Zina eden karısını öldüren kocanın hükmü nedir?

Tarih: 11.07.2023 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sitenizde birbiriyle çelişen iki farklı hüküm gördüm. Birinde karısıyla zina yapan adamın öldürüldüğü takdirde kısas gerektiği diğerinde ise bunun helal olduğu kısas gerekmediği yazıyor. Hangisi doğru neden çelişik şeyler söylüyorsunuz hangisine inanacağız?
- Ve rica edeceğim beni başka sorulara yönlendirmeyin bu konuyla ilgili tüm soruları okudum sitenizden. Lian konusunu da okudum. Hatta bir arkadaş o zaman herkes kafasına göre öldürür karısını, 4 şahite ne gerek var hem cezaların devlet tarafından uygulanması lazım diye söylemiş çok haklı olarak ben sizden buna tatmin edici bir cevap göremedim.
- Siz diyorsunuz ki şahit lazım olur, öldürmesi caiz değildir ama aynı fetvanın en altında 4 mezhep imamı öldürmeyi helal saydı diye geçiyor. Ben bu çelişkiyi soruyorum.
- Kesin olarak karısının veya kızının gayrimeşru olarak yaşadığını bilen kimsenin, onu öldürmek veya öldürtmek için teşebbüse geçmesi caiz değildir. Peygamberimiz (asm)’e bir adam gelip mealen şunu sormuştu:
"Evime girdiğimde eşimin bir adamla zina ettiğini görsem ve o adamı öldürsem ne dersiniz?" “Dört erkek şahid isterim.” “Bulamazsam.” “O zaman sana kısas uygularım.”
- Bir adam evine girdiğinde karısı veya mahremi olan bir kadınla bir erkeği zina ederken bulup adamı öldürse, bu onun için helâldir ve onun hakkında kısas gerekmez. (ed-Dürrü'l-Muhtâr, III, 197, V, 397.)
- Bu aynı zamanda Hanbelî, Şafiî ve Malikilerin de görüşüdür. (el-Muğnî, VIII, 332; el-Mühezzeb, II, 225; eş-Şerhu'l Kebîr, IV, 357.)
- Kadın da kendi isteği ile zina etmiş ise, Hanefî ve Hanbelilere göre koca, her ikisini de öldürebilir.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, zina ederken karısını gören kişinin, bu günahı işlerken karısını ve zina ettiği kişiyi öldürmesinin iki boyutu var: Biri ahiret hükmü açısından, diğer de dünya hükmü bakımından.

Ahiret hukukunu yani kişinin haklı olup olmadığını Allah bilir, haklıysa ahiret hesabı yok ve bundan sorumlu olmaz, haksızsa ahiret hesabı ve azabı var.

Ancak dünya hukuku yönüyle, karısını zina ederken öldüren kişinin bunu ispat etmesi gerekir, yoksa bunu ispat edemeyen kişiye öldürme cezası (vardır).

Şeriat hükümleri zahire göre verilir, kişinin haklı olup olmadığına, şahitlerin bulunup bulunmadığına göre karar verilir ve ona göre hüküm uygulanır.

İşte karısını zina ederken öldürdüğünü iddia eden kişinin bunu ispat edip edemeyeceğine göre ve bu iki farklı duruma göre iki farklı hüküm verilmiştir.

Detaya gelince:

- İslam’da zinanın sabit olması için dört şahidin şahitliği gerekir. Ancak, kocanın şahitliği dört şahit yerine geçer. Bu konuda “Lian / lanetleşme” icra edilir.

İlgili ayetlerin mealleri şöyledir:

“Eşlerine/karılarına zina suçlamasında bulunup da kendilerinden başka tanıkları olmayanların her birinin tanıklığı, dört kere, doğru söylediğine Allah’ı tanık göstermesi; beşinci olarak da 'Eğer yalan söyleyenlerden ise Allah’ın lânetine uğramasını'söylemesidir. Zina isnadıyla suçlanan kadına gelince; kocasının yalan söylediğine dair her defasında Allah adına yemin ederek dört kez şâhitlikte bulunursa, üzerinden ceza kalkar. Beşincisinde ise, eğer kocası doğru söylüyorsa Allah’ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi olacaktır.” (Nur, 24/6-9)

Bu ayetlerden anlaşılıyor ki, karısını zina ederken gören kişi ile hanımı hakkındaki hüküm, aralarında yapılacak lanetleşmedir. Bu konuda değişik rivayetlerde yukarıdaki ayetlerin nüzul sebebi, kocanın bir şahitliğinin dört sayılması, kadının da bu Lian yeminiyle kendini had cezasından kurtarma durumu söz konusudur. (bk. Razi, Maverdi, Kurtubi, İbn Aşur, ilgili yer)

- Bir adam karısıyla zina yapan kimseyi öldürebilir mi?

