Allah'a günahla gitmek neyi ifade eder?
Bir Kudsi hadiste Allah ' bana Toprak adedince günahla gelseniz fakat şirk koşmadan gelseniz size mağfiretle gelirim' demiş. Burada bahsi geçen günahla gelmekten kasıt nedir?
Değerli kardeşimiz,
Allah'a günahla gitmek, günahkar olarak vefat edip gitmek demektir.
Soruda geçen hadis-i şerif şöyledir:
“Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım.
Ey Âdemoğlu! Günahların gökyüzünü kaplayacak kadar çok olsa, sonra da benden affını dilesen, seni affederim.
Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla karşıma gelsen; fakat bana hiçbir şeyi ortak koşmamış olsan, şüphesiz ben de seni yeryüzü dolusu bağışla karşılarım.” (Tirmizî, Daavât 98. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, V, 172)
Peygamber (asm) Efendimizin bu hadis-i kudsîde belirttiğine göre Allah Teâlâ kulundan iki şey beklemektedir:
Birincisi, kulunun kendisini biricik ilâh olarak bilip tanıması, O’na bütün varlığı ile inanması, hiçbir varlığı Rabbine denk ve ortak tutmaması, şirk koşmamasıdır. Zira kulun bağışlanmasını sağlayacak tek ve en önemli şey, işte bu tevhid inancıdır.
İkincisi de günah batağına düştüğü zaman Rabbine el açıp “Ne olur, beni bağışla Rabbim!” diye yalvarıp dua ettiği takdirde, Rabbinin kendisini bağışlayacağını bilmesidir.
“İşlediğin günahlar gökyüzünü kaplayacak kadar çok olsa”, “Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla karşıma gelsen” yine de seni bağışlarım... Burada, insanın gönlünü ümitle dolduran şu ayet-i kerimeyi hatırlamak gerekecektir: “De ki: Ey kendilerine zulmedip aşırılığa sapmış olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer sûresi, 53)
Demek ki günahın çokluğu, büyüklüğü, kulun tövbe ettikten sonra bir daha günah işlemesi, onun bağışlanmasına ve önünde sonunda cennete girmesine engel değildir. Çünkü Allah, dilediğini yapmakta hür ve serbest olan tek varlıktır. Ona, “Bunu niye böyle yaptın?” diye soru soracak bir güç yoktur. Yeter ki kul tövbesinde samimi olsun. Yaptığı tövbeye de tövbe etmeyi gerektirecek şekilde ihlâs ve samimiyetten uzak bulunmasın.
Demek ki:
Allah’ın rahmeti hudutsuzdur.
Allah’ın rahmetini elde edebilmenin ilk şartı, O’na şirk koşmadan varlığına ve birliğine bütün kalbiyle iman etmektir.
Günahlarına tövbe ve istiğfar eden kimse, yaptığı hata ve kusurlardan büsbütün uzaklaşmalıdır.
İman eden vefat etmek
İslam kaynaklarından anladığımız kadarıyla:
1. Şirk-küfür üzere ölenlerin bu suçları asla affedilmez.
2. Bu suçlar hariç -kul hakkı da dahil olmak üzere- her suç Allah tarafından affedilebilir.
“Şu bir gerçektir ki: Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, ama bunun dışındaki diğer günahları dilediği kimse hakkında, affeder. Her kim Allah’a şirk koşarsa, haktan çok uzağa sapmış olur.” (Nisa, 4/116) mealindeki ayette ifade edilen -şirk/her türlü inkar ile vefat eden hariç- genel af kapsamı, kul hakkını da içine almaktadır. Ancak ayette, günahların mutlaka affedileceği değil, af kapsamında olup affedilebileceğine işaret edilmiştir.
Ayette meal olarak yer alan “ama dilediği kimse hakkında bunun dışındaki diğer günahları affeder” ifadesi, affın herkes için kesin olduğuna değil, Allah’ın dilemesine bağlı olarak, bazı kimselerin ve bazı günahların affına delalet etmektedir.
3. Şüphesiz günahların affı, özellikle tövbeye bağlı olarak cereyan etmesi Allah’ın bir prensibidir. Tövbenin makbul olması durumunda günahların affedileceği hususu, birçok ayet ve hadislerde ifade edilmiştir.
Konuya bu açıdan bakıldığında, kul hakkının affı diğer günahlardan farklı bir özelliğe sahip olduğu anlaşılır. Çünkü, kul hakkına taalluk etmeyen günahların tövbesi, pişmanlık, suçu itiraf etmek ve samimi tövbe etmekle gerçekleşebilir. Fakat, kul hakkı ayrıca söz konusu hak sahibinin helal etmesi gerekir. Bu, oldukça zordur. Bu sebeple, kul hakkının affı diğer günahların affından çok daha zorluk göstermektedir.
Nitekim bir hadis rivayetinde günahlar, zulüm kavramıyla üçe ayrılmıştır. Konuyu Hz. Enes (ra) anlatıyor: Hz. Peygamber (asm) buyurdu ki: “Zulüm üç çeşittir: Allah’ın asla affetmeyeceği zulüm; Allah’ın affedeceği zulüm ve Allah’ın göz ardı etmeyeceği zulüm."
a. Allah’ın asla affetmeyeceği zulüm, Allah’a ortak koşmaktır. Çünkü şirk büyük bir zulümdür. (Bu durum, şirk üzere ölenler için)
b. Allah’ın affedeceği zulüm ise, kulların kendileri ile Rableri arasında (ki ilişkilerinde) kendilerine yaptıkları zulümdür.
c. Allah’ın göz ardı etmeyeceği zulüm ise, kulların birbirlerine karşı yaptıkları zulümdür ki, haklarını birbirlerine ödetmedikçe onu terk etmeyecektir.” (Suyutî, el-Camiu’s-Sağir, 2/94; Mecmau’z-Zevaid, h. no:18379)
Diğer bazı rivayetlerde “zulüm” yerine “günah” kavramıyla ifade edilmiştir. (bk. Mecau’z-Zevaid, h.no: 18380)
Hz. Ebu Hureyre’den nakledilen bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:
“Kimin yanında kardeşinin vakar ve onurunu sarsacak cinsten veya kıymeti bulunan bir şeyden zulüm ve haksızlık ile elde edilmiş bir hak varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı gün gelmeden önce bugün, dünyada iken helâlleşsin. Yoksa salih ameli varsa, haksızlığı kadar alınır, hak sahibine verilir. Şayet hasenatı yoksa hak sahibinin günahları alınır, onun üzerine yüklenir.” (Buhari, Mezalim, 10, Rikak, 48)
Bu sahih hadisin ifadeleri, kul hakkının diğer haklardan farklı olduğuna işaret etmektedir.
“Sen, o zalimlerin işlediklerinden, sakın Rabbinin habersiz olduğunu zannetme! O, sadece onları, dehşetinden gözlerinin donup kalacağı bir güne ertelemektedir.” (İbrahim, 14/41) mealindeki ayetin ifadesinden de kul hakkından ötürü meydana gelen günahların diğerlerinden daha farklı boyutta olduğuna göstermektedir.
Ancak tekrar edelim ki, Allah dilerse, kul hakkını da affeder, mazlumu razı ederek hakkından vazgeçmesini sağlar ve hiç kimsenin buna itiraz hakkı da yoktur.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Allah dilerse kul haklarını da affeder mi?
- Allah gökler dolusu günah da olsa bağışlar mı?
- Yıllarca küfrün yolunda yürümüş kişiler iman ettiklerinde, kul hakkı dahil tüm günahları affedilir mi?
- Tövbe konusunda gelen vesvese hakkında bilgi verir misiniz? Ben tövbemi bozmuştum ve yine tövbe etim, kabul olur mu?..
- Günaha Karşı Tövbe
- İnsanlar günah işleme özelliğinde yaratıldığı halde, neden cehenneme atılıyor?
- Allah kötülüğü bilmeyerek yapıp da hemen tövbe edenlerin tövbesini kabul etmeyi üzerine almıştır... (Nisa, 4/17) ayetine göre günah işleyip hemen tövbe etmeyenlerin tövbesi kabul olmaz mı?
- Günah işlememek mümkün mü?
- Tövbesini bozan kişi günah işlemiş olur mu?
- Büyük ve küçük günahlar hakkında detaylı bilgi verir misiniz?