Nasr suresi indikten sonra Peygamberimizin dua nasıldır?
- İnternette okumuştum; vefatına yakın ve Nasr suresinin inmesinden sonra Peygamber Efendimizin (asm) çokça okuduğudualar nelerdi?
- Bu konuda bir rivayet var mıdır?
Değerli kardeşimiz,
Evet, bu konudaki bir rivayeti aşağya alıyoruz:
- Hz. Aişe (r.anha) şöyle dedi:
: ما صَلَّى رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم صلاةً بعْد أَنْ نزَلَتْ علَيْهِ { إذَا جَاءَ نصْرُ اللِّهِ والْفَتْحُ } إلاَّ يقول فيها : « سُبْحانك ربَّنَا وبِحمْدِكَ ، اللَّهُمَّ اغْفِرْ لى » .
“Allah’ın yardımı erişip fetih gerçekleşince...” (bk. Nasr, 110/1-3) ayeti indikten sonra Resûlullah (asm) kıldığı her namazda mutlaka “Rabbimiz, seni tenzih ederim, seni hamd ile anarım. Allah'ım! Beni bağışla ...” derdi. [Buhârî, Ezân 123, 139; Megâzî 5, Tefsîru sure (110), 1; Müslim, Salât 219, 220.]
Buhârî’nin Sahîh’i [Ezân 139, Tefsîru sure (110), 2] ile Müslim’in Sahîh’inde (Salât 217) Hz. Âişe (r. anha)'dan rivayet edilen bir başka hadis de şöyledir:
وفي رواية الصحيحين عنها : كان رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يُكْثِر أنْ يَقُول فِي ركُوعِه وسُجُودِهِ : « سُبْحانَكَ اللَّهُمَّ ربَّنَا وَبحمْدِكَ ، اللَّهمَّ اغْفِرْ لي » يتأوَّل الْقُرْآن .
معنى : « يتأوَّل الْقُرُآنَ » أيْ : يعْمل مَا أُمِرَ بِهِ في الْقُــرآنِ في قولِهِ تعالى : {فَسبِّحْ بِحمْدِ ربِّكَ واستَغْفِرْهُ } .
وفي رواية لمسلم : كان رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يُكْثِرُ أنْ يَقولَ قبْلَ أَنْ يَمُوتَ : «سُبْحانَكَ اللَّهُمَّ وبِحْمدِكَ ، أسْتَغْفِركَ وأتُوبُ إلَيْكَ » . قالت عائشةُ : قلت : يا رسولَ اللَّه ما هذِهِ الكلِمَاتُ الَّتي أرَاكَ أحْدثْتَها تَقولها ؟ قــال : « جُعِلَتْ لِي علامةٌ في أمَّتي إذا رَأيتُها قُلتُها {إذَا جَاءَ نَصْرُ اللِّهِ والْفَتْحُ } إلى آخر السورة».
وفي رواية له : كان رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يُكْثِرُ مِنْ قَوْلِ : « سُبْحانَ اللَّهِ وبحَمْدِهِ . أسْتَغْفِرُ اللَّه وَأَتُوبُ إلَيْه » . قالت : قلت : يا رسولَ اللَّه ، أَرَاكَ تُكْثِرُ مِنْ قَوْل : سُبْحَانَ اللَّهِ وبحمْدِهِ ، أسْتغْفِر اللَّه وأتُوبُ إليْهِ ؟ فقال : « أخْبرني ربِّي أنِّي سَأرَى علاَمَةً فِي أُمَّتي فَإِذَا رأيْتُها أكْثَرْتُ مِن قَوْلِ : سُبْحانَ اللَّهِ وبحَمْدِهِ ، أسْتَغْفِرُ اللَّه وَأتُوبُ إلَيْهِ : فَقَدْ رَأَيْتُها: {إذَا جَاءَ نَصْرُ اللِّهِ والْفَتْحُ } فَتْحُ مَكَّةَ ، { ورأيْتَ النَّاس يدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أفْوَاجًا ، فَسبحْ بحمْدِ ربِّكَ واسْتَغفِرْهُ إنَّهُ كانَ توَّاباً }
Resûlullah (asm) rükû ve secdelerinde:
“Allah'ım! Seni tenzîh ederim. Rabbimiz! Sana hamdederim. Allah'ım! Beni bağışla!” duasını pek sık tekrarlardı. Bu sözüyle o, Kur’an’a imtisal (ve ayeti fiilen tefsir) ederdi.
Müslim’in rivayetinde de (Salât 218) şöyle denilmektedir:
Resûlullah (asm) vefatından önce, “Seni hamdinle tesbih ve tenzih eder, bağışını diler, tövbe ederim.” duasını sık sık tekrar ederdi.
Hz. Âişe diyor ki:
- Ey Allah’ın Resûlü! Yeni yeni söylediğinizi duyduğum bu cümleler nedir, diye sordum. Peygamber (asm):
“Ümmetimle ilgili olarak benim için bir işaret tayin edilmiştir. Onu gördüğüm zaman bu kelimeleri söylerim. Bu işaret, Nasr suresi’dir.” buyurdu.
Yine Müslim’in bir başka rivayetinde (Salât 220), bu husus şöyle yer almaktadır:
Resûlullah (asm), “Ben Allah’ı uluhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve ona hamdederim.” sözlerini sık sık söyler olmuştu. Hz. Âişe diyor ki:
- “Sübhânallah ve bi hamdihî, estağfirullah ve etûbü ileyh” sözlerini görüyorum ki, pek sık söylüyorsun?” dedim.
Peygamber (asm):
“Rabbim bana ümmetim içinde bir alâmet göreceğimi bildirdi. Onu gördüğümden bu yana 'Sübhânellah ve bi hamdihî estağfirullah ve etûbu ileyh' sözünü çok söylerim. Ben o alâmeti, Mekke’nin fethine işaret eden 'Allah’ın yardımı ulaşıp Fetih gerçekleşince ve insanların grup grup Allah’ın dinine girdiklerini gördüğünde Rabbini hamd ile tesbih et ve ondan mağfiret dile. Çünkü Allah tövbeleri çok çok kabul edendir.' (meâlindeki Nasr) suresinde gördüm.” buyurdu.
Yüce Rabbimiz, sevgili Resûlü’ne, “Allah’ın yardımı erişip fetih gerçekleşince ve insanların gruplar halinde Allah’ın dinine girdiklerini gördüğünde” Rabbini hamd ile tesbih etmesini ve bağışlanma dilemesini emretmiştir. Efendimiz (asm) de bu emre yukarıdaki rivayetlerde yer alan ifadeleri, kıldığı namazların rükû ve secdelerinde sık sık söylemek suretiyle yerine getirmiştir. Hz. Aişe vâlidemiz, daha önce göregeldiği durumdan farklı olan ve devamlılık arzetmeye başlayan bu yeni durumu tabiî olarak merak etmiş ve öğrenmek istemiştir. Peygamber Efendimiz (asm) onun merakını, Nasr suresi’nin kendisine bu görevi verdiğini söyleyerek gidermiştir. Bu sebeple bu sureye tevdi’ (vedalaşma) suresi de denilmiştir. Ayrıca sure olarak en son inen sure de budur. Nüzûlünün Mekke fethinden önce olduğuna, Vedâ haccında indiğine dair rivayetler bulunmaktadır. Fetih öncesinde inmiş olduğu çoğunlukla kabul edilmiştir.
Hepsi de Hz. Âişe (r.anha) vâlidemizden nakledilen rivayetleri topluca değerlendirdiğimiz zaman, Peygamber Efendimiz (asm)’in bu hareketi, vefatına yakın bir dönemde görülmüştür. Bu durum, ömrün sonuna doğru iyilikleri arttırmanın Hz. Peygamber’in nezih hayatında aynen gerçekleştiğinin delili olmaktadır. Hz. Peygamber’in yorumu da bunu açıkça göstermektedir.
O hâlde geçmişi ve geleceği sorumluluk açısından kendisine bağışlanmış olan Hz. Peygamber (asm)’in yorumu ve uygulaması bu olunca artık aynı teşvikin, böyle bir imtiyaza sahip olmayan biz ümmetine öncelikle yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan bu rivayetler, Nasr suresi hakkında İbn Abbas (ra)'ın yaptığı (önceki hadiste geçen) değerlendirmenin isabetini de göstermektedir.
Özet olarak;
1. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) çok çok istiğfar etmiş Allah Teâlâ’dan bağışlanma dilemiş, buna özel önem vermiştir. Bu hâli ömrünün sonlarında daha yoğun olarak yaşamıştır.
2. Nimete şükür gerekir.
3. Hz. Peygamber (asm)’i örnek alarak, Müslümanların da yaşlılık yıllarında daha fazla ibadet ve hayır işlemeye bakmaları gerekir. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 115)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İbni Abbas çocuk yaşta Danışma Meclisine mi katılırdı?
- Seni benim elimden kim kurtaracak?
- Çocuğun ölümünü kocasından gizlemiş mi?
- Ramazanın son on günü Resulullah ne yapardı?
- Öğlen namazının ilk sünneti 2 rekat mı?
- Kaderde olmayan başa gelmez mi?
- Kızgınlık, öfke nasıl geçer?
- Peygamberimiz yatmadan önce nasıl dua ederdi?
- Cebrail bize dinimizi mi öğretmiş?
- Ölümün daha aceleci olacağını zannederim anlamında bir hadis var mı?