Hz. Peygamber -haşa- Hz. Zeyd ile üst üste mi oturuyordu?

Tarih: 21.11.2022 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Biri şöyle bir şey iddia ediyor bir insanın uyluğunun diğeriyle üste üste olması için üst üste yatmaları gerekir başka açıklaması yok diyorlar ve şu rivayeti naklediyolar:
"Zeyd b. Sabit de şöyle demiştir: "Allah Teâlâ Nebi s.a.v.'e vahiy indirdiği zaman, uyluğu benim uyluğumun üstünde idi. Uyluğu o kadar ağırlaştı ki, o an baldırımın kırılacağından endişe ettim." (Kaynak: Sahihi Buhari Kitabus salât.)
- Bu olayın aslı nedir, uyluk kemiklerinin üst üste gelmesini nasıl anlamalıyız?
- Bazı ahlak yoksunları mübarek Efendimize bu rivayetten dolayı çirkince şeyler söylüyorlar.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- İlgili hadis için bk. Buhari, Salat, 12.

- Bu hadisin şarihlerinin açıklamalarında "uyluğu benim uyluğumun üstünde idi” ifadesi yerine “Hz. Peygambere (asm) vahiy geldiğinde ben onun yanı başında idim. Kendisini sekinet bürüyünce uyluğu benim uyluğumun üzerine düştü” ifadesi kullanılmıştır.(1)

Şimdi şu noktalara dikkat edeceğiz:

a) Hz. Zeyd’in “Ben Resulullahın (asm) cenbinde / yanı başında idim.” şeklindeki ifadesinde ikisi arasındaki oturuş pozisyonu açıklanmaktadır.(2)

b) “Uyluğu benim uyluğun üzerinde idi.” ifadesinde de bir kısaltma vardır. Aslı “Uyluğu benim uyluğumun üzerine düştü (Vakaat / فوقعت).şeklindedir.(3)

“Onu sekinet / bir nevi kendinden geçme hali vuku bulunca, uyluğu benim uyluğun üzerine düştü.” ifadesi bu konuda çok açıktır. 

c) Suyutî, “Said b. Mensur, İbn Sa’d, İbn Hanbel, Ebu Davud, İbnu’l-Munzir, İbnu’l-Enbari, Taberani ve Hakim”den naklen rivayet ettiği hadisin metninde de “Vakaat” kelimesi vardır.

Az önce de ifade edildiği üzere, burada da şöyle denilmiştir: 

Hz. Zeyd anlatıyor:

“Hz. Peygambere (asm) vahiy geldiğinde ben onun (cenbinde) yanı başında idim. Kendisini sekinet bürüyünce (kendisine bir vahiy ağırlığı basınca / bir nevi ‘kendinden geçme’ hâli baş gösterince) uyluğu benim uyluğun üzerine düştü…”(4)

d) Bütün hayatı boyunca bir erkeğin kucağında oturduğu işitilmeyen Hz. Peygamberin (asm) İbn Ümmü Mektum ve daha başka insanların bulunduğu bir mecliste -hiçbir ihtiyaç yokken- böyle bir pozisyona girdiğini söylemek hiç de iyi niyetle bağdaşmaz.

En küçük ayak takımından bir kimsenin tenezzül etmediği bir davranışı “Sen çok büyük bir ahlak üzeresin.”(5) mealindeki ayetle Allah tarafından mümtaz bir manevi ödülle ödüllendirilmiş Hz. Muhammed’e (asm) yakıştırmak bir nevi insanlık karakterinden istifa etmektir.

Dipnotlar:

1) bk. Azimabadi, Avnu’l-Mabud, 11/7.
2) bk. Avnu’l-Mabud, 11/7.
3) bk. Avnu’l-Mabud, 11/7.
4) Suyutî, ed-Durru’l-Mensur, 2/640; ayrıca bk. Tantavî, et-Tefsiru’l-vasit, 3/269.
5) Kalem, 68/4.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun