Hz. Fatıma, Hz. Ebu Bekir'e biat etmediyse, bunun dini hükmü nedir; sorumluluğu var mı?

Tarih: 17.08.2013 - 02:10 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz. Fatıma (r.anha) ve Hz. Sa'd Bin Ubade (ra), Hz. Ebu Bekir (ra) Efendimize biat etmişler miydi?

- Etmemiş iseler bunun dini hükmü nedir; onlara bir mesuliyet yükler mi ?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- İslam kaynakları Hz. Ali’nin, hilafetinin ikinci gününde Hz. Ebu Bekir’e biat ettiğini kaydediyorlar. Hz. Ali’nin biat ettiğini gördüğü halde Hz. Fatıma’nın biat etmemesi (hele Şiaların dediği gibi Hz. Ali’ye biat etmesi) mümkün değildir.

Beni Saide sakifesinde Hz. Ebu Bekir’e orada bulunanlar tarafından biat edilmekle beraber, ikinci günde camide tekrar biat merasimi düzenlenmiş ve camide bulunan herkes tarafından bir biat gerçekleşmişti. Minber’e çıkan Hz. Ebu Bekir, sahabe arasında saygın yeri olan mümtaz kimselere bakmış ve Hz. Ali’yi göremeyince de onun nerede olduğunu sormuştu. Ve Hz. Ali gelince de ona:

“Sen Resulullah’ın amcasının oğlu ve damadısın... Korktum ki, sen biatte olmazsan, Müslümanlar arasında bir ayrılık çıkacak... Onun için özellikle seni aradım.”

demişti. Bunun üzerine Hz. Ali, “Ey Resulullah’ın halifesi, bu düşüncenden dolayı sana bir vebal yok.” demiş ve Hz. Ebu Bekir’e biat etmiştir. (bk. Beyhakî, es-Sünenu’l-Kübra, 8/143)

Hz. Ali her zaman camiye gidip Hz. Ebu Bekir’in arkasında namaz kılmış ve ona karşı asla incitici bir söz söylememiştir. Bunu bizzat gören Hz. Fatıma’nın ona biat etmemesi düşünülemez. Şu var ki camide yapılan biatte geleneğe uygun olarak herkes değil belli bazı erkeklerin isimleri zikredilmiş ve diğer Müslümanlar “umumen” sözcüğüyle ifade edilmiştir. Sadece Hz. Fatıma değil, Peygamberimiz (asm)'in diğer hanımlarının da dört halifeye biat ettiklerine dair bir bilgiye rastlayamadık. Çünkü, biat o günkü şartlarda çok dar bir çerçevede ve özellikle de toplumun düzeninde sözü geçerli olan erkekler tarafından yapılmıştır. Mesele sadece Hz. Fatıma’nın Hz. Ebu Bekir’e biat edip etmemesi meselesi değildir.

Bugün bile, bütün seçmenler oy kullanmıyor... Deyiş yerindeyse biat, sadece oy kullananların tercihleri seçilenleri belirliyor...

- On dört asır sonra bile, iletişim ve muhaberenin son derece yaygın olduğu bir çağda, bütün insanların biate katılması söz konusu olmadığına göre, Asr-ı saadet'teki biatlerin ümmetin bütün fertleri için geçerli bir sorumluluk olduğunu düşünmek doğru olmasa gerektir. Bu sebeple, biat etmeyenlerle ilgili uyarıcı nitelikteki hadis rivayetlerini toplumda bir katma değer ifade eden kimselere hamletmek daha isabetli olur.

- Hz. Fatıma’nın biat meselesinin karışıklığı şundan kaynaklanmıştır: Beni Saide çardağında yapılan kısmi biatten sonra, ikinci gün camide bütün Medine halkına açık bir biat merasimi gerçekleşmiştir. Yapılan bu umumi biatten sonraki günlerde Hz. Fatıma ile Hz. Ali, Resulullah’tan miras almak için Hz. Ebu Bekir’e müracaatta bulunmuşlar. Ancak Halife, Resulullah’tan işittiği

“Biz peygamberler kimseye miras bırakmayız... Malımız bütün ümmetindir.”

manasına gelen hadisi hatırlatarak, onlara miras vermemiştir. Bunun üzerine bir insan olarak Hz. Fatıma buna kırılmış ve hayatta kaldığı altı ay boyunca Halifeye darılmış ve onunla konuşmamıştır.  Hz. Ali de Hz. Fatıma’nın hatırı için Halife’ye mesafeli durmuştu. Hz. Fatıma’nın vefatından sonra, -Halifeye karşı özel bir dargınlığı olmadığını göstermek için- Hz. Ali ikinci kez Hz. Ebu Bekir’e biat etmiştir. (bk. el-Bidaye ve’n-Nihaye, 8/92)

- Hz. Fatıma’nın Hz. Ebu Bekir’le barıştığını gösteren haberler de vardır.

Rivayete göre, Hz. Fatıma hasta olduğu günlerden birinde, Hz. Ebu Bekir evine gitmiş, onu ziyaret etmek istemişti. Hz. Ali, Ebu Bekir’in kendisini ziyaret etmek istediğini, izin verip vermeyeceğini sormuştu. Hz. Fatıma “İzin vermemi ister misin?” diye sormuş, Hz. Ali’nin “Evet” cevabından sonra izin vermişti. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir içeri girmiş ve

“Vallahi benim Hz. Peygamber'in mirasını yakınlarına vermememin tek nedeni, Allah’ın, Resulünün ve siz Ehl-i beytin rızasını kazanmaktır.”

demiş ve daha başka sözlerle gönlünü almıştı. Bunun üzerine Hz. Fatıma da kendisiyle barışmıştı. (bk. Beyhakî, Sünen, 6/301; Halebî, es-Sira, 3/478) Beyhaki, bu mürsel rivayetin sahih senetli olduğunu belirtmiştir. (a.g.y).

Kanaatimize göre, Hz. Fatıma’nın Hz. Ebu Bekir’le barışması bir açıdan zımni bir biat manasını da taşımaktadır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun