Bazı insanların sorgusuz sualsiz cennete, bazılarının da cehenneme gideceği söyleniyor. O günde peygamberler bile hesap vereceğine göre, bu nasıl olacak?

Tarih: 03.01.2012 - 08:15 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kur’an’ı Kerim’de insanların kıyamet günü üç gruba ayrılacağı bildirilmiştir. Bunlar; kitabı sağ eline verilenler, kitabı sol eline verilenler, bir de önde gidenler(sorgusuz-sualsiz) cennete gidenler.

İlgili ayetin meali şöyledir:

“Sizler de üç sınıfa ayrılırsınız: Ashab-ı yemin (kitabı sağ eline verilenler) ki ne ashab-ı yemin! Ne mutludur onlar! Ashab-ı şimal (kitabı sol eline verilenler) ki ne ashab-ı şimal! Ne bedbahttır onlar!"

"İmanda, fazilette öncüler ki ne öncüler! Onlar herkesi geçerler. İşte onlardır Allah’a en yakın olanlar. Naîm cennetlerindedir onlar.”(Vakıa, 56/7-12)

İnsan ve cinlerin günahlarından niçin sorulmadığını, bundan sonra gelecek 41. ayet açıklamaktadır.

Kur'an'da, insan ve cinlerin kıyamet günündeki sorgulamalarıyla ilgili olarak farklı ifadeler yer almaktadır. Hicr Suresinin 92 ve 93. ayetlerinde,

"Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz." buyurulmuştur.

Açıklamasını yapmakta olduğumuz ayette ise,

 "O gün, ne insana ne de cine günahından sorulmaz."

şeklinde ifade edilmiştir.

Âlimler bunu, Mahşer’in değişik kontrol noktalarının varlığı ve ifade edilen sorgunun farklı anlamlarıyla izah etmişlerdir. Buna göre, insanlar ve cinler, kabirlerinden çıkıp Mahşer Meydanına doğru kalabalık gruplar hâlinde yürürken melekler tarafından “kimin suçlu olduğu, kimin olmadığı” şeklinde bir soruya muhatap olmazlar. Çünkü suçlular, simalarından tanınırlar. Ancak Mahşer Meydanında toplanınca, simalarından tanınan suçlular, niçin suç işlediklerinden sorulurlar ve bundan dolayı sorguya çekilirler.(Râzî, Beydavî, Alusî, ilgili ayetin tefsiri)

İbn Abbas'ın da ifade ettiği gibi, Hicr Suresinde yer alan ayette, suçlulara "Niçin suç işlediniz?" denilerek sorguya çekilecekleri; buradaki ayette ise suçlulara "Sizin herhangi bir suçunuz var mıdır?" şeklinde bir sorunun sorulmayacağı ifade edilmektedir.(Hazin, ilgili ayetin tefsiri)

Suçlular, suçlu olup olmadıklarından sorulmazlar. Çünkü onlar, sîmalarından tanınırlar.

"Gün gelecek, birtakım yüzler ağaracak, birtakım yüzler ise kararacak. Yüzleri kararanlara: ‘Siz misiniz imanınızdan sonra inkâra sapanlar? Tadın bakalım inkârınız sebebiyle bu acı azabı.’ denilir.”(Âl-i İmran, 3/106) 

ayetinin işaret ettiği gibi, suçluların yüzleri kapkara kesildiği için, faraza başka hiçbir alâmet olmasa bile, bu, onların tanınmasına yeterli bir belge olur.(bk.Razî, ilgili ayetin tefsiri; - geniş bilgili için Niyazi Beki’nin Rahman suresi tefsiri, 39-41. ayetlerin açıklamasına bakılabilir.)

Kâfirlerin sorguya çekilmeden cehenneme gideceklerine dair meselede alimlerin farklı görüşleri vardır:

“O gün, dünyada yapılan işlerin tartılması kesin gerçekleşecek. Artık kimin iyilikleri kötülüklerinden ağır gelirse, işte onlar muratlarına ereceklerdir. Kimin de sevap tartıları hafif gelirse, onlar da ayetlerimizi hiçe sayıp haksızlık etmelerinden ötürü kendilerini en büyük ziyana uğratacaklardır.”(A'raf, 7/8-9)

Bu ayetlerde söz konusu edilen mizan/tartı kâfirler için de geçerli olup olmadığı hususunda alimlerin farklı görüşleri vardır:

Bazılarına göre, ister mümin olsun, ister kâfir olsun, bütün insanların amelleri tartılır. Çünkü, bu ayetlerde iman-küfür sıfatları söz konusu edilmeden tüm insanları kapsayacak şekilde genel bir ifade kullanılmıştır. Hatta, bu ayet Mekke’de indiğine göre, orada; biri, her yönüyle mükemmel salih amel yapan müminler, diğeri ise küfür ve şirkten başka bir tarafı olmayan müşrikler olmak üzere iki sınıf insan vardı. O halde, hem müminlerin hem de kâfirlerin amellerinin tartılacağını söylemek ayetin zahirine daha uygundur.

“O gün kimin iyilikleri mizanda ağır basarsa onlar kurtulacaklar. Kimin iyilikleri tartıda hafif kalırsa, işte kendilerini ziyana sokanlar, cehennemde ebedî kalanlar onlar olacaklardır. Orada yüzlerini alevler yalar da ateş dudaklarını yaktığında, dişleri açıkta kalıverir. Allah Teâlâ onlara şöyle buyurur: 'Âyetlerim size okunurdu da siz onları yalan sayardınız değil mi?'(Müminun, 23/102-105)

mealindeki ayetlerin ifadesi bu görüşü desteklemektedir. Çünkü burada, kâfirlerin amellerinin de tartıldığı açıkça ifade edilmiştir.

Diğer bir kısım alimlere göre ise, mahşer günü tartı sadece müminler için geçerlidir. Bu ve benzeri ayetlerde de söz konusu edilen tartı, yalnız müminler için geçerlidir. Bu alimlere göre,

“İşte onlar Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr etmiş, bu yüzden de yaptıkları iyi işler boşa gitmiştir. Tartılacak şeyleri kalmadığından kıyamet günü onlar için artık tartı âleti koymayacağız.”(Kehf, 18/105).

Hemen şunu belirtelim ki, mealde “artık tartı âleti koymayacağız” şeklindeki ifadenin arapçası “la nukîmu -yevmel-kıyameti- lehum vezna” şeklindedir. Alimler, bu ifadeyi “onlara kıyamet günü bir değer vermeyeceğiz. Tartılan amellerinin -onları kurtaracak değerde- bir kıymet-i harbiyeleri yoktur” şeklinde anlamışlardır(krş. Reşit Rıza, el-Menar, İbn Aşur, algili ayetlerin tefsiri).

Bizim kanaatimiz de birinci grup alimlerin kanaatidir. Çünkü Muminun suresinin ilgili ayetleri çok açıktır.

Peygamberlerin sorguya çekilmesi, suçlu olup olmadıkları için değil, Allah’ın vahyini insanlara tam tebliğ edip etmedikleri konusunda olacaktır. Bu da Allah’ın sonsuz adaletinin herkes tarafından görülmesi amacına yöneliktir.

İlgili ayetin meali şöyledir:

“Kendilerine resul gönderdiğimiz insanlara, resullerinin çağrısına uyup ona göre amel edip etmedikleri hakkında elbette hesap soracağız. Gönderilen o elçilere de tebliğ edip etmediklerini soracağız.”(A'raf, 7/6).

Aşağıda mealleri verilen ilk ayette peygamberlere tevcih edilen soru; ikinci ayette de ümmetlere yöneltilen soru şekli yer aslmaktadır:

“Gün gelecek, Allah peygamberleri bir araya toplayıp: 'Sizin tebliğleriniz ümmetleriniz tarafından nasıl karşılandı, nasıl bir cevap aldınız?' buyuracak. Onlar da: 'Senin, her şeyi hakkiyle bilen ilminin yanında bizim bilgimiz yok. Zira gayblara vakıf olan, yalnız sensin.' diyecekler.”(Maide, 5/109)

“Nitekim o gün kâfirlere Allah: 'Size gönderilen resullere ne gibi bir cevap vermiştiniz, tutumunuz ne olmuştu?' diye seslenir.”(Kasas, 28/65)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun