Tanrı Allah’ın insan psikolojisinden haberi var mı?

Tarih: 17.12.2015 - 11:14 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu yazıya bir cevap yazar mısınız? Kafamı çok karıştırdı.
- Allah ya kendi yarattığı insanın psikolojisinden habersiz!,yada insanı defolu yarattı!Fark etmedi yada fark etti ama iş işten geçmişti!
- Kur’anda ayetlere bakarsanız hep düz bir mantık vardır ya da çoğu bir sürü sorulara neden olacak şekildedir, herkes aynı sonuca varamaz. ..
- Genel olarak bakıldığında ise, baştan suçlayıcı ifadelerin olduğu ayetler insan psikolojisine bence tamamen terstir!
Hac-66 “Sizi dirilten, sonra öldüren, sonra yine diriltecek olan O’dur. İnsan kesinlikle çok nankördür.”
- Dikkat edilirse bir genelleme yapılmıştır, oysa tüm insanları yarattıysan nankörlüğü onlara sen verdiysen ve zaten daha baştan nankörsünüz dersen psikolojik olarak insan ”nankörmüşüm bunu beni yaratan söylüyor o zaman bunu engellemem elimde değil” diye düşünür, üstüne gidip engel olmaya çalıştıkça yani dikkatini ona verdikçede, bu nankörlük edeceği olaylarla daha çok karşılaşır!bu tip şeyleri çeker! sonrada kendini suçlamaya devam eder, çünkü bu ısrarla kafasına sokulmuştur! Bunun gibi pek çok ayet daha baştan insanı suçlayıcı bir tavır içindedir! Kısaca Allah insan psikolojisinden bihaberdir yada ne yaptığının çokta farkında değildir!
Nisa-74 “Allah yolunda dünyayı ahirete tercih edenlerle savaş. Kim Allah yolunda savaşırda, öldürülür ya da galip gelirse bilsin ki, biz ona büyük bir mükafat vereceğiz.”
- Dünyayı ahirete tercih edenlerle bile savaş öğütlenmiş; iyide bu yer bir sınav yeri değil miydi?
- dünyayı ahirete tercih edenlerede ”huzuruna geldiklerinde, neden? diye sorarsın bu öfke bu şiddet niye?
-  ”Dünyayı tercih edebilirler ama bu genel kanı niye? ve böyle bir tercih, neden savaş sebebi oluyor?
-  insan psikolojik olarak ,yaşadığı yeri severse daha iyi adapte olur, dünyayı sevmesi de adaptasyon için gerekli, ama Allah bu dünya sevgisini gerek görmüyor anlaşılan!
Bakara-260 “İbrahim de bir vakit:”Ey Rabbim ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster”demişti. Rabbi de ona ”ölüleri dirilteceğime inanmadın mı?”diye sormuş, İbrahim de: ”Evet inandım, ama kalbimin iyice emin olması için istiyorum” demişti. Bunun üzerine Allah buyurdu ki:”Dört kuş al. Onları kendine alıştır. Sonra her dağın üzerine onlardan bir parça koy. Sonra onları çağır. Koşarak sana gelecekler. Bil ki, Allah’ın herşeye gücü yeter ve her işinde hikmet vardır”.
- Bu ayette aslında insan psikolojisine çok güzel bir örnektir; İbrahim güya seçilmiş bir peygamberdir, bu görevi kabul etmiştir ,ama görünen o ki görsel teşvik unsuruna ihtiyaç duymaktadır, görsel olarak öğrenme ve hafızaya alma gibi unsurlara oda sahiptir ve psikolojik olarak bunada ihtiyaç duymaktadır ve Allahın gücüne kanıt olarak bunu istemektedir, oysa konuştuğu herhangi biri değil ”Allahtır!”ama heyhat insan psikolojisi devrededir!
- Bu ayette dikkat çeken diğer bir nokta Allahın, İbrahim peygamberin bu isteği karşısında biraz şaşırmış görünerek; ”ölüleri dirilteceğime inanmadın mı?” diye sorabilmesidir ve bu soruda onun kendi yarattığı insanın psikolojisinden bihaber olduğunun bir göstergesidir ki kendi seçtiği peygamberi bile ondan kanıt isteyerek kalbindeki şüpheleri gidermek isterken, tüm insanlardan (hatta gelecek nesillerden bile!) birebir kanıt istemeden şüphelerinden kurtulmalarını beklemektedir!
Bakara-155 “Biz sizi korku, açlık, mal, can ve ürünlerden eksiltmek suretiyle kesinlikle sınarız. Sabredenleri müjdele.”
- Bu ve benzeri ayetlerse insanda strese neden olan ayetler, bu stres hali ise insan psikolojisi için çokta yararı olan birşey değil, devamlı bir beklenti ve yanında stres hali insanı gergin ve öfkeli yapar. Allahın böyle bir sınama yolu seçerken karşılığında sabır beklemesi ve sabredenlere olan müjdenin belirsizliği sözkonusu iken, sabrın nereye kadar olacağının belirsizliğide stresi körükleyen bir unsurdur, ama Allah için önemli olan insan psikolojisi olmadığı için yine onun tarafından gözardı edilen şey olmuş görünmektedir!
Yusuf-33 “Yusuf ”Ya Rabbi, hapis benim için bunların beni yapmaya çağırdıklarından daha iyidir. Eğer tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onların arzularına uyar ve cahillerden olurum” diye dua etti.”
- Yusuf Allahın seçkin kullarındandır! ve ayete göre istediği şey kendisine kurulan tuzakların uzaklaştırılması ve ayet şartlı bir ifade ile devam ediyor ”Eğer tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onların arzularına uyar ve cahillerden olurum” insan psikolojisi yine devrede!, Allahın seçkin kulu Yusuf, şartlı istek belirtmekte ve nedense seçkin kullar yada peygamberler için sonsuz tolerans var! ama kullara gelince öğütlenen sabırdır! oysa seçkin kul yada peygamber yada herhangi bir insan herne olursa olsun insan psikolojisi hep devrededir ve çalışır durur.
Yusuf-34 “Rabbi de onun duasını kabul edip, kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı. Kuşkusuz O, herşeyi işiten ve bilendir.”
- Demekki Allah, seçkin kulu Yusuf peygamberinin duasına anında karşılık verdi ve bu tuzakları ondan uzaklaştırdı! Allah insan psikolojisinden bihaber ki, ona öyle buna böyle rastgele davranış sergileyebiliyor!
- Konuyu özetlersek Tanrı Allah yarattığı insanlara karşı sözde rahman ve rahimdir yani sonsuz bir merhamet sahibi olduğunu ifade edilir ama ayetlerden de görüldüğü gibi daha insan psikolojisinden haberdar değildir.
- Tanrı Allah Hz. Muhammedin zihninde yarattığı hayali bir varlıktır. Bu açık gerçeği kabul ederek konuyu değerlendirdiğimiz de Tanrı Allahı yazdığı ayetlerde konuşturan Muhammed’in İnsan psikolojisinden anlamadığı sonucuna rahatlıkla varabiliriz.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Bu yazıyı yazan ateisttir. Allah’a inanmayan bir kimsenin Kur’an’ı eleştirmesi normaldir. Çünkü, onun psikolojik olarak kabullenmeye hazır olduğu tek husus, Kur’an’ın Hz. Peygamber tarafından uydurulduğudur.

Baştan itibaren böyle ön yargıyla meseleye bakan bir kimsenin düşüncesinin ne kıymeti var ki!..

Bu tür insanların psikolojisi bozuk olduğu için, sağlam bir kafa ile düşünme imkânları da yoktur.

“Biz sana kağıtta yazılı bir kitap indirseydik ve ona elleriyle dokunacak olsalardı, yine de o kâfirler 'Bu besbelli bir büyüdür.' derlerdi.” (Enam, 6/7)

mealindeki ayette bu hasta ruhların psikolojik durumlarına dikkat çekilmiştir.

- Yazıda Allah’ın insan psikolojisini bilmediği iddia edilmiştir. Yalancıktan da olsa, Allah’ı kabul eden ve onun üzerinden konuşan kimsenin ağzının söylediğini kulakları ile birlikte aklının da duyması gerekir. Psikolojiyi çok iyi bildiğine inanan ve şımarıkça ukalalık eden bu zavallının zerre kadar aklı olsa, hiç olmazsa şunu düşünür:

“Allah bütün kâinatı yaratandır. Bütün insanları ve onların psikolojik mekanizmalarını var edendir.”

Yüce Yaratıcı kadar insanların halinden anlayan var mı? İnsanı hangi duygular, hangi biyolojik, psikolojik donanımlarla yarattığını, bu donanımların yan etkilerinin neler olduğunu, bunların aşırılığa kaçmaması için hangi tedbirin alınması gerektiğini insanı bizzat yaratandan daha iyi bilen var mı? Allah’ın kanunlarının hepsi, pek çok hikmetle dolu prensiplerdir.

“... Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır." (Mülk, 67/13-14)

mealindeki ayetlerinden alacağımız çok dersler vardır.

Yapan bilir, elbette bilen konuşur. O halde, insanı Yaratan Zat, elbette ona hem dünya hem de ahiret ahyatı için gerekli donanımını verendir ve bunların nasıl kullanılacağını en iyi açıklayandır.

Böyle sonsuz ve her şeyi kuşatan bir ilim, kudret ve hikmet sahibi olduğu varlıkların şahadetiyle sabit olan Allah’ın ilmini noksan görmek için akıldan istifa etmek gerekir.

Gerçekten dinsizliğin verdiği cehalet ve körlük, her türlü akılsızlığın ve mantıksızlığın altında ve ötesinde bir realitedir.

- Allah insanları hem dünyada hem de ahirette güzel, mutlu ve sürurlu bir hayat yaşamalarını temin etmek için vahyi/Kur’an’ı göndermiştir. Bu vasıftaki hayatı temin etmek için insanların yaratılışında/yapısında korku ve sevgi  gibi zıt kutuplu güçlü bir potansiyel enerji yaratmıştır.

Kâinatın hemen her tarafında eksi-artı kutupları, çekim-itim güçlerini, merkeze doğru-merkezkaç kuvvetlerini yarattığı ve bu kanunlarla ontolojik bir düzen kurduğu gibi, insanlık camiasında da mutlu bir hayatı temin etmek adına, sevgi-korku gibi iki potansiyel enerjiyi yaratmıştır. Sevgi; çekim gücünü, merkeze doğru kuvveti temsil ettiği gibi, korku da itim gücünü ve merkezkaç kuvvetini temsil etmektedir.

Baştan sona kadar, bu konularla ilgili Kur’an’ın ifadeleri, bu iki potansiyel gücü harekete geçirmeyi amaçlamaktadır. Bu korku ve sevginin birer hayal mahsulü olmadığını göstermek hikmetiyle de cennet ve cehennemi yaratmıştır. İnsanın ulvi duygularını sevgiyle okşarken, süfli duygularını da korkuyla frenliyor.

Allah, kitap, peygamber ve cennet sevgisi gibi çekim alanları, insanı “adam gibi adam” olmaya yönlendirdiği gibi, cehennem, ateş, azap korkusu gibi itim ortamları da insanı kötülüklerden uzaklaştırır.

Demek ki, korkular, insanı bozgunculuk yapmaktan, cinayet işlemekten, zulüm ve haksızlık etmekten alıkoyduğu gibi, sevgi de iman şuuruyla “insanı insan eder belki de sultan eder.” Çünkü Allah’ın rızasını kazanmayı amaçlamış ve ebedi saadet yurdu olan cennete göz dikmiş bir mümin, güzel ahlakın sevdalısı olarak her türlü iyilikleri, güzellikleri, insani erdemleri yaşamayı ve yaşatmayı hayatının en büyük gayesi bilir.

Allah’ı sevmek, Allah’ın kullarını sevmek, Allah’ın sanatı olan bütün varlıkları sevmek, öyle bir erdemdir ki, cazibe alanı dünyayı bir nevi cennet haline getirebilir.

Tabii ki, Kur’an’ın bu ve benzeri ifadelerinin derinliğini kavrayamayanlar veya kavramak istemeyenler, onları yersiz yorumlara tabi tutmaktan çekinmezler. Boşuna dememişler: “Cahil cesur olur.” diye.

“O halde sen yüzünü, bir hanîf (tevhit ehli) olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.” (Rum, 30/30)

mealindeki ayette Allah’ın emir ve yasaklarının insanın fıtratına ve psikolojik yapısına tamamen uygun olduğuna işaret edilmiştir.

Fakat unutmamak gerekir ki:

“İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.”

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun