Allah dualarımı kabul etmediği için mi iş bulamadım?
- Allah dualarımı kabul etmediği için mi iş bulamadım, yoksa henüz zamanı gelmediği için mi?
Değerli kardeşimiz,
Bu dünya, imtihan yurdudur. Allah, kimini varlıkla kimini de yoklukla sınamaktadır. Siz kendinize uygun iş bakmaya devam edin, Rabbimiz hayırlı bir kapı açar inşallah.
Allah'ın rahmetinden hiçbir zaman ümit kesmemek gerekir.
Duanın istenildiği şekliyle aynen kabul olup olmaması, bizce meçhuldür. Zira duanın kabul edilmesi, yalnız arzularımızın yerine gelmesi şeklinde tezahür etmez. Bazen daha iyisi, bazen uhrevi aleme yönelik olarak kabul edilir.
- Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi;
“Hastanın duasının makbuliyeti, ehemmiyetli bir meseledir. Ben otuz-kırk seneden beri, bendeki kulunç denilen bir hastalıktan şifa için dua ederdim. Ben anladım ki, hastalık dua için verilmiş. Dua ile duayı, yani dua kendi kendini kaldırmadığından anladım ki, duanın neticesi uhrevîdir; kendisi de bir nevi ibadettir ve hastalık ile aczini anlayıp dergah-ı İlahiyeye iltica eder."
"Onun için otuz senedir şifa duasını ettiğim halde, duam zahiri kabul olmadığından, duayı terk etmek kalbime gelmedi. Zira hastalık, duanın vaktidir; şifa, duanın neticesi değil. Belki Cenab-ı Hakîm-i Rahîm şifa verse, fazlından verir."
"Hem dua, istediğimiz tarzda kabul olmazsa makbul olmadı denilmez. Halık-ı Hakîm daha iyi biliyor, menfaatimize hayırlı ne ise onu verir. Bazen dünyaya ait dualarımızı, menfaatimiz için ahiretimize çevirir, öyle kabul eder...." (bk. Lemalar, Yirmi Beşinci Lem'a, s. 215)
Bu açıklamalardan da anlaşılıyor ki, arzulanan şeylerin hasıl olması, mutlaka dualarımızın bir neticesi değil, Allah’ın lütuf ve hikmetinin öngörmesidir.
Bu sebeple, dünyevi işleri duaya bağlamak ve işin olmamasını da duanın kabul edilmemesine bağlamak yanlıştır. Şeytan bu düşünde olan kimseyi ümitsizliğe sevk edebileceği gibi, Allah hakkında da suizanda bulunmasına ve bir nevi küsmesine yol açabilir.
Eskilerin eskimez ifadeleriyle “Her şeyin bir vakt-i merhunu vardır.” Kader, bir işin olma şekli yanında onun hangi zamanda hangi mekânda olacağını da tayin ve takdir etmiştir.
Dua konusunda açıklanmasına katkı sağlayan bir iki noktaya da işaret edeceğiz:
a) “Duaya her halde cevap verilir. Cevapsız bırakılmaz. Matluba olan isaf ise, Mücib'in hikmetine tâbidir. Mesela: Doktoru çağırdığın zaman, herhalde: 'Ne istersin?' diye cevap verir. Fakat: 'Bu yemeği veya bu ilacı bana ver.' dediğin vakit, bazen verir, bazen hastalığına, mizacına mülayim olmadığından vermez.
Adem-i kabul esbabından biri de duayı ibadet kasdıyla yapmayıp, matlubun tahsiline tahsis ettiğinden aks-ül amel olur. O dua ibadetinde ihlas kırılır, makbul olmaz.” (Mesnevi-i Nuriye, Onuncu Risale, s. 225)
b) “İnsanlardan öylesi de var ki, Allah'a bir yarın kenarında / iğreti şekilde kulluk eder. Kendisine bir iyilik eriştiğinde onunla mutlu olur; başına bir imtihan / kötülük geldiği zaman ise yüzüstü dönüverir. O, dünyada da ahirette de ziyana uğramıştır. Apaçık bir hüsran diye işte buna denir.” (Hac, 22/11) mealindeki ayette, insanların imtihanın gereği olarak verilen sıkıntılar sebebiyle kullukta gevşeklik göstermemesi, işi düzgün gittiğinde dinine sahip çıktığı halde, işi düzgün gitmediği zamanda ise dinden yüz çevirmesi, ibadete soğuk bakması ve Allah’a karşı mesafeli olmasının yanlışlığına dikkat çekilmiştir.
c) Allah bütün kullarına ilham edebilir. Ancak gelen ilhamın doğru tespitini yapmak oldukça zordur. Bu sebeple, biz, bize verilen akıl ve ferasetimizi kullanacağız, fiili dua denilen sebeplere müracaat edeceğiz. “Bir konuda azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et / ona güven.” mealindeki ayette de geçtiği üzere, işin olup olmamasını duamızın kabul olup olmamasına değil, Allah’ın hikmetli kaderinin ve meyveli imtihanının gereklerine bağlayacağız.
d) Nihayet Allah’ın rahmetinden ümit kesmenin iman şuuruyla bağdaşmadığını içimize sindireceğiz. “Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler” diyeceğiz ve “Allah’a dayan, saye sarıl, hikmete ram ol, yol varsa budur; bilmiyorum başka çıkar yol.” düsturunu tasavvurumuzun merkezine koyacağız.
Rabbim sizin ve bütün Müslümanların maddi-manevi bütün sıkıntılarını gidersin, iki cihan saadetini lütfetsin. Amin!
İlave bilgi için tıklayınız:
- Sadece isteğimiz olsun diye dua etmenin sevabı var mı?
- İbadetlere vadedilen netice ve sevaplara kavuşmanın şartları ...
- Duamız neden kabul olmuyor; duanın kabul olmamasının sebebi ...
- Gelecek kaygısı, acaba iş bulabilir miyim?
- İş bulmadan evliliğe kalkışmak ve Allah rızkımızı verir diyerek işsiz ...
- İnsan kendi kaderini kendi mi belirler, yoksa Allah tarafından mı ...
- Dünyada çekilen hastalık ve sıkıntıların ahiretteki karşılığı nedir ...
- Biz imtihandayız. Başımıza gelen felaketler, hastalıklar, sıkıntılar ...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Duam kabul olmadı diye isyan etmek, geçmiş duaları siler mi?
- Büyük zulümler ve zalimler dünyada neden karşılık görmüyor?
- HASTALAR VE HASTALIKLAR
- Allah vereceği duayı kişiye yaptırır, sözü hadis mi?
- ŞİFA
- Hastalıklarımızın gitmesi için yaptığımız dualar neden kabul edilmiyor?
- Dua ederken dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
- En güzel dua nasıl edilir?
- Allah'a dua etmeye utanıyorum?
- Utanmanın ölçüsü nedir?