Gamze ve renkli gözler genetik kusur mudur?

Tarih: 25.08.2019 - 21:12 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hepimiz her şeyin ya neticeleriyle ya da bizzat güzel yaratıldığını savunuyoruz ama kafama bir şey takıldı. Allah'ın yarattığı her şey olağanüstü şekilde olması iktiza etmiyor mu?
- Yani mesela yanakta gamzenin oluşması bilimde genetik kusur olarak görülüyor, kaslar yanlış büyüyor ve aralarında boşluk oluşarak bir çukur halini alıyor.
- Keza, renkli gözlülük genetik pigment hatasından dolayı gözler mavi veya yeşil renk alıyormuş. Peki böyle olması gerekir miydi?
- Allah genetik kusurla değil de insanı hayrete bıraktıracak şekilde kusursuz niye yaratmadı?
- Haşa bu kusursuz yaratılışa aykırı mı?
- Çünkü insanlar tarafından beğenilen renkli gözlülük ve yanaklarda gamze Allah tarafından olağanüstü şekilde yaratıldı veya bilim buna hayran kalıyor DENMİYOR da bilimde genetik kusur-hata-rastgelelik şeklinde adını alıyor. Neden?
(-Şimdi imtihan sırrı falan demeyin hocam da ilimsel bir açıklama bekliyoruz)

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Önce yaratılıştaki bazı güzellikleri ve hikmetleri görmüş olmanız tebrike şayan bir husustur. Çünkü günümüzde çoğu kimse çevresindeki harikalıkları görme bahtiyarlığından mahrumdur.

İlk olarak şunu hemen ifade edelim ki, kâinattaki her bir varlık, ister mikroskop seviyesinde olup çıplak gözle görünmeyen olsun, isterse makro seviyede, galaksiler gibi olsun, her birisinin her bir vasfını ve sıfatını, yani yapısını, şeklini, niçin yaratıldığını, ne gibi hikmetleri taşıdığını araştırma ve bilmek bilimseldir ve insandaki akıl da işte bunların hikmetlerini ve yaratılış gayelerini bilmek ve anlamak için verilmiştir. Buna İslam literatüründe tefekkür denir. Yani akıl yürütme ve düşünme.

Bir varlığın nasıl yaratıldığından çok niçin yaratıldığı önemlidir. Ateist felsefeciler maalesef varlıkların niçin yaratıldıklarını değil, nasıl meydana geldikleriyle insanları meşgul ediyorlar.

Siz bir alet veya makine almak isteseniz, her halde onun nasıl yapıldığından çok, niçin yapıldığı ve hangi maksat için ve ne şekilde kullanıldığı ile ilgilenirsiniz.

İşte Allah’ın yarattığı atom altı parçacıktan galaksilere kadar her şeyin birden çok yaratılış gayesi var. İnsanın bunları tefekkür etmesini Allah istiyor. Bir saat tefekkürün bir yıllık nafile ibadetten üstün olduğu beyan ediliyor.

Bunları niye söylüyoruz; şunun için:

Allah insana akıl, muhakeme ve düşünce kabiliyetini vermiş. Bu kabiliyeti yanlış yerde kullanırsak maddî manevî zarar ederiz.

Şimdi siz sorunuzda, sözünü ettiğiniz yaratılışların “imtihanın gereğidir” demeyin diyorsunuz ve bilimsel gerekçesini istiyorsunuz. Bilimsel gerekçesi de niçin yaratıldığı değil midir? Yani, belirli gaye ve maksat gözetilerek o varlıklar yaratılmıştır. O hikmetleri anlamadan hangi problemi çözebilirsiniz?

İnsanın ve kâinatın yaratılış gayesi zaten imtihan değil mi?

İnsan kabiliyet ve istidat cihetiyle esfel-i safilinden alay-ı illiyine kadar, yani cehennemin en derin yerinden cennetin en yüksek yerine kadar bir makama namzettir. İstidatlarını geliştirerek burada kendisine ahirete ait bir makamı kazanacaktır. Bu da imtihanla mümkündür. İnsanın yaratılış gayesi dünyada güzel bir hayat sürmek değil, ebedî ahiret hayatını kazanmak içindir.

Siz de o zaman ateistlerin düştüğü tuzağa düşer, her şeyin tesadüfen maksat ve gayesiz ortaya çıktığını iddia edersiniz. Bir aza veya organın ne işe yaradığının sebebi anlaşılıp çözülebilmişse mesele sadece ondan ibaret kalır. Şayet o canlıdaki gerçek sebebi ve yaratılış hikmeti anlaşılamamışsa ya genetik kusur veya körelmiş lüzumsuz organ olarak isimlendirilir. İşte sizin sorduğunuz sorularda sözünü ettiğiniz organlar da bu tiptendirler.

Evvela şunun bilinmesi gerekir ki, Allah lüzumsuz ve gereksiz hiçbir şey yaratmamıştır. Burada, Allah’ı inkâr edenlerin düştüğü hataya gençler farkında olmadan düşüyorlar. O hata da hadiselere bakış açısında ters bir mantık işletilmesidir. Daha doğrusu mantıksızlıktır.

Bu yanlış mantığın başında Allah’ın her şeyi en mükemmel tarzda yaratacağı beklentisi gelmektedir. Allah istediğini istediği tarzda yaratır. Zaten Allah kendisi öyle beyan ediyor. İstediğini istediği tarzda yarattığını bildiriyor.

Mantığın ters işletildiği noktalardan birisi de bazı yapı ve organların noksanlığı ve mükemmel yaratılmadığı, kusurlu ve eksik yaratıldığı iddiasıdır. Peki, mükemmelliğin ölçüsü nedir? Bir şey neye göre olursa mükemmeldir, neye göre olmazsa mükemmel değildir?

Şimdi diyelim ki sizde gamze var. Aynı zamanda gözleriniz de renkli. Siz de bunları genetik kusur olarak kabul ediyorsunuz. Şimdi sizin istediğiniz diyelim ki Hz. Yusuf gibi bir güzellik. Peki, siz şayet öyle Hz. Yusuf gibi güzelliğiniz, Karun gibi zenginliğiniz sizin için iyilik olduğunu nereden biliyorsunuz?

Siz böyle yaratılmış olsaydınız bunun sizin için iyilik mi, yoksa kötülük mü olacağını bir düşünelim.

Şimdi öyle bir güzellik ve zenginlik içinde olan bir kimse, bunu helal ve iffet içinde muhafaza edebilecek mi? Gelen haram tekliflere hayır diyebilecek mi? Allah korusun ömrü günahlar içinde, barlarda ve diskoteklerde geçebilir... Ölünce de ebedî cehenneme namzet olabilir...

Şimdi sizin için öyle bir dünya hayatı mı, yoksa bu şekilde kusurlu yapınız ve kıt kanat geçirdiğiniz ve fakat ibadetinde ve namazında olduğunuz bir dünya hayatı mı daha güzeldir? Böyle bir dünya hayatı sizi ebedî cennete namzet edecektir.

Kararı siz kendiniz verin.

Şimdi gelelim sorduğunuz soruların genetik özelliklerine:

Bunların hikmet ve faydasının en azından bir kısmını size sayabilmemiz için, onlarca genetikçi bilim adamının senelerce genetik yapı üzerinde çalışması gerekir. Çünkü her şey sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi Allah’ın eseridir. Onlardaki hikmetleri ancak ilmi çalışmalarla ortaya konduğu nispette bilgi sahibi oluyoruz.

Ancak şu kadarını biliyoruz ki, Allah ne yapmış ve yaratmışsa, mutlaka o canlı veya şahıs için en güzelini halk etmiştir. Bu dünyada çirkin görünen şey o şahsın ebedî hayatı için güzeldir.

Bir Müslüman dünya hayatını bir gecelik misafir hane gibi görür. Esas hayat onun için ebedî hayattır.

Dolayısıyla Allah bu dünya için kendisine ne vermişse mutlaka onun lehinedir. Yani ebedî hayatının kurtuluşu içindir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun