İşten atılma korkum var, ne tavsiye edersiniz?

Tarih: 05.05.2023 - 12:29 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bende takıntı hastalığı var sürekli kafama gelecekle alakalı kaygı bozukluğu takıntıları takılıyor ve bu yüzden nefes alamıyorum. Örnek vereyim:
- Acaba birisi bana işyerinde iftira atacak işsiz mi kalacağım, korkusu ile sürekli yaşamaktan yoruldum, çok korkuyorum birileri bana iftira atacak mı diye.
- Sorum şu, ben ne yaparsam yapayım ne edersem edeyim kaderimde olacak şeyler varsa üzülsem de üzülmesem de olur mu?
- Lütfen Allah rızası için bana açıklayıcı cevaplar verin.
- Bu hastalık takıntılar yüzünden hayattan yaşamaktan zevk almıyorum, artık işi gücü bırakasım var hep uyumak istiyorum o derece takıntılarım var.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kader, kişinin yaptığı şeylerdir, kaderde olduğu için biz yapıyor değiliz, biz yapacağımız için kaderde vardır.

Demek ki, biz görevlerimize odaklanalım, işimize bakalım, başka bir şey düşünmeyelim, düşünce olarak gelse bile aldırış etmeyelim, zamanla geçecektir inşallah.

Bu kısa bilgiden sonra, detaya gelince:

Sorunuzdan ve açıklamalarınızdan anladığımız kadarıyla sizde bir miktar kaygı bozukluğu olduğunu tahmin ediyoruz.  Ancak yine de durumunuzun doğru tespiti için en sağlıklı yol, uzman ve dindar bir psikoloğa görünmenizdir. Çünkü bu teşhisi tam olarak koyabilmek için bazı testler ve verilere ihtiyaç var.

Hemen belirtelim ki bu tespitimiz doğru olsa bile, kaygı bozukluğu öyle zannedildiği gibi derin ve karmaşık bir sorun değil. Psikolojiye göre her insanın, az veya çok yapamadığı, yapmakta zorlandığı ya da kendisine ıstırap gibi gelen birtakım düşünceleri ve eylemleri vardır.

İşte istemediği eylemleri yapan, düşünen ve bu süreçte gerek vücudunda gerekse zihninde kötü yönde değişimler yaşayan insanlara anksiyete teşhisi koyuluyor. Bunun da tabii ki dereceleri söz konusudur. Öncelikle soruna böyle bakarsanız, yani basitleştirirseniz çözümü de daha kolay olur.

Belirttiğiniz kaygınızın nedeni muhtemelen ya geçmişte yaşadığınız acı / travmatik yaşantılardır ya da bir iki alanda başarısız olmaktan kaynaklanan özgüven eksikliği veya kaygılı bir anne-babanızın olmasıdır.

Sizdeki kaygının kaynağının bunlardan hangisinin olduğunu fark etmeniz ve bu konu hakkında kafa yormanız farkındalık açısından atılacak ilk adımdır. Çünkü sorunun nedenini bilirseniz, onunla mücadele etmeniz veya onu kontrol altında tutmanız daha kolay olacaktır.

Bunların yanında günümüzde yaşanan ekonomik sıkıntılar, işsizlik, hayat pahalılığı, tabi afetler, yıkıcı depremler, COVIT ve benzeri salgın hastalıklar ve bunlar üzerine yapılan ürkütücü haberler herkesin kaygı düzeyini bir miktar artırmıştır. Sizin gibi geçmişinde acısı, travması, kaygılı anne-babası olanların kaygılarını daha fazla tetikliyor. Yani kaygınızın tetiklenmesinde genel dünya ahvali ve bunların medyada yansıtılma biçiminin de etkisi vardır.

Özellikle COVIT ve on ilde yaşanan depremlerin ülke çapındaki olumsuz etkisi biraz azalırsa, sizin de kaygılarınız biraz daha normal bir seviyeye inecektir.

Görüldüğü gibi tüm bu nedenler, sizi rahatsız eden bu kaygı bozukluğu, aslında sizin özünüzden kaynaklanan bir sorundan ziyade, yaşantılarınız, deneyimleriniz veya gördüklerinizden yola çıkarak yıllarca beyninizde kodladığınız negatif düşüncelerden kaynaklanıyor.

Beyniniz böyle çalıştığı için her veriyi negatif olarak işliyor. Bu da sizin korku ve kaygılarınızı artırıyor. Örneğin, başarısız olacağım, işten atılacağım, başıma bir felaket gelecek, kimse beni sevmeyecek, annem ölecek, iftiraya uğrayacağım vb gibi.

Görüldüğü üzere öncelikle düzeltmeniz ve mücadele etmeniz gereken şey düşünce şeklinizdir. Olaylar ve olgulara olumsuz anlamlar vermenizin gerçeklerle alakası olmadığına, tamamen sizin negatif düşünce biçiminizden yani düşünce çarpıtmalarınızdan kaynaklandığına inandığınız an birçok şey değişecektir.

Bundan emin olmak için kendinize şu soruları sorup cevabını yine kendiniz verebilirsiniz:

“Gerçekten işten atılacağımla ilgili elimde sağlam bir veri, kanıt var mı yok mu?”

Eminiz ki “Yoktur!..” diyeceksiniz.

Eğer aklınıza bir iki neden gelirse, mesela “patronun sizinle ilgili kuşkulu ve olumsuz bir sözü veya geçmiş olumsuz bir deneyiminiz gibi.”

Bunları tekrar akıl süzgecinden geçirin, bir sözün yüzde yüz işten çıkarılmaya kanıt olup olmadığını mantığınıza sorun. Veya geçmişte bir işten çıkarılma varsa, şimdi de olacağının mantık açısından ne kadar doğru olduğunu kendinize sorun.

Bu tarzda mantık yürütmeler yaparak, özellikle somut kanıtlar arayarak ilerlemeye devam edin. Elinizde kesin kanıtı olmayan hiçbir şey, gerçek değil, korkularınızdan kaynaklanan düşünce çarpıtmalarıdır, asla gerçek değil.

Gerçek olmadığına inanmanıza rağmen yine de benzer düşünceler sizi rahatsız ediyorsa, bu tarz düşünceler aklınıza geldiğinde odak noktanızı değiştirin. O an hemen başka şeyler düşünmeye başlayın veya yapın.

Bunun yanında aşırı kaygıya neden olan başarısızlık korkusunu aşmak için kendinize olan güveninizi artırmanın yollarını arayın.  

İnsan kendinden emin olamadığı bir noktada heyecanlanmaya ve paniklemeye başlar. Kendinizden emin değilseniz çevrenin sizinle ilgili tepkilerine daha çok önem verirsiniz. Bu da sizin kaygınızı artırır. Çünkü insan çevresinden aldığı reaksiyonlara göre kendi özgüvenini temellendirir.

Bundan dolayı kendinize ne kadar yatırım yaparsanız özgüveniniz de o kadar iyi olacaktır. Özgüven arttıkça kaygılarınız da azalacaktır.

Ancak burada kendinize çok yüklenip her şeyi başaracağınızı düşünmeyin. Veya her alanda mükemmel olmaya çabalamayın. Çünkü bu da kaygının bir başka nedenidir. Herkesin iyi olduğu, zayıf ve eksik olduğu alanlar vardır. Bir insanın her zaman ve her şeyde başarılı olması imkânsızıdır.

Önemli olan kendi alanınızda iyi olmanızdır. Bu yeterlidir. Diğer alanlarda zayıf olmanız, toplumun nazarında sizin değerinizi düşürmez. Mesela, çok iyi futbol oynayan Messi’nin iyi yemek yapmadığını, basket oynayamadığını, İngilizce konuşamadığını, başarılı bir evlilik yapamadığını, parasını iyi kullanmadığını, sosyal ilişkilerinin çok zayıf olduğunu bilmemiz ne bizim gözümüzde ne de kendi gözünde onun değerini düşürmez, özgüvenini sarsmaz. Siz de kendinizi geliştirin, ama mükemmel olmak zorunda olmadığınızı bilin.

- Kaygıyı artıran bir diğer etken de kişinin çevrenin ne dediğini veya onun hakkında ne düşündüğünü çok fazla kafasına takmasıdır ve bunların doğru olmadığını anlatma mücadelesi içine girmesidir. Bu konuda kendinizi olduğu gibi kabul etmeniz ve savunmaya geçmediğiniz takdir de çevrenin tepkisi de azalacaktır. Azalmasa bile artık sizi çok fazla etkilemeyecektir.

- Yoğun kaygı yaşadığınız zamanlar dışarı çıkıp yürümek, spor yapmak, herhangi bir hobi ile meşgul olmak zihninizin boşalmasını sağlar.

Diğer taraftan, Allah’a, kadere, hayrın ve şerrin ondan geldiğine iman eden insanlara Allah iki güzel hediye vermiştir ki onları dünya huzura ve rahatlığa kavuşturur.

Bunlardan birisi sabırdır. Yani kişinin başına gelen musibetler veya sıkıntılarda kadere teslim olup, mükâfatını Allah’tan beklemesidir.

Diğeri de tevekküldür. Yani elinden gelen her şeyi yaptıktan sonra neticesi ne olursa olsun Allah’a teslim olmaktır, kabullenmektir.

Bu iki değere yaslanın. Kâinatta hiçbir şeyin tesadüfen olmadığına iman edin…

İnşallah rahatlayacaksınız.

İlave bilgi için tıklayınız:

Gelecek Endişesi İnsana Niçin Verilmiştir? (Video: Dr. A. ÇOLAK)

Hep başıma zarar gelecek korkusunu nasıl yenerim?

Yaşama sevinci nasıl kazanılır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun