Toprak ile uğraşmak insandaki negatif enerjiyi alır mı?

Toprakla uğraşmanın İslam'daki yeri nedir? Ben toprakla uğraşmayı tarımdan ziyade vücudumdaki negatif enerjiyi boşaltmak için yapsam bunun bir sakıncası olur mu?

Değerli kardeşimiz,

Toprak ile uğraşmak insandaki negatif enerjiyi alır mı?
Toprakla uğraşmanın İslam'daki yeri nedir? Ben toprakla uğraşmayı tarımdan ziyade vücudumdaki negatif enerjiyi boşaltmak için yapsam bunun bir sakıncası olur mu?

Toprak insandaki elektrik yükünü alır. Elektron akımı vücuttan toprağa geçer. Farklı kutuplardaki bulutların yan yana gelmesi neticesinde hâsıl olan yüksek enerji, yıldırım şeklinde tepelerdeki ağaçların ya da yüksek binaların üzerine düşer. Bu yüksek enerjinin o cisme zarar vermemesi için toprak hattı kullanılır.

Aynı şey elektrik âletlerinde de geçerlidir. Yüksek enerjinin çevreye zarar vermemesi için prizlere topraklama hattı konur.

İnsan öfkelendiği veya sinirlendiği zaman vücudunda elektrik akımı yükselir. Bu yüksek akım insana zarar verebilir. Bu durumda çıplak ayakla toprağa basmak ya da su ile el ve yüzü yıkamakla o yüksek enerji vücuttan uzaklaştırılır.

Peygamberimiz (asm) bir kimsenin öfkelendiği ve sinirlendiği zaman davranışlarını kontrol edebilmesi için abdest almayı ve oturmayı tavsiye etmiştir.

“Öfke şeytandandır. Şeytan ise ateşten yaratılmıştır. Ateş ise suyla söndürülür. Öyleyse sizden biri öfkelendiği zaman abdest alsın” (Ebu Davud, Edeb 4)

“Biriniz ayakta iken öfkelenirse hemen otursun. Yine de öfkesi geçmezse yere uzansın.” (Ebu Davud, Edeb 4)

Abdestle vücuttaki elektrik yükü suya geçer. Oturunca da elle yere temas edildiği için yine vücuttaki fazla elektronlar vücuttan atılır.

İslâmiyet çalışmayı ve kendi el emeğiyle kazanmayı, toprakla meşgul olmayı tavsiye eder. Yere atılan tohumların yeşillenmesiyle çıkan ekinlerin yaptıkları zikirlerin bir mislinin onu ekenin defterine geçtiği belirtilir. Aynı şekilde ağaçların yapraklarının zikirleri de yetiştirenin defterine yazılır. Meyvelerinden inek yesin, sinek yesin, hırsız yesin müşteri yesin sadaka hükmüne geçer.

Nitekim, hadislerde Peygamberimizin (sav) toprağa ve tarıma önem verildiği bilinmektedir:

• “Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz.”
  (Müsned-i Ahmed b. Hanbel, III/191)

• “Müslüman bir kimse bir ağaç diker de ondan insan, hayvan veya kuş yerse, bu onun için sadaka olur.”
  (Buhârî, Hars 1; Müslim, Müsâkât 7)

• “Hiç kimse kendi el emeğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir. Allah’ın Peygamberi Dâvûd (a.s.) da kendi el emeğinden yerdi.”
  (Buhârî, Büyû‘ 15)

Kâinattaki bütün varlıklar, havadan suya, topraktan bitki ve hayvanlara varıncaya kadar her şey insanın emrine verilmiştir. İnsan bunlardan usulü dairesinde faydalanırken onları tahrip etmemeli, Allah’ın birer emaneti olduğu şuuruyla hareket etmeli, bu nimetleri verdiği için de Allah’a hamd ve teşekkür etmeli, O’nun emir ve yasaklarına uymalıdır.

Demek ki, toprakla uğraşmanın İslam'daki yeri oldukça değerlidir. Tarım, sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda insanın doğayla olan ilişkisini güçlendiren, ruhsal ve fiziksel olarak dinginlik sağlayan bir aktivitedir. İslam, doğayla uyum içinde olmayı teşvik eder ve ziraatın önemini vurgular.

İnsanların zihin ve beden sağlığını korumak için doğayla etkileşimde bulunmaları, ruhsal rahatlama ve negatif enerjiden arınma açısından faydalı olabilir. Toprakla uğraşmak, insanın doğayla bütünleşmesine yardımcı olur ve ruhsal dinginlik sağlayabilir.

Bu bağlamda, toprakla uğraşmanın vücuttaki negatif enerjiyi boşaltmak amacıyla yapılmasının dinen bir sakıncası yoktur.

Aynı zamanda, toprakla uğraşmak, insanın emek vermesi ve sabır göstermesi gereken bir faaliyet olduğu için, manevi bir değer de taşır. Bu tür aktiviteler, insanın Allah'a olan yakınlığını artırabilir ve ruhsal dinginlik sağlayabilir. Dolayısıyla, bu tür bir yaklaşım olumlu bir niyetle yapıldığında hem fiziksel hem de ruhsal açıdan faydalıdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet