Töre ve namus adına kızı veya kadını öldürmek cinayet olur mu?

Tarih: 29.03.2022 - 12:17 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bazı yerlerde insanlar, zina yapan veya yaptığından şüphe edilen kızı/kadını aile kararı ile veya aile fertlerinden birinin kendi başına verdiği karar ile öldürüyorlar. Ölen mezara, öldüren hapishaneye gidiyor, sözüm ona namus kurtuluyor; yani çevre, "Aşk olsun adama, namusunu kurtardı, kadını öldürdü!" diyorlar. Öldürmezse de aleyhinde konuşuyor, onur kırıcı dedikodular yapıyorlar.
- Peki bu fiilin din ve ahlakta yeri ve değeri nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İnsan ve İslam ahlakı, sebep ne olursa olsun, haksız yere (çünkü hakimin hükmü olmadan kimse kimseyi öldürme hakkına sahip değildir) insan öldürmeyi erdem mi sayar yoksa çirkin bir cinayet mi? Şüphe yok ki, cinayettir, asla erdem değildir.

Dine gelince -ki din ile ahlak birbirine ters düşmez- bırakın şüpheyi, dedikoduyu, kişi karısının zina ettiğini görse bile onu öldüremez; öldürürse cinayet işlemiş olur ve cezasını görür.

Peki ne yapacak?

Cevabını Kur'an-ı Kerim veriyor:

Kazf (kadını, yalan yere zina etmekle suçlamak) suçu ile ilgili ayetler gelince -ki, bu ayetlerde bir kadına zina isnat eden kimsenin bunu dört şahitle ispat edememesi halinde seksen sopa cezasını çekeceği(1) ifade edilmektedir. birçok kimsenin zihninde sorular oluşmuş, bunu gelip Hz. Peygamber'e (asm) açmışlardır.

Bu cümleden olarak Sad b. Ubade "Ya Resulellah, karımla bir erkeği yakaladığım zaman, dört şahit bulacağım diye onları bırakır mıyım? Vallahi sorgusuz sualsiz kafasını uçururum!" demiş ve şu cevabı almıştır:

"Sad'ın kıskançlığı ve namusuna düşkünlüğü sizi şaşırtmasın, ben ondan daha kıskancım, Allah da benden daha kıskançtır."(2)

Hilal b. Ümeyye Peygamberimize (asm) gelerek, Şerik isimli birisi ile karısının zina ettiğini iddia etmiş, o da dört şahit getirmezse kendisine iftira cezası vereceğini bildirmişti. Hilal, "Ey Allah'ın elçisi, bir kimse karısının üzerinde bir erkek görürse şahit arar mı?" diye savunma yapmışsa da Peygamberimiz, "Ya dört şahit veya sırtına sopa" diyerek ısrar etmişti. Hilal doğru söylediğini ifade ederek işi Allah'a bıraktı, onun vahiy ile durumu aydınlatacağı ümidini dile getirdi, arkasından da mülaane (lanetleşme) ayeti diye anılan ayetler geldi.(3)

Yalan ve iftirayı engellemek maksadıyla öngörülen manevi müeyyidelere ek olarak lanetleşmenin camide yapılması uygun görülmüş, böylece alenilik de sağlanmıştır.

Aksini de caiz gören içtihatlar bulunmakla beraber mülaaneye, ayetteki sıraya göre önce erkek başlar, Allah'ı şahit tutarak, karısını açık ve seçik bir şekilde zina ederken gördüğünü dört defa söyler, beşincisinde "Eğer yalan söylüyorsam Allah'ın lâneti üzerime olsun." der.

Sonra karısı dört kere, Allah'ı şahit tutarak kocasının yalan söylediğini ifade eder, beşincisinde "Eğer o doğru söylüyorsa Allah'ın gazabına uğrayayım" der.

Hakim ve dinleyici topluluk huzurunda bu yeminleşme yapılınca bazı müçtehitlere göre evlilik bağı da çözülmüş olur. Bazı içtihatlara göre ise tarafları hakim karar vererek ayırır, evliliği sona erdirir.

Mülaane yoluyla ayrılmış bulunan çiftin tekrar evliliğe dönmelerinin câiz olup olmadığı konusunda da farklı içtihatlar vardır.(4)

Hem ayetler hem de hadisler ve uygulama açıkça ortaya koyuyor ki, hiçbir kimsenin, kendi başına karar vererek namus/töre uğruna insan öldürmesi caiz değildir, öldürürse cinayettir, günah ve suç işlemiş olur ve cezasını çeker.

Burada nikah konusunun da açıklığa kavuşması gerektiğini düşünüyoruz:

Şafi hukukuna göre, veli tarafından evlendirmeyen kızın nikahı batıldır. Ancak bu mezhebe göre, nikahın batıl olduğuna karar verecek makam mahkemedir. Aynı şekilde, ceza yargılaması yapacak makam da yargı merciidir. İnfaz da devlete aittir. Devlet dışında, yargılama ve infaz mümkün değildir.

Ayrıca, kızın nikahı diğer şartlar mevcutsa (taraflar, irade beyanı, evlenme engeli olmaması, şahit gibi) Hanefi mezhebine göre geçerlidir ve kız zina yapmamaktadır.

Farklı görüşlerin mevcut olduğu bir yerde tek görüşe bağlanıp, onu da kısmen alıp uygulamak dini istismar etmektir. Bu tür kararları alanların dini bilgileri de yeterli değildir.

Dipnotlar:

1) bk. Nur, 24/4.
2) Buhârî, Nikâh, 107; Hudûd, 40.
3) Ebû Dâvûd, Talâk, 27.
4) İlgili ayetler Nur suresindedir, 24/6-9.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun