Kocanın hanımı üzerindeki hakları nelerdir?
- Kocanı eşi üzerinde ne gibi hakları vardır?
- Bu konuda hadis rivayetleri var mıdır?
- Hadis-i şerifleri kaynaklı olarak yazıp açıklar mısınız?
Değerli kardeşimiz,
Karı-koca hakları ile ilgili değişik rivayetler vardır. Bazılarını paylaşalım.
Ebû Hüreyre (ra)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (asm) şöyle buyurdu:
: « إِذَا دعَا الرَّجُلُ امْرأَتَهُ إِلَى فِرَاشِهِ فلَمْ تَأْتِهِ فَبَات غَضْبانَ عَلَيْهَا لَعَنتهَا الملائكَةُ حَتَّى تُصْبحَ»
وفي رواية لهما :
« إِذَا بَاتَتْ المَرْأَةُ هَاجِرَةً فِرَاشَ زَوْجهَا لَعنتْهَا المَلائِكَةُ حَتَّى تُصْبِحَ »
وفي روايةٍ قال رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم :
«والَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ مَا مِن رَجُلٍ يَدْعُو امْرَأَتَهُ إِلَى فِرَاشِهِ فَتَأْبَى عَلَيْهِ إِلاَّ كَانَ الَّذي في السَّماءِ سَاخِطاً عَلَيْهَا حَتَّى يَرْضَى عَنْها » .
“Bir erkek karısını yatağına çağırır da karısı gelmez ve erkek ona dargın olarak gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lanet ederler.” (Buhârî, Bed’u’l-halk 7; Müslim, Nikâh 122)
Buhârî ile Müslim’in bir başka rivayeti şöyledir:
“Kadın geceyi kocasının yatağını terk ederek geçirirse, melekler sabaha kadar ona lanet ederler.” (Buhârî, Nikâh 85; Müslim, Nikâh 120)
Bir başka rivayete göre de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, bir erkek karısını yatağa çağırır da kadın gelmezse, kocası ondan memnun olana kadar Kâinatın Sahibi (c.c) o kadına lanet eder.” (Müslim, Nikâh 121).
Yüce Rabbimiz kadını ve erkeği mutlu olmaları için yaratmış, bahtiyarlığı birbirinde bulmalarını istemiştir. Bunun için onları birbirine muhtaç kılmış ve kendilerine verdiği güzel duygularla bu ihtiyacı hissettirmiştir.
Bu birlikte oluşun ahenkli yürümesi için erkeği evin reisi yapmış, kadına da yuvanın huzuru için kocasıyla iyi geçinmeyi emretmiştir. Zaten dinimiz, birden fazla insanın bulunduğu yerde, içlerinden birinin başkan olup diğerlerinin ona uymasını prensip edinmiştir. Birliğin ve dirliğin sağlanması için bunu zaruri görmüştür. İşte bu sebeple kadın, dinî bakımdan yasak olmayan her konuda kocasının sözünden çıkmayacaktır. Kocasının sevmediği şeyleri yapmayacak, onu memnun ve mutlu etmeye çalışacaktır. Erkek de aynı şekilde karısını üzmemeye, onu kırmamaya, yapılması uygun olan isteklerini yapmaya gayret edecektir.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hadis-i şerifte kocanın cinsî duygularına değer vermenin ve bunun gereğini yapmanın önemini dile getirmiştir. “Yatağa çağırma, yatağı terk etme” şeklindeki nezih ifadeleriyle Resûl-i Ekrem, cinsî beraberliği anlatmak istemiştir. Kocasının bu yöndeki isteğini yerine getirmeyen kadının, ilahi gazabı üzerine çektiğini ve dolayısıyla ağır bir günah işlediğini belirtmiştir.
Karı koca genellikle geceleri yalnız kaldıkları için hadis-i şerifte “geceleme, sabahlama” ifadeleri kullanılmıştır. Kocasını geceleyin öfkelendiren kadına ilahi lanet sabaha kadar devam ettiğine göre, onu gündüz öfkelendiren kadına ilahi lanetin sabahtan akşama kadar devam edeceği sözün gelişinden anlaşılmaktadır.
Kocanın cinsî arzularına kadının saygılı olmasını yadırgayanlar olabilir. Kadının bir robot olmadığı, kendisini eşiyle beraber olmaya her zaman hazır hissedemeyeceği, zira onun da bir dünyası, zevki ve arzusu bulunduğu söylenebilir. Bu itiraz doğrudur. Kadın da bir insan olduğuna göre, zaman zaman onun da sıkıntıları, üzüntüleri, sinirlilik hâlleri bulunabilir. Ama bu hâller ona kocasını öfkelendirme, yuvanın huzurunu tehlikeye atma hakkını vermez. Ruhî bir gerginlik içinde bulunuyorsa, bunu kocasına söyler ve ondan anlayış bekler. O zaman ilahi lanetten de kurtulmuş olur. Sebepsiz yere kocasını reddeden, onu darıltacak şekilde davranan kadınlar haklı görülemez.
Konuya bir de şu açıdan bakmalıdır:
İnsanın maddi ve ruhî yapısını herkesten fazla onu yaratan bilir. Belli mazeretleri dışında kadının kocasını reddetmemesi ısrarlı bir şekilde emredildiğine göre, cinsî arzuları frenleme bakımından erkeğin daha zayıf, kadının daha güçlü olduğu anlaşılmaktadır.
Burada bir başka gerçek daha hatırlanmalıdır. Ayet-i kerimede “kadının erkek için bir elbise, erkeğin de kadın için bir elbise olarak yaratıldığı” belirtilmektedir (bk. Bakara, 2/187). Elbise insanı her türlü dış tesirden koruyan bir mahfazadır. Demek ki eşler birbirini her türlü tehlikeden ve özellikle günaha götürecek kötü duyguların etkisinden korumakla yükümlüdür.
Özet olarak;
- Dinimiz aile hayatına ve huzurlu bir aile ortamının oluşmasına büyük önem verir.
- Kadın, kocasının beraber olma isteğini meşru bir mazereti olmaksızın geri çevirmemelidir. Meşru mazeret hastalık hâli, hayız ve nifas durumu, Ramazan orucu gibi bir farzı yerine getiriyor olmasıdır.
- Kocasının birlikte olma isteğini yerine getirmeyen kadın hem kocasını günaha sokmuş hem Allah'ın gazabını hem de meleklerin lanetini üzerine çekmiş olur. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., H. No: 283 ve 1753)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kadının, kocasının isteğini çevirmesi haram mı?
- Kocasıyla kavgalı olan kadının duaları neden kabul olmaz?
- Geçerli bir sebep olmadan boşanmanın hükmü nedir?
- Bir kimsenin, haksız yere, geçerli bir sebep olmadan, karısını boşaması hakkındaki hüküm nedir?
- Bir kadın, kocası her isteği zaman onunla beraber olmak zorunda mıdır?
- Eşlerin cinsel görevden kaçınması günah mıdır? Erkek veya kadın hasta iken eşinin cinsel isteğine hayır diyebilir mi?
- Kadının kocasına secde etmesi ve kadının dövülmesi ile ilgili hadisler olduğunu duyuyoruz; bunlar ne derece doğrudur? İslam'da kadına verilen yer, değer bu mu?
- Erkek eşine öfkelenince Allah da o kadına mı öfkelenir?
- Evlilikte emir mi rica mı?
- Erkek çağırdığında kadın icabet etmek zorunda mı?