsun." anlamına gelen "Es-samu aleyke" şeklinde selam veriyorlardı. Hz. Peygamber (asm) onların bu kaba selamlarına "aleyküm " (size olsun) diye cevap vermekle yetinir, edepli ve yumuşak tavrını değiştirmezdi. Bu arada inen bir ayetle Yahudilerin bu tavrı kınandı ve onların cehenneme girecekleri bildirildi. (bk. Mücadele, 58/8)

Ashabı kiramdan kimilerinin Yahudilere, aynı sözlerle, hatta "ölüm, kınama ve lanet size olsun" gibi ilavelerle cevap vermesi üzerine Allahın Rasulü ehli kitapla olan selamlaşmayı şu şekilde belirledi:

"Size Ehl-i kitaptan birisi selam verince 'Aleyke veya aleykum (sana veya size de olsun)' şeklinde cevap veriniz." (Buharî, İsfi'zan, 22; Müslim, Selam, 9, 87)

- Selam özellikle İslam’ın bir şiarı olduğu için baştan gayri müslimlere selam vermek uygun görülmemiştir. Fakat -alimlerin büyük çoğunluğuna göre- onların selamını almak da vaciptir.

Bununla beraber selam dışında “merhaba, hayırlı sabahlar” gibi ifadelerle gayri müslimlere bu kelimelerle -baştan- selam verilebilir. (bk. Merkezu’l-Fetva, rakam: 32758)

- Bazı alimler gayri müslimlere ilk başta da selam verilebileceğini kabul etmişlerdir. Selam, İslam’ın tahiyyesi olduğu için buna hürmeten ilk başta gayri müslimlere verilmemesine dair emir -haramı değil- bir keraheti ifade eder. Nitekim, Alkame ve İmam Nehai’nin de içinde bulunduğu bir kısım alimlere göre, söz konusu gayri müslim, bir yakının, komşun varsa veya İslam’ın maslahatı söz konusuysa ya da ihtiyaç gibi meşru bir sebep varsa baştan da selam verilebilir. Ancak Nevevi bu yasağın haramlığı ifade ettiğini belirtmiştir. (krş. Nevevi, Şerhu Müslim, 14/145)

İmam Evazi’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir:

“Eğer ilk baştan gayri müslim kimseye selam verirsem, benden önce salih kimseler de vermiştir. Şayet vermezsem benden önce salih kimseler de vermemiştir.” (bk. Nevevi, a.g.y; İbn Hacer, 11/45;  İbn Battal, Şerhu’l-Buhari, 9/34)

- Evet, İmam Evzai’nin dediği gibi, bazı alimler ilk baştan gayri müslimlere selam verilebileceğini söylemişlerdir. (bk. İbn Kayım, Zadu’l-Mead, 2/388)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun