Geçmiş insanların ömürleri ortalama olarak ne kadardı? İlk insanlar uzun yaşamasına rağmen neden ömür kısalmaktadır?

Tarih: 14.07.2006 - 08:45 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Geçmiş insanların ne kadar süre yaşadıklarını biz üç kaynaktan öğrenebiliriz. Bunlardan birisi felsefî düşünce ve değerlendirmedir. Diğeri deney ve laboratuara dayanan bilimsel bilgidir. Bir diğeri de Semavî kaynaklardır. Bunlar da; Tevrat, İncil ve Kur’an’dır.

Bu konuda fennin ve felsefenin ortaya koyduğu bir değer hükmü yoktur. Semavî kaynaklar içerisinde, ilk gönderildiği tarihteki gibi aslını muhafaza eden Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an’da açık bir hüküm yoksa, bilgi bakımından diğer Semavî kitaplara da başvurulabilir.

Kur’an’da açık olarak Hz. Nuh’un yaşından bahsedilmektedir. Âyetin meali şöyledir:

“And olsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken Tufan kendilerini yakalayıverdi. Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.” (Ankebût, 29/14-15).

Bu ayette, Hz. Nuh peygamberin de çok uzun yaşadığından bahsedilmektedir.

Tevrat’a göre de Hz. Âdem 930 sene yaşamıştır (Tekvin: 5/5; İslâm Ansiklopedisi, I/363). Bazı tefsirlerde de Hz. Âdem’in bin yıl yaşadığı belirtilir (İbn Esir Ali b. Muhammed el-Cezerî, el-Kamil fi’t-tarih, Beyrut 1965, I/150-151).

Sonuç olarak, Hz. Âdem ve Hz. Nuh’un yaklaşık bin sene yaşadığı anlaşılıyor. Bunların ümmetlerinin kendileri kadar bir hayat yaşayıp yaşamadıklarını bilmiyoruz. Ancak, peygamberler her yönden kavimlerine örnek olduğu için, ümmetlerinin de onlar gibi uzun yaşamış olmaları muhtemeldir. Nitekim bizim Peygamberimiz (asm) de, toplumun genel yaş ortalamasına yakın bir ömür sürmüş olup 63 sene yaşamıştır. Doğrusunu Allah bilir.

Evrendeki her şey Allah'ın kontrolü altında gerçekleşir. Bunun aksini düşünmek, bazı konuları Allah'ın kontrolünün dışında imiş gibi düşünmek, son derece büyük bir gaflet olacaktır.

İlk insanların ömrünün uzun olması, sonraları insan ömrünün kısalması Allah'ın takdiridir. İnsan kendisine verilen hayat nimetini muhafaza etmek için meşru dairede çalışır. Bundan sonrasını ise Allah'ın takdirine bırakır. Neyin hayırlı olacağını da bilemeyiz.

İnsan ömrünün uzaması, bazı hastalıklara çare bulunması da Allah diledikten sonra elbette ki mümkündür. Ancak bu durum insanları gaflete düşürmemeli, tam tersine Allah'a yakınlaştırmalıdır. Her olay Allah'ın yarattığı kader dahilinde gerçekleşir. İnsan ömrünün uzaması da kısalması da Allah'ın bilgisi dahilindedir. Bu açıdan ilk insanın uzun yaşamasını isteyen ve bunun için gerekli şartları yaratan Allah olduğu gibi, sonraları insan ömrünü kısaltan ve bunun için de şartları yaratan yine Allah’tır.

Uzun ömür verilmesi durumunda insanın şımarıklığa kapılması için hiçbir neden yoktur. Çünkü ölüm vardır ve bu akıldan hiç çıkarılmaması gereken apaçık bir gerçektir. İnsanın ömrü 50 sene de, 100 sene de, 1000 sene de olsa, sonunda mutlaka bir gün ölüm gelecektir.

Her insan ölümünden sonra yaptıklarından dolayı hesaba çekilecek, bunun neticesinde de ya cennetle ödüllendirilecek ya da cehennemle cezalandırılacaktır. Şu halde ömür uzun da olsa kısa da olsa fark etmez. Önemli olan dünyada her insana verilmiş olan sürenin sadece Allah rızası için kullanılmasıdır.

Allah'tan hayırlı ve çok uzun bir ömür istenebilir; fakat bu istek, daha çok salih amelde bulunmak, Allah'ın sonsuz kudretini daha iyi takdir edebilmek ve Allah'a yakınlaşabilmek için olmalıdır. Aksi bir durum kişinin kendisi için kayıp olacaktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 50.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun