Kuran'da neden tecavüzcünün nasıl tespit edileceği yazmıyor?

Tarih: 10.03.2022 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İnsan hayatını düzenleyen ve evrensel olan Kur'an-ı Kerim'de zina suçu ile ilgili şahit getirmek gerektiği ve zina iftirası ile ilgili ayetler olmasına rağmen, neden tecavüz suçunun nasıl tespit edileceği, şahit gerekip gerekmediği ve cezası yazmıyor?
- Sonuçta tecavüz ve zina aynı şey değil. Kuran insan hayatının bütün noktalarını düzenlemiyor mu yoksa?
- Bu konuda kesin bir hadis veya ayet olmazsa nasıl tecavüz suçu ile ilgili Şeriat kanunları, hukuk oluşacak?
- Kamer suresi 37 veya Yusuf suresi 26 bu konudan mı bahsediyor?
 - Bu durum İslam alimleri tarafından nasıl anlaşılmıştır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Tecavüz suçu ve cezası, diğer birçok hüküm gibi Kur'an’da, sünnette ve içtihatta mevcuttur.

Tecavüzcü zina yapmış ise, Kur'an ve sünnette var olan zina suçunun cezasını çeker.

Tecavüzcü mağdura zarar vermiş, ama tarife uygun zina yapmamış ise, Kuran’da ve sünnette mevcut olan “zulmetmek, dokunulmaz olduğu ilan edilmiş bulunan cana, mala, namus ve şerefe tecavüz etmek” suçunu işlemiş olur. Bu tecavüzler hem günahtır hem de suçtur; cezasını tayin, gerekli kanunları çıkarma ve infaz vazifesini de İslam, yönetime (ülü’l-emre) bırakmıştır. Bu tecavüzler, ülü’l-emrin af yetkisinin de dışında bırakılmıştır.

Bütün bu söylediklerimiz hakkında ya ayet ve hadis vardır veya dinin gayesi ile birçok nassın ortak mana ve hedefinden içtihat ile çıkarılmıştır.

Yusuf suresinde (12) suçlunun tespiti için bir bilen kişi, bir usul teklif etmiş ve o usul ile suçlu tespit edilmiş; bu Kuran’da naklediliyor, başka bir peygamber ve şeriata ait olsa da Kuran bunu reddetmiyor, âlimlerimiz bundan da istifade ediyorlar.

Yusuf, “Asıl kendisi benimle ilişkiye girmek istedi.” dedi. Kadının akrabasından biri şöyle bilirkişilik yaptı: "Eğer gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir; bu ise yalancılardandır. Eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir; bu doğru söyleyenlerdendir." (Yusuf, 12/26, 27)

Kamer suresinde (54) bir mucize var, suçluların gözlerinin kör edilivermesi ve arkasından kalıcı bir azabın gelmesi normal hayatta ve ispat usulünde olağan değildir. Bu olay, işlenen günahın ve suçun, dünyada ve ahirette ceza göreceğine delil olarak anlaşılabilir.

Aslında Lut, kendilerini bizim amansız yakalayışımıza karşı uyarmıştı; ama onlar bu uyarıları şüpheyle karşıladılar. Üstelik onun misafirleriyle ilgili çirkin bir talepte bulundular. Biz de gözlerini silme kör ediverdik; tadın bakalım azabımı ve uyardığım sonuçları! Ve nihayet bir sabah, kalıcı bir azap onları yakalayıverdi. Tadın bakalım azabımı ve uyardığım sonuçları. (Kamer, 54/36-39)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun