Zariyat suresi 47. ayeti açıklar mısınız?

Tarih: 20.03.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bazı çevreler buradaki ayetin günümüz bilimsel gelişmeleri neticesinde evrenin genişletildiği görüşündedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Muasır alimlerden önemli bir kısmı, 

“Göğü biz çok sağlam bir şekilde bina ettik. Şüphesiz onu genişleten biziz.”

mealindeki Zariyat suresinin 47. ayetinden evrenin genişlemesinin işaretini çıkarmışlardır.

Ayette geçen “Mûsiûn” kelimesi tam tamına “genişletenler” anlamına gelir. Bir çok ayette olduğu gibi, burada da Allah azametini göstermek için  kendisini birinci çoğul şahıs zamiri olan “Biz” kullandığı için buna uygun olarak da “mûsiun”(genişletenler) kelimesini de çoğul olarak kullanmıştır. Bu ayet, evrenin genişlemekte olduğunu ve bunu yapanın da Allah olduğunu açıkça vurgulamaktadır.

Âyetin açık delâletinden, kâinatın bir balon gibi şişip devamlı genişlediği anlaşılıyor. Ancak Kur'an ayetlerinin birden çok manaya işareti olabilir. Bu nedenle tefsirlerde “Şüphesiz ki biz hep genişleticileriz.” âyetini değişik şekilde yorumlamışlar ve beş kadar farklı tefsîrde bulunmuşlardır. Şöyle ki:

1. Bizim kudretimiz çok geniştir, her şeye yeter.
2. Yarattıklarımıza rızkı genişletmiş bulunuyoruz.
3. Yağmur yağdırmak suretiyle yeryüzünde geniş imkânlar meydana getiriyoruz.
4. Zenginlerinize geniş imkânlar vermiş bulunuyoruz.
5. Halkımıza karşı geniş lütuf ve ihsan sahibiyiz. (bk. Şevkânî, V, 105;  Elmalılı, VI, 4542-4543)

Ne var ki, fezada sayısını henüz kesin olarak bilemediğimiz yıldızlar ve onların oluşturduğu sistemler, galeksiler en küçük bir yanlışlığa meydan vermeyecek plânda yaratılıp her biri için ayrı bir yörünge ve değişik bir hareket takdir edilmiştir. Başıboş hiçbir yıldız veya sistem söz konusu değildir. Başta Einstein olmak üzere, son asrın fizikçileriyle astronomları bu muhteşem kâinatın bir bütün halinde devamlı genişlediğini söylüyorlar. Kuvvetli bir ihtimalle, eğer bunun doğruluğu isbat edilirse, Kur'an'daki ilgili beyânın bu manaya delâlet ettiğini söyleyebiliriz.

Sonuç olarak "Şüphesiz biz genişletmekteyiz" cümlesi, kainatın genişlemesi noktasından iki yoruma uygun olmaktadır:

a. İstersek daha da genişletiriz anlamına gelmektedir. Biz vüs'at yani genişlik ve kudret sahibiyiz; semâdaki bu ihtişamı sağlamakla kudretimizden bir şey eksildiği sanılmamalıdır, dilersek daha da genişletiriz. Bakara sûresinin 255 ve Kaf sûresinin 38. âyetlerindeki içerik ve üslûp bu mânayı çağrıştırmaktadır.

b. "Hâlâ evreni genişletmekteyiz" anlamına gelmektedir: Bu yorum daha çok, uzay cisimlerinin birbirinden uzaklaştığı ve aralarında­ki mesafenin gitgide arttığı yönündeki bilimsel tespitten hareketle ortaya konan "Genişleme teorisi" ışığında yapılmıştır. (bk. Celal Kırca, Kur'ân-ı Kerîm'de Fen Bilimleri, İstanbul, 1984, s. 62-63; eski dönemlerin âlimlerinden bu yorumu destekleyen bazı açıklamalar için bk. Celâl Yeniçeri, Uzay Âyetleri Tefsiri, s. 110-115)

Gök, kelimesinin Kur'an'daki kullanımları dikkate alınarak genişletilen şey, bu ve benzeri bağlamlarda "evren"(Esed, III, 1070-1071) "dünyanın dışındaki bütün kâinat"(Celal Kırca, a.g.e., s. 62) anlamlarında yorumlanabilmektedir. (bk. Razi, XXVIII, 225-226; göklerin ve yerin yaratılması hakkında bk. Bakara 2/22, 29; Kur’an Yolu: V/80-82.)

İlave bilgiler için tıklayınız:

Mucizeler ve Kur'an-ı Kerim'in mucizevi yönü... 

Kur'an’ın mucizelik yönleri kırk tanedir, ifadesini nasıl anlamak gerekir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun