İbni Abbas çocuk yaşta Danışma Meclisine mi katılırdı?

Tarih: 14.08.2024 - 15:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İnternette okumuştum: Hz. Ömer, Bedir Savaşına katılan yaşlılardan bir Danışma Meclisi oluşturmu. Bu meclise çocuk yaştaki İnbi Abbas'ı (ra) da alırmış. 
- Bu doğru mu, bu konuda hadis-i şerif var mı?
- Var ise bu hadisin metnini yazıp açıklamasını yapar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, doğrudur. Bu konuda İbni Abbas (ra)ın rivayet ettiği hadis-i şerifi aşağıya alıyoruz.

İbni Abbas (ra) şöyle dedi:

كان عمر رضي اللَّه عنه يُدْخِلُنى مَع أشْياخ بْدرٍ ، فَكأنَّ بعْضَهُمْ وجدَ فِي نفسه فقال : لِمَ يَدْخُلُ هَذِا معنا ولنَا أبْنَاء مِثْلُه ،؟ فقال عمرُ : إِنَّهُ من حيْثُ علِمْتُمْ ، فدَعَانى ذاتَ يَوْمٍ فَأدْخلَنى معهُمْ ، فما رأَيْتُ أنَّه دعانى يوْمئِذٍ إِلاَّ لِيُرِيهُمْ قال : ما تقولون في قول اللَّه تعالى :  { إذا جاءَ نَصْرُ اللَّهِ والْفَتْحُ} [الفتح : 1 ] فقال بَعضُهُمْ : أمِرْنَا نَحْمَدُ اللَّهَ ونَسْتَغْفِره إذَا نَصرنَا وفَتَحَ علَيْنَا . وسكَتَ بعضهُمْ فلم يقُلْ شيئاً فقال لى : أكَذلك تقول يا ابنَ عباس ؟ فقلت : لا . قال فما تقول ؟ قلت : هُو أجلُ رسولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، أعْلمَه له قال : { إذا جَاءَ نَصْرُ اللَّهِ والْفتحُ}  وذلك علامة أجلِك { فَسَبِّحْ بِحمْدِ رَبِّكَ واسْتغْفِرْهُ إِنَّه كانَ تَوَّاباً}  [ الفتح : 3 ] فقال عمر رضي اللَّه عنه : ما أعْلَم منها إلاَّ ما تَقُول

Hz. Ömer (ra) Bedir Harbine iştirak etmiş yaşlı sahâbîlerle beraber beni de istişâre meclisine dahil etti. Sahâbîlerden biri buna içerledi ve Hz. Ömer’e:

- Bu, neden bizimle beraber oluyor? Oysa bizim onun yaşıtı çocuklarımız var, dedi. Hz. Ömer:

- Bildiğiniz bir sebepten dolayı, diye cevap verdi.

Derken bir gün beni çağırdı ve büyük sahâbîlerin meclisine aldı. Bana öyle geliyor ki, o gün beni onlara isbat etmek istiyordu. Sahâbîlere:

- “Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde...” diye başlayan Nasr suresi hakkında ne düşünüyorsunuz, diye sordu. Bir kısmı:

- Yardım görüp fetih gerçekleşince Allah’a hamd ve istiğfar etmekle emrolunmaktayız, dedi. Kimi de hiçbir yorum yapmadı. Hz. Ömer (ra) bu defa bana hitaben:

- Ey İbni Abbas! Sen de böyle mi diyorsun, dedi. Ben:

- Hayır, dedim.

- Peki, ne diyorsun, diye sordu. Ben de:

- Bu sure, Hz. Peygamber (asm)’in ecelinin kendisine bildirildiğini ifade etmektedir. “Allah’ın yardımı ve fetih sana gelince -ki, bu senin ecelinin geldiğinin alâmetidir-, Rabbini hamd ile tesbih et, bağışlanma dile. Çünkü o tövbeleri kabul edendir.” buyuruluyor, dedim.

Bunun üzerine Hz. Ömer (ra):

- Ben de bu sureden senin dediğinden başkasını anlamıyorum, dedi. [Buhârî, Tefsîru sûre (110), 4; Menâkıb 25.]

Bu hadis-i şerif, Abdullah İbni Abbas Hazretlerinin anlayış ve kavrayışının üstünlüğünü, Kur’an konusundaki bilgisinin enginliğini, dolayısıyla "ilmin yaşta değil başta olduğunu" göstermektedir. İbni Abbas’ın genç yaşına rağmen danışma meclisinde bulundurulmasına itiraz eden zatın Abdurrahman İbni Avf (ra) olduğu Buhârî’nin başka bir rivayetinde açıkca yer almaktadır.

Öte yandan hadis, Hz. Ömer’in devlet yönetiminde belli bir istişare meclisiyle çalıştığını, bu meclise öncelikle Bedir Savaşı mücahitlerini, sonra da ilim ve anlayışlarını yeterli gördüğü gençleri üye seçtiğini göstermektedir.

Ayrıca Hz. Peygamber’e (asm) ecelinin yaklaştığı, zafer, Mekke’nin Fethi ve insanların öbek öbek İslâm’a girmeleri gibi üç işaretle bildirilmiş olması, onun peygamberliğinin delillerinden biri sayılmaktadır. Bu sebeple hadisi Buhârî, “İslâm’da Peygamberlik Alâmetleri” bölümünde de zikretmiştir (bk. Menâkıb 25).

Bu rivayet, bizzat Allah Teâlâ’nın Hz. Peygamber (asm)’e, ömrünün sonlarına doğru tesbih, tahmid ve istiğfarı arttırmasını emrettiğini belgelemektedir. Hayatın sonuna doğru hayır ve hasenatı arttırmanın İslam’da temel bir ilke olduğuna dikkat çekmektedir. Hadis burada kahramanları açısından değil, özü ve mesajı bakımından değerlendirilmiştir. Bu bir anlamda hadisi, fıkıh açısından değerlendirmek (fıkhu’l-hadîs) demektir.

Hadisten Öğrendiklerimiz

1. İlim ve ulemanın değeri her şeyin üstündedir.

2. İstiğfar ve hamdin arttırılması, işlerin sonuna yaklaşıldığının tabii bir delili sayılmaktadır.

3. Abdullah İbni Abbas, Kur’an bilgisinde üstün bir mevkie sahipti. Ona “Tercümânü’l-Kur’an” denilmesi boşuna değildir. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 114).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 62
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun