Hz. Meryem'in bir yerde meleklerle diğer bir ayette ruh ile konuştuğu belirtiliyor. Bu bir çelişki değil midir?

Tarih: 09.11.2006 - 11:26 | Güncelleme:

Soru Detayı

Hz. Meryem'in meleklerle konuşmasını anlatan ayetlerin birinde melek ile konuştu ifadesi kullanılırken, diğer ayette meleklerle konuştu ifadesi yer almaktadır. Bu ayetler arasında bir zıtlık yok mudur?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hakikatte Hz. Meryem’e müjde veren de Hz. Cebrail (as)’dir. Burada çoğul olarak gelmesi, bir-iki hikmete binaendir:

Birincisi: Hz. Cebaril (as), meleklerden biri olduğu için, “melekler” tabiri kullanılmıştır. Bu tür kullanımlar konuşmalarda geçerlidir. Mesela: “filan adam çok nefis yemekler yer, çok güzel elbiseler giyer” dediğimizde, onun gerçekten bütün nefis yemekleri yemesi, bütün güzel elbiseler giymesi gerekmez.

İkincisi; Hz. Cebrail (as)’in bir çok aveneleri/yardımcıları vardır. Bir grup meleğin reisi olmasından ötürü, onun şahs-ı manevisini temsil eden bir ifade olarak “melekler” sözcüğü çoğul olarak kullanılmıştır (bk. Razî, Ebu’s-Suud, Al-i İmran 39. ayetin tefsiri). 

Bu konuyu şöyle değerlendirmek de mümkündür: Bu iki surede geçen olaylar farklı zamanlarda cereyan etmiş olabilir. Al-i İmran 45. ayette -meal olarak--geçen,

“Melekler ona; ‘Ey Meryem! Allah, kendisi tarafından bir kelime vereceğini sana müjdeliyor. Adı İsa, lakabı Mesih, sıfatı Meryem oğludur...' ”

ifadesinde, bir grup melekler tarafından bu müjde verilmiş olabilir. Meryem 17-19. ayetlerinde ise, yalnız Hz. Cebrail (as) söz konusudur. Nitekim Meleklerin müjdesi daha hamile değilken ve ibadethanede kalırken olmuştur. Bunu ayetlerin içinde de görmek mümkündür.

"Saygı dolu bir gönülle huzurunda durup Rabbine ibadet et, secdeye kapan ve rükû edenlerle beraber rükû et." emri ile

"Allah, Kendisi tarafından bir kelime vereceğini sana müjdeliyor."

açıklaması da bunu gösterir.

Meryem’in meleklerle konuştuğundan bahsedilen ayetlerde bir yerde tek melek olduğu, diğer yerde çoğul bir ifade olduğu dolayısıyla bu iki ayet grubu arasında bir çelişki oluştuğu iddia edilmektedir. Bu iddianın doğrusunu öğrenmek için ilk önce ayetlere bakalım:

(Zekeriya) “Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver.” dedi. “Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et.” dedi. Hani melekler: “Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı.” demişti. “Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et.” (Âli İmran, 3/41-43)

Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril’i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü. Demişti ki: “Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma).” Demişti ki: “Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım).” (Meryem, 19/17-19)

Bu iki ayet grubu okunduğunda farklı iki olay anlatıldığı görülmektedir. Meryem suresindeki ayetlerde Meryem’in Cebrail (as) ile karşılaşmasından söz edilir. Âli İmran suresindeki ayetlerde ise anlatılan farklı bir olaydır. Burada başka bir yerde, başka bir zamanda Meryem ile meleklerin konuşmasından söz edilmektedir.

Dolayısıyla bir yerde çoğul meleklerden söz edilmesi ile diğer yerde tek ruhtan (Cebrail) söz edilmesi arasında bir çelişki yoktur. Ayetlerin bahsettiği iki farklı olayı ve zamanı bir olay gibi göstermek bir yanılgıya neden olmaktadır. Bu açıdan her iki olay da ve olayların gerçekleştiği zaman da farklıdır. İki olayın anlatıldığı mekanların ve konuların farklı olduğunu görmek için ayetleri okumak yeter. Bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere Meleklerin konuştuğu zaman ve mekan ile, Ruh'un konuştuğu zaman ve mekan farklıdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun