Peygamberimizin ümmetinin ahiretteki durumu hangisidir, çelişki nasıl açıklanabilir?
- Bu hadis Riyazü’s-salihin 211. Bölüm şükür secdesi yapmak başlığının altında geçiyor. Sad bin Ebu Vakkas rivayet ediyor. Hadis Ebu Davud’un 2775. nolu rivayeti. Eğer hadis sahihse nasıl anlamak lazım? Alimler nasıl bir şerhte bulunmuş?
- Ayrıca, başka hadis rivayetlerinde ahirette peygamberimizin ümmetinin tamamının da Allah tarafından affedileceği söylenir:
- Bir başka rivayette de ateş azabının ümmete haram kılındığı söylenir:
“Şu ümmetim rahmete mazhar olmuş bir ümmettir. Ahirette azaba maruz kalmayacaktır.” [Ebu Davud, Fiten, (4277)]
- Başka bir rivayette ise bu kez ümmet içinden sorgusuz sualsiz doğrudan cennetlik olanlar için sayı verilmiştir. Buna göre de ümmetin tamamı cennetlik değildir:
“Rabbim bana, ümmetimden yetmiş bin kişiyi hesap ve ceza olmaksızın cennete koymayı vadetti. Her bin ile birlikte yetmiş bin ve Rabbimin avucuyla üç avuç daha.” [Tirmizi, Sıfatu’l-Kıyame 13, (2439); İbn Mace, Zühd 34, (4286)]
- Diğer bir meşhur rivayete göre ise bu kez ümmetin yetmiş üç fırkaya bölüneceği ve biri dışında geri kalanının cehennemlik olacağı iddia edilmiştir:
“Beni İsrail yetmiş iki millete (dine, fırkaya) bölünmüştü. Benim ümmetim de yetmiş üç millete bölünecektir. Bunlardan bir tanesi hariç hepsi ateştedir.” [Tirmizi, İman 18, (2643)]
- Görüldüğü gibi ümmetin ahiretteki durumunun ne olacağına dair birbiri ile çelişen rivayetler bulunmaktadır. Peygamberimizin, ümmetinin durumunun ne olacağını bilmesi mümkün olmadığı gibi, bu türden Kuran’a uygun olmayan iddialarda bulunması da mümkün değildir.
Değerli kardeşimiz,
Hz. Peygamberin (asm) ümmeti için üç defa Allah’tan bağışlanmalarını dilediği ve bu dileğin kabul edildiği bildirilen hadis rivayeti (Ebu Davud, h.no: 2775) zayıf kabul edilmiştir. (bk. Avnu’l-Mabud, 7/329)
Şayet hadis sahih kabul edilirse anlamı şudur:
"Bu nebevi duanın kabul edilmesiyle, daha önceki ümmetlerde geçerli olan hulud / cehennemde ebedi kalma cezası kaldırılmıştır. Ümmetinin -imanla kabre girenleri- büyük günah sebebiyle cehenneme de gitse, ebedi kalmaz, sonunda oradan çıkıp cennete gider." (bk. Avnu’l-Mabud, a.g.y)
“Şu ümmetim rahmete mazhar olmuş bir ümmettir. Ahirette azaba maruz kalmayacaktır. Onların azabı dünyada fitneler / musibetler, depremler ve öldürülmeler yoluyla olur.” (Ebu Davud, h.no: 4278)
Bu hadiste şu noktalara dikkate çekmekte fayda vardır:
a) Bazı âlimler bu rivayetin sahih olduğunu bildirmişlerdir. (bk. Hakim, Müstedrek, 7649; 8372)
Bu rivayeti kabul eden âlimler, hadiste zikredilen “Şu ümmetim” sözcüğünün, Hz. Peygamberin (asm) zamanında bulunan sahabilere -veya sahabenin bir kısmına- işaret olabilir, demişlerdir.
Bu takdirde genel olarak ümmet söz konusu olmadığı için, sahih hadislerde geçen bu ümmetten de cehenneme gidenlerin olduğuna dair bilgilerle çelişmez. (bk. Avnu’l-Mabud, 11/240-242)
b) Bazı âlimlere göre, hadisin senedinde bulunan bir ravinin ömrünün sonlarına doğru hafızasının karışması sebebiyle Ukayli, İbn Hibban ve daha başka muhaddisler tarafından zayıf kabul edilmiştir. (bk. a.g.y)
c) Bu ümmetten cehenneme girip sonra Allah’ın rahmeti, Hz. Peygamberin (asm) şefaati ile oradan çıkıp cennete gireceklerine dair sahih ve manevi tevatür derecesinde bulunan hadisler söz konusudur.
Hadis usulü uzmanlarının dediği gibi, derecesi düşük olan bir hadis rivayeti ile derecesi yüksek olan bir rivayet arasında tenakuz bulunursa, aralarını telif etmek imkânı bulunmadığı takdirde, derecesi yüksek olan hadis esas alınır, diğeri terk edilir.
Buna göre, mesele ya (a) şıkkındaki yorumlar esas alınarak telif cihetine gidilir yahut da bu konuda yüksek derecedeki hadis rivayeti esas alınır.
“Rabbim bana, ümmetimden yetmiş bin kişiyi hesap ve ceza olmaksızın cennete koymayı vadetti. Her bin ile birlikte yetmiş bin ve Rabbimin avucuyla üç avuç daha.” [Tirmizi, Sıfatu’l-Kıyame 13, (2446); İbn Mace, Zühd 34, (4286)]
Tirmizi bu hadisin sahih olduğunu bildirmiştir. (bk. a.g.y)
Bu hadis rivayetinde bir problemin olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü;
Hesabı hafif, hesabı şiddetli olanların yanında hesabı olmayanların bulunması da adaletin gereğidir.
“Yetmiş bin” tabiri ise kesretten yani çokluktan kinaye olarak kabul edilebilir. Özellikle yedi rakamı ile ilgili olarak 7, 70, 700, 7.000, 70.000 gibi ifadelerin Araplar arasında kesretten kinaye olarak kullanıldığı yaygın bir kanaattir.
Ümmetin yetmiş üç fırkaya ayrılacağı konusu ile ilgili hadis rivayeti de Tirmizi tarafından sahih kabul edilmiştir. (Tirmizi, 2640)
Yukarıda açıklandığı üzere, İslam ümmetinden de cehenneme girip sonradan çıkan insanların olduğuna dair sahih ve manevi mütevatir hadis rivayetleri vardır.
Bu iki hadis rivayeti de onlardandır. Bu sebeple, bunlarla amel etmek, bunları kalbimizin itikadi düşünce köşesine yerleştirmek dini ve akli bir zorunluluktur. Telif edilerek araları da bulunabilir, tercih de edilebilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Gemi ve kayık gibi deniz araçlarına binmek yasak mı?
- Müslümanlar, Müşriklere iltihak edip putlara mı tapıyor?
- Bir erkeğin, iki kadın arasında yürümesi haram mıdır?
- Allah Kur’anda bildirilenden başka bir şeyi haram kılmadı, diyecekler, hadisini açıklar mısınız?
- Eşinin günah işlediğini söyleyen birine Peygamberimiz ne demiştir?
- “Ölülerinize Yâsîn okuyunuz.” anlamındaki rivayet uydurma mıdır?
- "Ümmetim merhamete uğramış bir ümmettir…" hadisini açıklar mısınız?
- Yaşlıları öldürün ne demek?
- Kim fazla veya noksan yaparsa hakkını vermemiş, haddi aşmış olur, hadisi ne demektir?
- Cuma günü hutbe okunurken Hibve oturuşunu yasakladı, hadisi sahih midir?