Burada âlimlerden iki görüş vardır:

Birincisi: Hz. Ali’ye dayandırılan hüküm:

Rivayete göre, bu konudabir soruya muhatap olan Hz. Ali şöyle demiştir:

“Eğer kadının kocası dört şahit getirmeden karısıyla zina eden adamı öldürürse, o da -kısas olarak- öldürülür. Eğer maktulün velisi da bunu itiraf ederse, katile ne kısas ne de diyet gerekmez."

İkincisi: Hz. Ömer’e isnat edilen hüküm:

Rivayete göre, bir gün Hz. Ömer kahvaltı yaparken, elinde kana bulanmış bir kılıç olduğu hâlde kendisine doğru koşup gelen bir adam gelip yanında oturdu. Derken adamın arkasından koşan bir grup insanlar da geldiler ve "Ya emirel-müminin! Bu adam bir arkadaşımızı, bir yakınımızı öldürdü." dediler. Hz. Ömer "Sen ne diyorsun?" diye sordu. Adam: "Ya emirel-müminin! Ben (kılıcımla) karımın iki uyluğunun (iki bacağının) arasına vurdum, eğer orada bir var idiyse onu öldürmüşüm." dedi.

Bunun üzerine Hz. Ömer (maktulün adamlarına dönerek), "Siz ne dersiniz?" diye sordu. Adamlar: "Hiç şüphe yok ki, bu adam kılıcını sallayınca, (bizim) adamımızın (belinin) ortası ile karısının iki uyguluğu arasına saplandı." dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer adamın kılıcını elinden alıp biraz salladıktan sonra adama geri verdi ve şunu da ilave etti: "Bak eğer onlar (zinakârlar, senin karınla) aynı iş yaparlarsa, sen de kendi işine dön (yani, böyle bir manzarayı tekrar gördüğünde yine öldürebilirsin) dedi.” (Mustafa b. Sad ed-Dimaşki, Metalibu Üli’n-nuha, 6/42)

İbn Kayyım el-Cevziye göre, Hz. Ömer ile Hz. Ali’nin hükmü arasında bir farklılık yoktur. Bazıları bu hükümleri yüzeysel olarak düşündüğü için aralarında bir tezat olduğu zehabına kapıldılar. Doğrusu şudur:

Hz. Ali’nin verdiği hüküm şu fıkhi kurala dayanır: Eğer bir adam karısının bir adamla zina ettiğini görürse, fakat dört şahit getiremeden adamı öldürürse kedisi kısas olarak öldürülür (Çünkü Nur suresinin ilgili ayetlerinin beyanına göre, bu konudaki tek çözüm Lian / lanetleşmektir. Bunu yapmayıp da adamı öldürmek bu ayetlere aykırıdır).

Hz. Ömer’in verdiği hükümde, zani olan kimseyi öldürme ruhsatını vermesinin asıl gerekçesi, maktulün velisi / velilerinin de itiraf etmesidir. Nitekim arkadaşlarımızın kabul ettiği kural şudur: “Eğer maktulün velisi işlenen zina suçunu itiraf ederlerse, katile ne kısas ne de diyet lazım gelmez.” (bk. Zadüu’l-Mead, 562-563)

Hanbelilerin ünlü âlimlerinden biri olan İbn Kudame de yukarıdaki bilgileri vermiş ve Hz. Ömer’in ilgili fetvasını, velinin itirafına bağlamıştır. Daha sonra “İmam Şafii, İmam es-Sevr ve İbnu’l-Munzir’in, Hz. Ali’nin fetvasına dayanarak "Eğer bir adam karısının bir adamla zina ettiğini görürse, fakat dört şahit getiremeden adamı öldürürse, kedisi kısas olarak öldürülür." hükmünü benimsemişler’ dedikten sonra “bu görüşe muhalefet eden hiç kimseyi bilmediğini” de ilave etmiştir. (bk. el-Muğni, 8/270)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun