Bersisa isimli mağarada yaşayan ermiş hikayesi doğru mu?

Tarih: 05.07.2023 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Doğru mudur bu hikaye?
- Bersisa isimli mağarada yaşayan alim hikayesi doğru mu?
- Merfu sahih hadislerde geçer mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu konuda merfu sahih bir hadis-i şerif bulamadık.

Birçok tefsir, tarih ve edebiyat kitabında yer alan bu kıssa, özetle şöyledir:

İsrailoğulları zamanında veya Fetret devrinde bir rahip yahut abid olduğu söylenen Bersisa, rivayete göre yetmiş yıl ibadet eden, duasıyla hastaların hemen şifa bulduğu bir kişiydi. Onu yoldan çıkarmaya çalışan şeytan, insan kılığına girerek hükümdarın hasta olan güzel kızının Bersisa’ya götürülmesini ve iyileşinceye kadar onun yanında bırakılmasını sağlar. Ardından da ilişkiye girmelerine ve Bersisa’nın kadını öldürmesine sebep olur.

Bersisa yakalanıp idam edileceği sırada şeytan onun yanına giderek gerçek kimliğini açıklar ve “Seni ben yoldan çıkardım, bana secde edersen seni kurtarırım.” der, o da başını eğerek buna karşılık verir. Bunun üzerine şeytan kendisinden berî olduğunu söyler ve Bersisa idam edilir.

Tefsir kitaplarında bu kıssaya Beni Nadir Yahudileriyle münafıklar hakkında nazil olduğu belirtilen şu ayet dolayısıyla yer verilir:

“Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir; şeytan insana, ‘İnkar et.’ der, o da inkâr edince, ‘Şüphesiz ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin rabbi olan Allah’tan korkarım.’ der.” (Haşr 59/16)

İbn Abbas’tan nakledildiğine göre münafıklar, Yahudileri kışkırtıp yardım vaadiyle Hz. Peygamber (asm) Efendimize karşı direnmeye sevk etmiş; daha sonra Yahudilerin yenilip Medine’den sürülmeleri üzerine şeytanın Bersisa’ya yaptığı gibi onlardan yüz çevirmişlerdir. (Mukatil, Begavî, Kurtubî, ilgili ayetin tefsiri)

İblis, karakteri gereği durmadan her fırsattan yararlanarak insanın kalbine, beyninin bazı noktalarına inkâr, şüphe ve inat sinyalleri gönderir. İyice şüpheye sokup sapıttırdıktan sonra, Allah'ın vereceği azabı ve o dehşetli günü hatırladıkça ve bir de ahirette hesap faslı başladığında aldattığı insana: “Ben senden beriyim. Kendi akıl ve iradenle kendini küfür çukuruna attın. Doğrusu ben, âlemlerin Rabbi Allah'tan korkarım.” der.

Şeytan, "küfür et" diye emir verirken korkmamıştı da aldatıp belaya soktuktan sonra azabı hatırlayarak korkacağı tutmuş, "Ben karışmam ne halt edersen et" diyerek savuşuvermişti ki aslında bu da bir şeytanlıktı. İşte münafıklar da böyle yapmışlardı ve böyle yapmaktadırlar.

Müfessirlerin çoğu, bu ayette geçen “şeytan” ve “insan” ifadesinden maksadın şeytan ve insan türü olduğu görüşündedirler. Buna göre uzaklaşma, kıyamet günü olacak demektir. "Çünkü ben Allah'tan korkarım." Sözünün dış anlamına en uygun olan mananın da bu olduğu söylenmiştir.

Bazıları da demiştir ki, şeytan ile murat iblis, insan ile murat da Ebu Cehl'dir. Zira Enfal Suresinde geçtiği üzere "...Şeytan onlara, 'Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur, ben de sizin yanınızdayım.' demişti..." sonra çarpışma başlayınca da "...Ben sizden uzağım, ben sizin görmediğiniz (gerçeği) görüyorum, ben Allah'tan korkarım..." (bk. Enfal, 8/48) deyip sıvışmıştı.

Bununla beraber, ayette geçen şeytan ve insandan maksadın, bu konuda darb-ı mesel hâline gelmiş olan Bersisa kıssasına işaret olduğu da söylenmiştir. (bk. Taberi, Elmalılı Hamdi, ilgili ayetin tefsiri)

Ayetlerin inme nedeni hususi olsa bile, hükmü geneldir.

Bu nedenle ayette geçen insan, insan türüdür ve bunların sayısız örnekleri vardır. Bu nedenle her insan bundan ders almalı ve bu potansiyel özelliğin kendisinde olabileceğini unutmamalı, şeytanın tuzaklarına karşı uyanık olmalı ve asla nefsine güvenmemelidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun