Allah unutmayı, unutkanlığı neden yarattı?
Allah unutmayı, unutkanlığı neden yarattı? Bir yandan faydası var, bir yandan noksanlığı var. Yani hem faydalı hem zararlı. Eğer hiçbir şeyi unutmasaydı insanlar ne olurdu? Akıl sağlığını kaybeder miydi?
Değerli kardeşimiz,
Bazı dilcilerin “insan” kelimesinin “unutma” anlamındaki “nesy” kökünden türetilmiş olduğunu belirtirken dayandıkları, İbn Abbas’a nisbet edilen ve insanın üstlendiği sorumluluğu veya kendisinden alınan sözü unutması sebebiyle bu ismi aldığına dair rivayetin bir yönüyle bu olguya yapılan bir vurgu anlamı taşıdığı söylenebilir. (Lisânü’l-ʿArab, “ins” md.)
Varlıklarda mutlak hayrı aramak yanlıştır. Mutlak hayır yalnız Allah’tır. Allah’ın benzeri bir varlığın bulunmamasının bir göstergesi de bütün evrende hayır ve şerrin karışık olmasıdır. Her şeyi bilen yalnız Allah olduğu gibi, hiçbir şeyi unutmayan da yalnız Allah’tır. Mahluklarda noksanlığın bir nişanesi de unutkanlıktır.
“Hayırda şer, şerde de hayır var” mukarrer kaide gereğince, elbette unutmakta da bazı faydaları saymak mümkündür.
Mesela:
İnsanın başına gelen musibetleri unutmak bir rahmettir. Çünkü bu sayede kısa zamanda üzüntülerden kurtulur. Onun için denilebilir ki, “bir musibetin yükünü hafifleten iki ilaç vardır. Biri sabır, ikincisi unutkanlık. Nitekim peygamberimiz (asm) “Esas sabır musibetin ilk başa geldiği anda gösterilendir.” buyurmuştur. (Buhârî, Cenaiz, 31)
Bu hadisten anlaşılıyor ki, herhangi bir sıkıntının ilk kısmı sabırla karşılamak, ikinci bölümünü de unutkanlıkla izale etmek insan fıtratına uygun bir tedavi metodudur.
Hatta tövbe etmek için, günahları hatırlayıp düşünmek önemli bir faktör olmakla beraber, şayet bu hatırlama kişiye nefsani arzularının kabarmasına vesile oluyorsa, onları unutmak daha da güzeldir. (bk. Gazali, ihya, 4/43)
Acıların ve uğranılan kötülüklerin etkisinden kurtulmayı ve gereksiz bilgilerin ayıklanmasını sağlama açısından Allah’ın bir rahmeti sayılan nisyan, fıkıhta dinî ve hukukî sorumluluklar bağlamında mazeret kabul edilip edilmemesi yönüyle de incelenmiştir.
Demek ki, bazı şeylerin unutulması bir nimettir. Örneğin, insanın yaşadığı sıkıntılı durumlar, yakınlarının vefatı gibi üzücü olaylar zamanla unutulur. Şayet bu tür olaylar ilk günkü tazeliğini korusa idi, hayat çekilmez bir hale gelirdi ve akıl sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilirdi. Dünyanın geçici ve sıkıntılı işlerinin unutulması, bu açıdan büyük bir lütuftur.
Ancak unutkanlığın zararlı yönleri de vardır. Özellikle Allah’ı ve hesap gününü unutmak, insan için büyük bir tehlike arz eder. Kuran-ı Kerim'de bu duruma dikkat çekilmektedir:
“Allah’ı unutup da Allah’ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan çıkan kimselerdir.” (Haşr, 59/19)
“Şeytan onları istila etmiş, onlara Allah’ı anmayı unutturmuştur. Onlar, şeytanın hizbi (partisi)dir. İyi bilin ki şeytanın partisi kaybedecektir.” (Mücadele, 58/19)
“O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şahittir.” (Mücadele, 58/6)
“İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder. Sonra kendisine tarafından bir nimet lütfettiği zaman da önceden O’na dua ettiği hali unutur da yolundan sapıtmak için Allah’a ortaklar koşmaya başlar. Ey Muhammed! De ki: Küfrünle biraz zevk et, çünkü sen, o ateşliklerdensin.” (Zümer, 39/8)
Ayrıca, hadis-i şeriflerde de bu durumun önemine dikkat çekilmiştir:
“Kıyamet günü kul (hesap vermek üzere huzur-u ilahiye) getirilir. Allah Teala hazretleri: "Ben sana kulak, göz, mal ve evlat vermedim mi? Sana hayvanları ve ekimi musahhar kılmadım mı? Seni bunlara baş olmak, onlardan istifade etmek üzere serbest bırakmadım mı? Acaba, benimle bugünkü şu karşılaşmanı hiç düşündün mü ?" diye soracak. Kul da: "Hayır" diyecek. Allah Teala hazretleri: "Öyleyse bugün ben de seni unutacağım, tıpkı senin (dünyada) beni unuttuğun gibi!" buyuracak." (Tirmizi, Kıyamet 7, (2430))
Bu hadis-i şerifte geçen "Allah'ın kulu unutması", onu azaba terk etmesi, rahmetini tecelli ettirerek azaptan kurtarmaması demektir.
Şurası unutulmamalıdır ki, bir şeyi unutturan da hatırlatan da Allah’tır. İnsanın hiç unutmaması gereken bir şey varsa, o da Allah’ın kulu olduğumuz ve her yaptığımızın hesabını mutlaka verecek olmamızdır. Dünya hayatının geçici ve sıkıntılı işlerinin unutulması ise bir nimettir ve rahmettir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Unutmak ve hatırlamamak arasındaki fark nedir?
- "Arabayı yaratan Allah'tır, bilgisayarı yaratan Allah'tır." gibi ifadeleri nasıl anlamalıyız?
- Hz. Adem, Allah'ın ahdini unuttu mu, yoksa unutmadı mı?
- İnsan olmayı nasıl hak ettik?
- Hz. Adem’in unuttuğu şey nedir?
- İnsanı yediren, içiren, yaratan, öldüren, dirilten Allah olduğuna göre, “Şeytan bana bunu unuturdu.” demek, ne demektir?
- İrademiz dışında başımıza şer gelir mi?
- “İyilik de kötülük de Allah'tandır...”ayeti nasıl anlamalıyız?
- 5. Kur’an’daki mecaz ve teşbihlere örnekler: 1
- Kuran’a göre, Müslümanlara bela ve musibet gelmemesi gerekmez mi?