Terazi yoksa, neden kör oluyor?

Kehf suresi 105. ayette tartılacak şeyleri kalmadığından kıyamet günü onlar için artık bir terazi koymayacak, onlara hiçbir kıymet vermeyeceğiz, diye buyuruyor rabbimiz. Tâ-Hâ Sûresi 124. ayette de ''Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.'' diye buyuruyor rabbimiz. Bunu nasıl anlayıp yorumlamalıyız?

Değerli kardeşimiz,

Kehf suresinde terazi konmayacak diye bildirilirken, Ta Ha suresinde kör olarak haşrederiz diye buyuruyor.

Kehf Suresi 105. ayette, kıyamet günü bazı kimseler için artık bir terazi konmayacağı bildirilir: “Artık onlar için bir terazi koymayacağız, onlara hiçbir kıymet vermeyeceğiz.” Bu, onların amellerinin tartılacak hiçbir değeri kalmadığını, iyi ve kötü işleri arasında hesaplanacak hiçbir iyiliğin bulunmadığını ifade eder. Yani, Allah katında değer görecek bir ölçüye sahip olmadıkları için, amelleri tartılmayacak.

Ta-Hâ Suresi 124. ayette ise, bazı kimselerin kör olarak haşredileceği belirtilir. Buradaki körlük, hem maddi hem de kalp ve akıl körlüğü ile yorumlanır. Yani kişi, hem göreme özelliğine sahip olmayacak hem de doğru yolu göremeyecek, hidayet delillerini fark edemeyecek şekilde haşredilecektir.

Bu iki ayet birbiriyle çelişmez.

Bu iki ayetin bir arada değerlendirilmesi, kafirlerin hem dünyadaki amellerinin geçersizliğini hem de ahiretteki durumlarının ne kadar zorlayıcı olacağını ortaya koyar.

İlk ayette, kâfirlerin iyi amellerinin tartılmayacağı belirtilirken, ikinci ayette ise onların ahiretteki durumlarının, yaptıkları inkar ve kötü davranışlar nedeniyle bir körlük hali ile sonuçlanacağı vurgulanmaktadır. Bu, onların ahiretteki maddi-manevi gerçekleri anlayamayacak durumda olacağını ve bu nedenle de acı bir azapla karşılaşacaklarını işaret eder.

Özetle:

Terazi koymamak ile kör olarak haşretmek birbirini tamamlayan iki ifadedir. İlki amellerin değerini, ikincisi ise bedeni, ahlaki ve kalbi yönünü ifade eder.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet